Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam Tarihi (18 Cilt Takım)

M. Asım Köksal

İslam Tarihi (18 Cilt Takım) Sözleri ve Alıntıları

İslam Tarihi (18 Cilt Takım) sözleri ve alıntılarını, İslam Tarihi (18 Cilt Takım) kitap alıntılarını, İslam Tarihi (18 Cilt Takım) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
HAK GELDİ BATIL ZAİL OLDU... [ İSRÂ-81 ] Müşrikler, geceleyin üzerlerine hiç bir örtü almadan Kabe’yi, çırıl çıplak tavaf ederler ve böyle yapmayı, Kabe’ye bir tazim ve saygı sa­yarlardı. «Beytullâh’ı, anamın beni doğurmuş olduğu hal üzere tavaf ede­rim. Üzerimde dünyadan zulüm karışan hiç bir şey yok,» derlerdi. Kadınlardan da, böyle yapanlar olurdu. Elbiseli, tavaf etmek isteyenler Kureyşilerden emaneten veya kira ile alacakları elbiseden başka elbise ile tavaf etmek pek istemezlerdi. Müşriklerden biri herhangi bir elbise ile tavaf ettiği zaman, onu, tavaftan sonra atar, lânetlik adını taktığı o elbiseye artık, ne kendisi, ne de başkası hiç bir zaman el sürmezdi. (Halebi-İnsanüiuyun c. 3, s. 233, İbn-i Dahlan-Sîre c. 2, s. 140)
Sihir Sihir'in Çeşitli Manaları: Sihir sözü Araplarca: bir şeyi çekip çevirmek, değiştirmek yerinde kullanılır. Sihir, Lügatta: sebebi gizli ve ince olan şeye, Şeriatta da: sebebi gizli olan ve aslına uymayan, gözbağcılık, düzenbazlık, oyunculuk biçimindeki şeye denir. Sihir; kötü kişilerde görülen, itiraz ve red edilmesi güç olmayan olağanüstü işler diye de tarif edilir. Sihir'in Türkçe de karşılığı, büyü ve cadılıktır. Sihir, aslında, insanın Akciğerine vurarak sersemletmek manasına masdar olup sonradan cadılıkta kullanılmıştır. Akciğere ve *Hulkumun ucuna da, seher denir. Sihir sözünün, Akciğere işletmek manasına olarak bundan alınmış olduğu sanılır. Hz. Süleyman (A.s.) Devrinde Sihir. Hz. Süleyman (A.s.) devrinde de, sihirbazlık çok yaygındı. Hz. Süleyman (A.s.), bu hususta yazılan kitapları toplattırıp onları bir sandık içinde kürsüsünün altına gömdürmüştü. Hz. Süleyman'dan (A.s.) sonra bu kitaplar ortaya çıkarılarak '' Bu ALLAH 'ın (c.c.) Hz. Süleyman'a (A.s.) indirdiği, onun da, halktan esirgediği, gizlediği ilimdir.'' Dediler ve onu din edindiler. *Hulkum: İnsan veya hayvan boğazı. Ağızdan mideye giden yol. [ İbn-i Esir-Nihaye, c.1, s.346; Ebül'Baka-Külliyat, s.206; Fahrürrazi-Tefsir, c.3, s.305; Bedrüddin Ayni-Umdetülkari, c.1, s.277; Asım Efendi-Kamusul'muhit Tercemesi, c.2, s.382 ]
Reklam
"İran'da İslam'ın süratle yayılmasını sağlayan sebeblerden biri bu mağlup halkın millî ve siyasi şuurudur. Onların bu yeni dinin sancağı altında toplanmasını sağlayan bu şuur, Hz. Ali'nin oğlu Hüseyin'in Sâsânî Hanedânının son mümessili olan Yezdecird'in kızı Şehrbânu ile evlenmesi sebebiyle teşekkül etmiştir. Zira Farslar, Hz. Hüseyin'in çocuklarını eski meliklerinin varisleri sayıyorlardı. Bu milli şuur, bir yönden Hz. Ali ile Farsların ilişkisini, diğer yönden de Şia mezhebinin İran'da meydana çıkmasının sebebini açıklamaktadır. "
VE AŞK; Uhud da baş ve gövde damarlarından birisinin kesilip vücudunun 66 yerinden yara alıp, Kan kaybederek baygın bir halde yere düşüp, Hz. Ebubekir’in (R.a.) yüzüne su serperek ayılttığı Talha b. Ubeydullah’ın (R.a.) kendine gelince RASULALLAH (S.A.V.) ne yapıyor diye sorması, iyidir haberini alınca ALLAH’a (C.C.) şükürler olsun. ‘’O (S.A.V.) , sağ olduktan sonra, her musibet hiçtir demesiydi…’’ Vakıdi-Megazi, S.199, İbn-i Sad-Tabakat, C.3, S.217 .
Ümmü Seleme Radıyallahu Anhâ anlatıyor: "Ben Resûlullah'ın (Sav.) yanında idim. Yanımda Meymune bint Haris de vardı. O esnada İbn Ümmü Mektum bize doğru geliyordu. (Bu vaka tesettürle emredilmemizden sonra idi) ve yanımıza geldi. Resûlullah bize: "Ona karşı örtünün." diye emretti. Biz: "Ey Allah'ın Resûlü! O, âmâ ve bizi görmeyen, varlığımızı tanımayan bir kimse değil mi?" dedik. Bunun üzerine Resûlullah: "Siz de mi körlersiniz, siz onu görmüyor musunuz?" (Ebû Davud, Libas 37, 4112; Tirmizî, Edeb 29, 2779; Kütüb–i Sitte, 10. cilt, s.233) buyurdu.
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.