Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam Önderleri Tarihi 4

Ebu’l Hasan Nedvi

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Aklın aldığı kararlar ve onun ortaya koyduğu hükümler; şüphe, vehim ve hayalin etkisinden kurtulamaz. Akıl, unutma iptilasından ve yanılma şüphesinden kurtulmuş değildir.
"Akıl sağlam bir terazidir. Onun karar ve hükümleri kesindir. Bu kararlarda hiçbir yalan yoktur. Ama buna rağmen siz bu terazide Allah'a ait meseleleri, âhiretle ilgili meseleleri, peygamberlik gerçeklerini, Allah'ın sıfatlarının asıl niceliklerini, akıl ötesi bütün işleri ve gerçekleri ölçemezsiniz. Bu boş bir uğraş olur. Bir adamın altın tartmakta kullanılan hassas bir terazi görüp bu teraziyle dağları tartma arzusuna kapılmasına benzer ki, bu imkânsızdır. Terazinin sağlamlığına bir şey denilemez ama onun gücünün bir sınırı vardır. Aynı şekilde aklın "bilme, bulma, anlama" gücünün de bir sınırı vardır; onun dışına adım atamaz. O, Allah'ı ve Allah'ın sıfatlarını olduğu gibi bilemez."
Sayfa 233 - Kayıhan Yayınları | İbni HaldunKitabı okudu
Reklam
Kâfirlerin kutlamalarına değer vermek
Hinduların bayramlarına, kutlamalarına değer vermek ve yahudilerin benimsedikleri merasimler gününü kutlamak da şirki gerektirir, küfrü icab ettirir. Nitekim Hinduların boya bayramı (Divali) günlerinde cahil Müslümanlar, özellikle onların kadınları kâfirlerin âdet ve merasimlerini taklid etmekte ve kendi bayramı gibi kutlamaktadırlar. Kâfirlerin “divâli” denen bayramlarında hediyeleşmeleri gibi, Müslüman kadınlar da kızlarına, kız kardeşlerine tamamen müşriklerin renk ve biçiminde hediyeler göndermektedirler. Kaplarını “tamamen kâfirlerin boyasıyla” boyamaktadırlar ve kırmızıya boyanmış tatlılar doldurarak göndermektedirler. O kutlamaya ve kutlama gününe çok önem vermektedirler. Bütün bunlar şirk olup İslâm dinini inkâr etmek demektir.”
Sayfa 264Kitabı okudu
Peygamberlerin getirdiklerini akla bağlamak sistemi inkâr etmektir.
Peygamberlik yolu akıl yolundan daha ilerdedir. Peygamberlerin verdikleri doğru haberleri, aklın inceleme ve bakış açısına uygun düşürmek aslında peygamberlik sistemini inkâr etmek demektir. (Bu akıl ötesi meselelerde) tek dayanak, peygamberlerin sözlerine delilsiz inanmaktır.
Sayfa 236Kitabı okudu
İmam-ı Rabbânî, aklın katıksız, kusursuz ve saf olmasının imkânsız olduğunu, aklın da iç inanışlardan, iman haline gelmiş düşüncelerden ve dış etkenlerden etkilendiğini, aklın pek çok kararlarının, ulaştığı hükümlerin bu dış renklerle renklenmiş ve karışmış olarak ortaya çıktığını, bunların hepsinin aklın içinde ve dışında görüldüğünü herkese göstermiştir. Aklın yanılmaz bir kaynak olmada yetersiz olduğunu, yanılmaz, kusursuz kaynağın peygamberlik olduğunu, peygamberlik olmadan gerçek nefis arınmasının mümkün olmayacağını ispat etmiştir. O, nefsin arınmasıyla kalbin arınması arasına, ikisini birbirinden ayıran bir sınır koymuş ve ikisinin farkını göstermiştir.
Şirk merasimlerine saygı!
“Şirk merasimlerine, küfür şenlikleri ve kutlamalarına saygı göstermenin şirke gitmekte, sapıklığa düşmekte büyük payı vardır. Aynı anda iki dini birden doğru kabul eden şirk ehlindendir. İslâm dininin ve küfür dininin ve ikisinin birden hükümleriyle amel eden müşriktir. İslâm dinine mensup olmak için küfürden uzak kalmak ve ondan nefret etmek şarttır. Şirk şüphesinden nefret etmek tevhiddir. (Allah’ın birliğine inanmadır.)"
Sayfa 262Kitabı okudu
Reklam
"Gerçek mânada nefsi arındırma ve onu pisliklerden temizleme, güzel ameller yapmaya bağlıdır. Allah’ın rızasına uygun olan bu arındırma, yukarıda geçtiği gibi ancak peygamberlik yoluyla mümkündür. Öyleyse peygamberlik yolunun dışmda gerçek mânada nefsi arındırma, pisliklerden temizleme mümkün olmaz. Kâfirlerin ve hak yolun prensiplerine uymayan günahkârların yaptıkları arınma, kalbin arınması değil nefsin arınmasıdır. Kalbin arınması olmadan nefsin armması, dalâletten (doğru yoldan sapmaktan) başka hiçbir şeyi geliştirmez, zarardan başka bir yol göstermez. Kâfır ve fasık olan kimselerin nefis arındırma çalışmaları sırasında bazen elde ettikleri birtakım gözle görülmeyen şeyleri keşfetmelerine, görmelerine ve bildirmelerine gelince; bu harikulâde haldir, istidracdır. O kimselerin bundan elde ettikleri ; zarardan, yıkıntıdan, perişanlıktan başka bir şey değildir."
Sayfa 258Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.