Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam Işığında Müslümanlığımızla Yüzleşme

Ali Bardakoğlu

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ister Islâm dininin temel ilke ve amaçlarını (makasid) esas alalım ister Batılı toplumların gelişmişlik ölçütlerini kullanalım, günümüzde Islâm dünyasının ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldığını ve bunlarla baş etmede ümit veren bir tablo ortaya koyamadığını üzülerek görüyoruz. Bu durumun biz müslümanlar için fevkalade can yakıcı olmasının yani sıra, yakın ve uzak çevremizde hiç de razı olmayacağımız bir islâm algısının giderek yerleşmeye başlaması da gelecek adına hepimizi endişeye sürüklemektedir. Elbette islâm dünyası olarak birçok artı değerimiz var; bunlarla iftihar etmekteyiz. Bir taraftan sahip olduklarimizin kıymetini bilmemiz gerekirken, diğer taraftan yüz yüze kaldığımız sorunları derinlemesine tanımamız, tahlil etmemiz ve bunlarla kendi yapıp ettiklerimizin payını araştırmamız da gerekiyor. Hatta toplumumuz aydın ve yöneticilerine düşen , asıl ikinci yönde yoğunlaşıp soğukkanlı bir şekilde çözüm arayışına girmek olmalıdır.
Içki, kumar, yalan ve hile, fuhuş ve zina, büyü ve falcılık, rüşvet gibi akl-i selimin ve toplumsal sağduyunun öteden beri çirkin gördüğü davranışların yasaklanması toplumun bu yönde alacağı tedbirlere arka çıkma ve destek sağlama anlamına geleceği gibi sosyal hayati ve düzeni korumanın dinin temel hedefleri olduğunu vurgulamayı da amaçlar.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
Hal böyle olunca, tam bir mensubiyet/aidiyet düşüncesiyle klasik fıkhı sahiplenen, ıslahat talebi karşısında ayak surumelerle ve önemsiz bazı adımlarla yetinen kati gelenekçilik ile ilkesel olarak hayati ve hukuku dinden soyutlamayi hedefleyen pozitivizm sonuçta aynı amaca hizmet etmiş olmaktadır.
Sayfa 237Kitabı okudu
Bilgiyi akademik ortam, üniversiteler ve bilim insanları üretir ve toplumun hizmetine sunar. Siyasetle içiçe, tepkisel, içine kapanan bir dini eğitim reaksiyoner, çatışmacı, öfkeli yani sorunlu insan yetiştirir. Dini ideolojiler, dini cemaatlesmeler ise sadece muntesip ve teslimetyetci insan tipini artırmayı hedefler.
Işte, müslümanların iki dünyalı, üç dünyalı olması, üç ayrı meşruiyet ölçüsüne sahip olması, üç ayrı çıkış kapısına sahip olması, müslümana günlük hayatında bir imkân gibi göründü; ama sonuçta dünya kamuoyunun önüne güvenilmez ve yarın sabah kalktığında ne yapacağı öngörülemez bir insan tipi çıkardı. Her an farklı ölçüler arasında sorf yapabilen bir insan tipi üretti. Işte bugün dış dünyadaki islâm anlayışını analiz ederken bunları görmek zorundayız. Dış dünyadaki islâm algısını sadece " bizi sevmiyorlar, bizim dinimizi yok etmek istiyorlar, bizi bir kaşık suda boğmak istiyorlar " diyerek açıklarsak, resmin yarısını görmüş, diğer yarısını da işimize gelmediği için kapatmış oluruz.
Islâm dini , insanlara bir şehir veya köy hayat tarzı, toplumdaki meslek ve iş dağılımı, çevre ve imar düzeni, ekonomik hayat standardı önermediği gibi siyasi bir model de dayatmaz. Buna, ınsanlar akıl ve imkanları, bilgi ve kültürleri çerçevesinde kendileri karar vereceklerdir. Çünkü bunlar değişken ve rasyonel bir alana aittir. Insanlar ihtiyaçlarına göre, kendi bilgi ve kültürlerine göre kendi yönetim tarzlarını bulacaklardır. Ama burada önemli olan hakkaniyetin, hakkın ve hukukun sağlanmasıdır. Siz onu sagliyorsaniz, hangi vasıtasıyla bunu sağladığınız önemli değildir.
Reklam
Bugün İslâm dünyasını sarmalına alan ve dünyadaki İslâm algısını derinden hırpalayan bir temel sorun da farklılıklar karşısında sergilenen hoşgörüsüzlük, ötekileştirme ve nefret söylemidir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.