Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İnsan bir şey için “Bilmiyorum” demesini sevmiyor. O şeyi bilmeğe çalışıyor. Bu emeli sağlayacak tecrübelerden, yani ilimlerden mahrum bulunduğu zamanlar uçsuz bir umman olan hayali ibda (yoktan orta koyma, icad) kuvvetine müracaat etmiş ve esatiri meydana getirmiştir.
"İslam bir kadını öğrenmek ve öğretmekten, ticaretten, bir işte çalışmaktan, velhasıl "tabiatın" ve"hikmetin" müştereken bahşettiği haklardan mahrum etmez. Şu hâlde kadınlarımızın şimdiki ruhi ve içtimai sefaletleri, biz erkeklerin sefaleti neticesidir. Ve demek ki kadınlarımızın yükselmesi de zaman ve tekâmül meselesidir." Filbeli Ahmet Hilmi / İslam Tarihi Sayfa:94/ Elips Yayınları
Reklam
Osmanlı genişlemesinin, adım adım ve kısa müddet içinde büyüyerek gelişmesinde, başta, devlet reislerinin keskin görüşlü olmaları ve yeterlilikleri,(…); âlimlerin, tasavvuf erbabının bu maksat için idealistçe gayretleri başlıca rolü oynamıştır. Osmanoğulları’nın açtığı bayrak, bütün Anadolu’nun, hattâ İslâm beldelerinin en müteşebbis, en idealist, en hareketli adamlarını etraflarına toplamış; bunların yerinde kullanılışı, hayâl zannedilen bir işi hakikat yapmıştır. Bunun en büyük şerefi ise, İslâm dünyasının yetiştirdiği en kıymetli adamlardan biri sayılmağa lâyık olan Osman Gâzî’ye aittir. Osman Gâzî’nin reisliğini yaptığı cemiyet öyle bir maddî ve mânevî hareket merkezi idi ki, bir 50 sene sonra dünyanın en kudretli devletlerinden birine vücut verdi.
Bazı müdekkikler dini şu suretle de tarif etmişlerdir: Din, öyle bir idrak hassesidir ki muhtelif isimler ve şekiller altında insan onunla “mutlak, nâmütenâhî”yi hisseder veya anlar. Bu kabiliyet olmasaydı, yani insanların yaradılışında böyle bir istidat bulunmasaydı, din meçhul ve imkân hârici olurdu. İşte bir tarif daha: “İnsanın bilinmesi imkânsız olan Mutlak Zâtı bilmek arzu ve aşkı, dindir.”
Yaratılmışlar içinde “tam manasıyla eşit”hiç bir mevcudiyet şekli olmadığı için insanlar da,hiç bir hususta “tam manasıyla eşit”olamazlar.Lakin her ne hal ve tecellide olursa olsun,bütün insanların hakkı olan şey “hukuken eşitlikti”tir ki bunun en doğru adı”hakk-ı hayat”dır.Hukuku korunmayan fertler,muntazam bir topluluk meydana getiremez.
Asırlar gelip gidiyor; adetler ve ihtiyaçların şekilleri değişiyor.Lakin esasta değişen bir şey yok.
Reklam
birden fazla kadınla evlenmenin ne kadar müşkül olduğunu gösterir.
"İki zevcesi olup da bütün muamelelerinde her ikisine karşı aynı şekilde adâlet ve müsavatla muamele etmeyen koca, bir tarafı sakat olarak haşr olunur." mânâsında olan hadîs, birden fazla kadınla evlenmenin ne kadar müşkül, hattâ çok kere çekinilecek şartlara bağlandığını gösterir. Artık şu hadîslerden sonra çok karılılığı tasvip ediyor, boşanmayı oyuncak etmiş diye İslâm ve Peygamber'ini suçlamaya imkân yoktur sanırız.
Sayfa 209Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.