İslamın Dirilişi

Sezai Karakoç

En Eski İslamın Dirilişi Gönderileri

En Eski İslamın Dirilişi kitaplarını, en eski İslamın Dirilişi sözleri ve alıntılarını, en eski İslamın Dirilişi yazarlarını, en eski İslamın Dirilişi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eski muhteva yeni bir terminolojiyle yaşatılmakta, toplumdaki her türlü diriliş davranışları gelecekte vâdedilen bir kurtuluş adına boğazlanmaktadır.
Düşüncede diriliş olmazsınız inançta diriliş gerçekleşmez. İnanışta diriliş olmazsınız da duyuşta, duyarlılıkta, yani sanat ve edebiyatta diriliş başlayamaz.
Sayfa 25
Reklam
Düşünmek... Bu, insanoğlunun en değerli özelliklerinden biri olan kabiliyetini geliştirmek... İşte, bu tarihî dönemde, İslâm aydınına düşen büyük ödev. İslâm, düşünmeyi, insana sürekli olarak bir ödev bilmiştir. Kur'an, yüzlerce ayette, bu ödey üzerinde durur. Düşünmeğe çağırır. Işığa koşan bir kelebeğin o telâşlı halinden, geceyi, bir dalgayı yararcasına aşan yarasadaki o radarlı yürüyüşten, baharda gülün birdenbire açılışından, sonbaharda bütün bir tabiatın ölüşünden, evrensel bir kefen gibi varlığı bürüyen kıştan, peygamberleri dinlemediği için zamanın kılıcıyla toza ve küle çevrilen medeniyetlerden, ölümden ve ölüm ötesinden, mezardan, doğumdan ve çocuktan, yeraltından, ayın üstündeki altın tozlara kadar düşünmek, insana, Yaratıcı tarafından bağışlanan en soylu bir özellik değil midir?
İslâm düşüncenin yolunu kesmemiştir. Asıl biz, düşünmeyi durdurduğumuzdan İslâm'a olan ilgilimiz kaybettik, hattâ yer yer kopardık. İslâm'a olan aşkımızı yitirdik.Düşünme bağımsızlığımızı yitirdik. Zekâmızı kör bir ezbercilik batağına sapladık. Değer hükümlerimizi bir misyoner mantığının ağına taktık. Klasik kültürümüzü müsteşriklerin yorumuna ısmarladık. Hafıza, ancak tarihin mirasını canlı tutmak için gerekli iken, Batı kültürünün artıklarıyla doldu.
Sayfa 33
Işığa koşan bir kelebeğin o telaşlı halinden, geceyi, bir dalgayı yararcasına aşan yarasadaki o radarlı yürüyüşten, baharda gülün birdenbire açılışından, sonbaharda bütün tabiatın ölüşünden, evrensel bir kefen gibi varlığı bürüyen kıştan, peygamberleri dinlemediği zamanın kılıcıyla toza ve küle çevrilen medeniyetlerden, ölümden ve ölüm ötesinden, mezardan, doğumdan ve çocuktan, yeraltından, ayın üstündeki altın tozlara kadar düşünmek, insana, Yaratıcı tarafından bağışlanan en soylu bir özellik değil midir ?
İslam inancı, öylesine bir canlılık içindedir ki, yalnız kendi ülkesini aydınlatmakla kalmamış, bir yandan Amerikaya, bir yandan Avrupaya kol atmış, Afrika'daki gelişmesi ise bir kıtanın kısa zamanda müslümanlaşması ve bağımsızlaşması sonucunu doğurmuştur. Böyle bir başarının onda birini hıristiyanlık gösterebilseydi, Avrupalı düşünürler, bunu çağın hatta yeni zamanların en büyük olayı ola rak selamlarlardı.Ama başarı İslama ait olunca ölüm kadar sessizdirler.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.