Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslamda Kadın ve Cinsellik

Oral Çalışlar

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
9 yaşında...
Hz. Muhammed Hatice’nin ölümünden sonra halası Huvayla bin Hahim’e gider, kiminle evlenmesi gerektiğini söylemesini ister. Huvayla ise kendisine şu cevabı verir: "Şayet el değmemiş bakire biriyle evlenmek istiyorsan, bu takdirde senin çok sevdiğin bir kimsenin kızı olan Ayşe bin Ebu Bekr var. Yok eğer bakire olmayan birisini almak istersen, bu takdirde sana inanan ve seni izleyen Sevde bint Zem’e var ki dul kalmıştır." Hz. Muhammed halasının bu iki önerisini de olumlu karşılar ve beriki kadınla da evlenir. Evlendiğinde henüz 9 yaşında bir çocuk olan Ayşe zamanla büyür, güzel ve çekici bir kadın haline gelir ve Hz. Muhammed üzerindeki etkinliği o ölünceye kadar devam eder.
Sayfa 122Kitabı okudu
Örtünme, bütün İslam alemince yapılması zorunlu davranışlardan biri kabul edilir. Yani farz kapsamına girer. Bu emri yerine getirmeyen kadınlar, "İslam dairesinden çıkmış ve dinin esas hükümlerinden dönmekle kafir olmuş" olur.
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Kadının psikolojik bakımdan geri olduğunu kanıtlamak için İslamcı yazarların başvurdukları kaynaklardan birisi de Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin ünlü hekimi Profesör Mazhar Osman. Mazhar Osman kadım zayıf gören düşünceleri şöyle gerekçelendiriyor: "Her kadın ayının yarısını, hazırlanma, adet, adetten sonra doğal olmayan şekilde adeta yarı hasta olarak geçirir. Cinsel ilişkide erkek beş dakikada boşaldıktan sonra aşka kayıtsız ve duygusuzken, kadın aşkın mahsulünü dokuz ay karnında, iki sene göğsünde taşır. Hamilelik, doğum ve lohusalığa ait birçok ruhi çalkantılar, doğal ve alışılmış asabiyetler gösterir. Kadınla erkek nasıl birbirine eşit olur? Ruh tıbbında araştırma ilerledikçe ruhiyet ve zihniyet arasındaki farkı daha açık göreceğiz. Kadın heyecanıyla yaşar. Erkek muhakeme yeteneği ile sivrilir."
Kuran’ın erkeklere seslenmesinin en çarpıcı kanıtları, Cennet tanımı ve ceza tehdidindeki unsurlar. Tasvir edilen Cennet, 1400 yıl öncesinin insanları için cazip gelecek güzellikler ve ödüllerle dolu. Bu güzelliklerin en çekici olanı da Cennetteki güzel kadınlar. Kitabın hemen başında Bakara suresinde Allah’ın emirlerine uyanlara şunlar vaadediliyor: "İnananlara, hayırlı işler işleyenlere müjdeler ver ki, onlar için ırmaklar ile sulanan bahçeler de vardır. Bu bahçelerin yemişlerinden birini yedikleri zaman diyecekler ki; eskiden yediğimiz şey, ama görünüşte onları andırırlar. Orada tertemiz kızlar bulacaklar, orada her zaman kalacaklar." Bu tanımlar, Kuran’ın bütün havasına hakim. Cennetin en önemli ödüllerinden birisinin kadın olduğu sürekli vurgulanır. Ama, kadınlara verilmesi düşünülen bir ödülden söz edebilmek mümkün değil. Bu konuda bir ayete rastlamak çok zor. Örneğin kadınların Cennette güzel ve iyi huylu erkekler bulacaklarım söyleyen bir ayete rastlayamazsınız. Bu vaatlerin yalnızca erkeklere yönelik olduğu ortada.
Kadının ayağının görünüp görünmemesinin ne gibi günahlara sebep olduğu üzerine tartışmalar yapılan bir toplumda, hele bunun nasıl olacağına erkekler karar veriyorsa, işin nereye vardığı anlaşılabilir. Kadının eve kapatılmasıyla, toplumda sınıflararası uçurumların artmaya başlaması paralel gitti. Bu bir düzenden, başka bir düzene geçişin işaretiydi. Kadının örtünmesi yeni bir ahlak anlayışını, yeni bir cinsel ilişki mantığını, yeni bir dünyayı da beraberinde getirdi. İslamiyet, devlete, giderek imparatorluğa dönüştükçe, kadın da duvarları daha kalın olan perdelerin, evlerin içine kapatıldı. Göçebe toplumundan, askeri demokratik yarı köleci toplumdan, feodal topluma geçiş bir sıçrama. İslamiyet’e geçiş, bu sıçramanın, tarihi anlamda bir ilerlemenin ifadesi. Arap toplumu İslamiyet’le birlikte soyut düşünceye adımını attı, yani felsefi alanda bir sıçrama yaptı. Ama, işte bu ilerleme, ezen ile ezilen arasındaki sınırı keskinleştirdi, ezilen bir cins olan kadını eve hapsetti. Erkeğin baskısı biraz daha arttı. Örtünmenin kadını koruduğu, onun namusunu her şeyin üstünde tuttuğu gibi iddialar, bir ideolojinin kendisini savunması ve bir haksızlığa kılıf arama çabası. Kadının nasıl giyineceğine, nerede oturup nerede kalkacağına kendi karar verecekken, buna erkekler karar veriyorsa, erkekler özgürce giyinirken, kendisi sarıp sarmalanmak zorunda kalıyorsa, bunun neresi beni korumak diye düşünmez mi? Kim köleliği gönüllü olarak kabul eder?
Sayfa 165Kitabı okudu
Kuran’ın Nisa suresinde, puta tapan Mekkelilere yöneltilen en ağır suçlama onların putlarının dişi olduğu. Yani İslam öncesi Arap toplumu, putlarını dişi yapacak kadar kadının etkili olduğu bir sistem içinde yaşıyordu. Nisa suresinin ilgili ayetleri şöyle: "Onlar Allah'ı bırakırlar da dişilere (putlara) taparlar. Böylece ancak inatçı şeytana tapmış olurlar." Kuran bu hükmü verince bütün İslamcı kesim ve onların erkek egemen kafaları kadın erkek eşitliğini savunmayı, kadınlara danışmayı ve onların sözüne uymayı büyük bir günah kabul etti. Peygamberden rivayet edilen şu sözler onların erkek dünyasının en önemli dayanağı sayılarak sürekli hatırlatılır: "Kim ki kendisini karısının kölesi yapar, o mutlaka sapıktır. Tanrı, kocaya karısının üzerinde mutlak üstünlük (hakimiyet) tanımıştır: Şayet koca bu durumu tersyüz edecek olursa bu takdirde şeytanı haklı kılmış ve kendisine dost edinmiş olanlardan olur."
Sayfa 202Kitabı okudu
Reklam
Muhammed döneminin İslam ileri gelenlerinden Abdullah İbn-i Mesud mutayı nasıl yaşadıklarını anlatır: "Biz Peygamber ile beraber gazaya giderdik. Bizim yanımızda kadınlar bulunmazdı. Cinsi münasebete şiddetle ihtiyaç duyardık. Bunun üzerine (Hz. Muhammed’e dönerek) Ya Resulallah erkekliklerimizi çıkarıp hadım olalım mı? diye sorduk. Resulallah bizi iydişlenmekten (erkekliğimizi öldürmekten) men etti. Bundan sonra (belli bir zaman için) elbise gibi (ücret karşılığında) kadın eş almamıza izin verdi."
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.