İslami Hayat ve Sorunları kitaplarını, İslami Hayat ve Sorunları sözleri ve alıntılarını, İslami Hayat ve Sorunları yazarlarını, İslami Hayat ve Sorunları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Muhammed Gazali, "İslâmî Hayat ve Sorunları" başlığını taşıyan bu kitapta kısa yazılar halinde bir müslümanın günlük hayatında yaşadığı karşılaştığı zorluklara işaret etmekte ve bazı örneklerle tavsiyeler vermektedir.
Söz konusu kitap 5 bölümden oluşmaktadır. Her bölümün içinde uzunlu kısalı birçok yazı yer almaktadır. Bunlar arasında beğendiğim yazıların başlıkları şöyle: "Gerçek İbadet", "İtham Parmakları", "İslâm'ın Anlaşılması Üzerine", "İfrat ve Tefrit" ve "Fakihlerin İhtilafı".
128 sayfadan oluşan bu kitabın bana ciddi bir katkısı olduğunu düşünmüyorum. Muhammed Gazali, "Düşünce Mirasımız" ve "İslâm'ı Nasıl Anlamalıyız" kitaplarında burada özetle ve yetersiz bir şekilde bahsettiği konuları çok daha detaylı ve faydalı bir şekilde incelemişti. Bundan dolayı "İslâmî Hayat ve Sorunları" kitabını beğenmediğimi ve tavsiye etmediğimi bildirmek isterim.
Bu kitaptan yaptığım alıntıları bir arada görmek için tıklayınız:
sametonurr.medium.com/i%CC%87slami-ha...
Tecrübelerime dayanarak edindiğim intiba şu ki Müslümanlar, Sünnet-i Seniyeyi anlamada şu iki hataya düşmüşlerdir.
1)Zayıf rivayetlere çokça yer vermek, öyle ki bu tür rivayetler ibadete yansıyacak kadar yaygınlık kazanmıştır.
2)Sahih hadisleri sağlıklı bir şekilde anlayamama, buna bağlı olarak bu hadisleri araştırma yoluna gidememeleri.
Hiç unutmuyorum, Mekke'de yayınlanmış bir broşür elime geçti. O broşürde Allah Resulü Hz. Muhammed'in (s.a.) insanları İslâm'a davet etmeden, onlara karşı savaş açtığı, bu savaşların iptidaî hücumlardan ibaret olduğu belirtiliyordu.
Meseleleri bu şekilde yorumlayanlar, kitap ve sünnetin başına bela olan kaim kafalı kişiler olup, cehl-i mürekkeb müntesipleridir.
Gözlenen şu ki Kur'an-ı Kerim'le ilişkilerimiz zayıftır. Onun hidâyet ve nur dolu hakikatleri bize kapalıdır. Oysa Kur'an-ı Kerim, İslâmî kaynakların ilkidir. O, Allah Teâlâ'nın Kitab-ı Kerimidir.
Bununla Kur'an'ın az tilavet edildiğini kasd etmiyorum. Kastettiğim şey, Kur an üzerinde düşünme zayıflığı, şuura yerleştirmeme ve aziz kitabı idrak edememe meselesidir.
"Müslümanın Akidesi” isimli kitabımı telif edip içinde Mehdi'den bahsetmeyince bana denildi ki:
-“Niçin Mehdi’yi kıyamet alâmetleri içinde saymadın?”
Dedim ki:
-“Mehdi hakkında sarih bir hadis rivayet edilmemiştir. Sarih olarak rivayet edilen de sahih değildir. Sabit bir hükmü ifade etmeyen bir şeyi, küfür ve imanın arasını ayıran bir akide haline nasıl getirebilirim?” Sonra şöyle dedim:
-“Şimdiki problem beklenen Mehdi değil beklenmeyen Mehdi'dir. Zaman zaman aniden ortaya çıkıyor. Bu durum ancak deccalların sayısını artırıyor.”
İFRAT VE TEFRİT
Fıkhî ayrılıklar, müminler arasında kardeşlik duygusunu zedelememeli ve aralarında olay çıkarmamalıdır. Ne var ki kimisi bu fer'i ihtilaflardan habbeyi kubbe yapmaktadırlar. İhtilafları harp çıkartacak düzeye getirenler aslında asıl hastalıklarını gizliyorlar.
Birisi bana şöyle demişti: “İslâmîyet'in ilk yıllarında davet, katlden
Adamın birisine dedim ki:
- Falan kişiyi tanıyor musun? Benim bir arkadaşım onunla tanışmak ve yakınlaşmak istiyor, belki de büyük çapta ticari bir ortaklık yapmayı teklif ediyor.
Adam dedi ki:
-Gayet tabi onu çok iyi tanıyorum. Orta yaşlı, kısa boylu, esmer yüzlü birisidir.
-Başka ne özelliklerini biliyorsun? dedim.
-Güzel kravat bağlar,