Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam Hukuku İftiralar Cevaplar

İhsan Şenocak

İslam Hukuku İftiralar Cevaplar Gönderileri

İslam Hukuku İftiralar Cevaplar kitaplarını, İslam Hukuku İftiralar Cevaplar sözleri ve alıntılarını, İslam Hukuku İftiralar Cevaplar yazarlarını, İslam Hukuku İftiralar Cevaplar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zamanın değişmesini gerekçe göstererek miras, şahitlik, faiz gibi Kur'ânî hükümlerin değişmesini talep etmek, Allah Teâlânın şerîat'ını nesh etmek/hükümsüz kılmak anlamına gelmektedir. Halbuki O'nun ayetlerini yalnız kendisi nesh edebilir. Vahyin bitmesiyle de o kapı kapanmıştır.
Ayetler, genel ilkeler tayin etmenin yanı sıra asıl olarak ifade ettikleri hususlarda lafzın meşru kabul ettiği usûller dairesinde tek başlarına muayyen manalar içermektedirler. Buna göre miras, kadının örtünmesi, faiz gibi muayyen hükümleri ifade eden ayetler usûlü'l- fıkh bağlamında neye nasıl delalet ediyorlarsa öyle anlaşılmalıdırlar. Usûlcülerin ayetlerden hareketle tespit ettikleri ilkeler ise, kendi başına bir hüküm oluşturan ayetleri devre dışı bırakmak şöyle dursun, onların ifade ettikleri anlamları pekiştirmeyi amaçlamaktadır. Bu yüzden fukaha; ilke, maslahat ve hikmet zarfları ile ayet-i kerimelerin ifade ettikleri muayyen manaların perdelenmesini gayr-i meşru telakki etmiştir.
Reklam
Hükümler hikmetlerle ta'lil edilemez. Bu yüzden fakihler Kur'ân ve Sünnet'ten istinbat ettikleri hükümleri açık olmayan hikmetler yerine zahir ve munzabıt olan illetler üzerine bina emişlerdir. Zira hükümleri hikmetler üzerine bina etmek, ahkâm-ı ilahinin keyfi anlaşılmalarına neden olacaktır.
Kur'ân'ın önceki kitaplarla olan münasebeti; onlarda mevcut olanı ikmal, değiştirilmemiş olanı ibkâ, değiştirilmiş olanı ıslah ve ilga ya da onlarda hiç olmayanı ibda etme ekseninde gerçekleşmektedir. Bu kavramları tanımadan Kur'ân'ı Kerim'in önceki kitaplarla olan münasebetini tahlil etmek kişileri sapıklığa sürükleyecektir.
Kur'ân'ı Kerim, Allah Teâla'nın gönderdiği kitapların en sonuncusudur. Kendisinden önce gönderilen kitaplarla bazı hükümlerinin ayniyet arz etmesi tarihsel olduğuna değil -önceki kitapları da gönderen- Allah Teâlâ tarafından gönderildiğine işaret eder. Çünkü Allah Teâlânın katında hak, bütün zamanlarda hep aynıdır.
Kur'ân-ı Kerîm'in hükümleri tarihî değil, evrenseldir. Bütün zaman ve mekânlar için bağlayıcıdır. Hicaz bölgesi, vahyin dünyaya açılım noktasıdır. Verilen örneklerde ilk muhatapların idrak seviyesi gözetilmekle birlikte aslında insanlığın ortak buluşma noktaları dikkate alınmıştır. Bilinenden bilinmeyene doğru bir seyir izlenmiştir. Bu bilinenlerde de bütün insanlık için ortak yönler mevcuttur. Örneğin deveden ya da hurmadan bahsedilmesinden müşahhas olarak deve ya da hurma değil, Allah Teâlânın yaratıştaki eşsiz kudreti kastedilmektedir.
Reklam
tarihselcilik, usûlü'l-fıkh gibi Kur'ân ve Sünnet'ten doğmamış, bilakis Batıdan alınıp Kur'ân'a ve Sünnete tatbik edilmiştir.
Kur'ân'ı Kerim'in, evrensel olduğunu ifade eden ayetlerden de anlaşılacağı üzere, ahkâm-ı ilahinin herhangi bir tarihî, coğrafi ve içtimaî ortamla sınırlı olmaksızın bütün zamanları kapsadığı ve istisnasız her mü'mini bağladığı tartışmasız bir hakikattir
İlk defa ulema tarafından tedvin edilen Usûl/Hukuk Metodolojisi, özgün hâliyle yeniden Kur'ân'a ve Sünnet'e göre yeni bir dünya kuracak muhtevadadır. Müslümanların yeni bir Usûle değil, Usûlü'l-Fıkh'ı anlayacak, Kur'ân'la ve Sünnet'le irtibatını kuracak, keskin idrak sahibi âlimleri yetiştirecek müesseselere ve Ahkâm-ı İslâmiyye'nin tatbik ve tayinine kendini memur addedecek siyasi iradeye ihtiyacı vardır.
Tam bir asırdır daha çok teberrüken okunan lakin Kur'ân-ı Kerim'i ve Sünnet'i anlama noktasında kendisine müracaat edilmeyen Usûle, tarihselciler hangi mevzunun cevabını almak için müracaat ettiler de, Usûl'un o hususta yetersiz olduğunu gördüler?! Ya da mevcut haliyle Gadamer'in sistematize ettiği Hermenotik okumayla haramları, helal yapma dışında ne tür bir icraatları oldu?! Müctehid İmamlar, mezkûr usûl kaideleri çerçevesinde hüküm çıkarırken, ortada ne o kaidelerden bahseden Roma ya da başka bir uygarlığa ait bir eser ne de müctehidlerin Roma'nın hukuk okulları ile irtibatının olduğunu, oralarda okuduğunu ya da yaşadığını gösteren bir rivâyet vardır. Bütün bunlara rağmen Batı'ya karşı eziklik duygusuyla hareket edenler, her şeyi Batılıların icad edebileceği düşüncesiyle Oryantalist iftiraları hakikate tercih etmekte ve Usûlü'l-Fıkh'ın kifayetsiz olduğunu iddia ederek Usûl'un İslâm'a aidiyetini reddedenlerin safında yer almaktadırlar
453 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.