Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam Düşünce Tarihinde Yenilik Arayışları Kişiler, Fikirler, Akımlar

İslam'ın Yenilikçileri 1. Cilt

Recep İhsan Eliaçık

En Yeni İslam'ın Yenilikçileri 1. Cilt Sözleri ve Alıntıları

En Yeni İslam'ın Yenilikçileri 1. Cilt sözleri ve alıntılarını, en yeni İslam'ın Yenilikçileri 1. Cilt kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Ey Muaviye! Eğer bu yaptırdığın (Beyaz Saray), Allah'ın malındansa hainliktir, kendi malınsa savurganlıktır." EBU ZERR-İ GIFARİ
İSLÂM DÜŞÜNCE TARİHİNDE YENİLİK ARAYIŞLARI KİŞİLER, FİKİRLER, AKIMLAR - ŞUBAT 2011 - İNŞA YAYINLARIKitabı yarım bıraktı
Hz. Peygamberi (S.A.V.) öldürmeye geldiğinde Müslüman olan, Peygamber ölünceye kadar daima yanıbaşında yer almış, sert mizacı, keskin zekası, uzun boylu iri cüssesiyle, Şibli Numani'nin dediği gibi ondan sonra hiçbir müçtehidin yeni bir şey söylemediği, "Ben dağlarda yalınayak koyun güderdim." diyerek dünya çapında bir insan olacağını daha önce hiç düşünmemiş, 12 yıllık iktidarı dönemindeki müthiş icraatlarıyla hala hafızalardan silinmeyen, İslam medeniyetinin çölün sıcak vahalarından nasıl dünya çapında bir insan çıkardığının simgesi Hattab'ın oğlu Ömer el-Faruk..
İSLÂM DÜŞÜNCE TARİHİNDE YENİLİK ARAYIŞLARI KİŞİLER, FİKİRLER, AKIMLAR - ŞUBAT 2011 - İNŞA YAYINLARIKitabı yarım bıraktı
Reklam
Medeniyet yükselişlerinin güneşin hareketi istikametinde, Doğu'dan Batı'ya doğru hareket ettiği tarihen sabittir; Çin, Hind, İran, İslam, Avrupa ve Amerika... Şimdi insanlık yeni bir medeniyet kurmak için ya başka bir gezegene gidecek ya da Çin'den başlayarak yeni bir "tura" daha başlayacaktır. Oysa dünyadan çekip gitmek veya kendini tekrar etmek yerine, yeni medeniyetin, bütün insanlık tarihinin hülasasını çıkararak "küresel senteze" ulaşması daha mantıklıdır.
İSLÂM DÜŞÜNCE TARİHİNDE YENİLİK ARAYIŞLARI KİŞİLER, FİKİRLER, AKIMLAR - ŞUBAT 2011 - İNŞA YAYINLARIKitabı yarım bıraktı
Fakat Hz. Muhammed’den sonra da medeniyetler Şeriâtî’nin gelgit hareketi dediği durumu yaşamaya devâm etmişlerdir. İslâm ümmeti Câbirî’nin tâbiriyle rasyonele değil, irrasyonele veya hermetik âtıl akla, Hasan Hanefî’nin tâbiriyle antropolojiye değil teolojiye, metafiziğe yönelmiştir. İkbâle göre de İslâm’ın gelişi aslında akıl ve tecrübe çağının başlaması anlamına gelmekteydi. Çünkü risâlet kendi kendini feshetmişti. Bunun anlamı şuydu; İslâm’dan önceki eski dünyâ, yâni Hind, Yunan, Budizm, Manehizm, Yahûdîlik ve Hıristiyanlık gâipten gelecek haberler veya kurtarıcılar beklentisi içindeydi. İslâm bu beklentileri sona erdirerek artık insanın kendisi, aklı ve tecrübesiyle tabiatla baş başa kaldığını ilan etti. Bu bir anlamda bilimin de doğuşu demekti.
İSLÂM DÜŞÜNCE TARİHİNDE YENİLİK ARAYIŞLARI KİŞİLER, FİKİRLER, AKIMLAR - ŞUBAT 2011 - İNŞA YAYINLARIKitabı yarım bıraktı
Ali Şeriâtî medeniyet târihinde milletlerin hep “bu dünyâ” ile “öbür dünyâ” arasında gidip geldiğini söyler. Şeriâtî’ye göre örneğin dünyâya dalmış Çinlilere Laotse gelmiş dikkatleri öbür dünyâya çekmiş, sonra Konfüçyüs gelmiş Çinlileri tekrar bu dünyâya yönlendirmiştir. Buda ve Mavahira da Hindlilerin dikkatlerini öbür dünyâya yönlendirmiştir. Kezâ Yunanlılar da Eflatun hakikatı göklerde ararken, Aristo yeri göstermiştir. Yunan filozofları dünyâyı sırf akılla kavramaya kalkınca İkbâl’in dediği gibi tecrübe ve deney ihmâl edilmiş, Yunan medeniyeti bir teorik felsefe medeniyeti olarak kalmıştır. Semavî dinlerin Peygamberlerinden sonraki gelişmelere baktığımızda da durumun aynı olduğunu görüyoruz; Hz. Mûsa’nın dünyevî karakteri daha bir öne çıkmış, İsrailoğulları bu karakteri iyice çığırından çıkararak Begoviç’in dediği gibi dünyâ görüşlerini tümüyle “bu dünyâcılık” üzerine kurmuşlardır. Hz. İsa buna tepki olarak uhrevî karakteri öne çıkarmış, ondan sonra da Hıristiyanlar işi çığırından çıkararak bütünüyle öbür dünyâcı bir ruhbanlık üretmişlerdir. Nihayet Hz. Muhammed gelmiş ve dengeyi yeniden kurmuştur. Begoviç’in tâbiriyle Muhammed, Mûsa ile İsa’nın, dünyevî ile uhrevî karakterin, kısaca Doğu ile Batı arasında İslâm’ın dengeli duruşunun adıdır.
İSLÂM DÜŞÜNCE TARİHİNDE YENİLİK ARAYIŞLARI KİŞİLER, FİKİRLER, AKIMLAR - ŞUBAT 2011 - İNŞA YAYINLARIKitabı yarım bıraktı
132/750'deki Abbasi devriminden sonra, Emevi döneminin muhalefet hareketleri yükselmeye başlamış, asabiyet giderek Arap/Abbasi/Fars unsuruna kaymıştır. Abbasilerin özellikle üçüncü döneminden itibaren Buveyhi egemenliğiyle birlikte iyice Fars/Şia unsuruna dayanmıştır. Dördüncü ve beşinci dönemlerinde ise asabiyetin Türk/Selçuklu/Sünni/Eş'ari unsuruna kaydırıldığı görülmektedir. Moğol istilasından sonra da Selçuklu mirasını devam ve tekrar eden Türk/Osmanlı/Sünni/Eş'ari asabiyeti yükselmiştir.
Reklam
Hz. Osman'la birlikte asabiyet Arap/Kureyş/Emevi unsuruna iyice kaydırıldı ve bu dayatıldı. Hz. Ali genelde Hz. Peygamber'in yeni değerlerine yaslanarak bu dayatmaya karşı çıktıysa da, etrafında oluşan muhalefet Arap/Kureyş/Haşimi temelinde kendini ifade etmek zorunda kaldı. Muaviye'yle birlikte bu mülk iddiası devam etmekle kalmadı, kendi
İslam düşünce tarihinde gelenekçiliğin kendi özel şartlarına gelince şöyle bir gelişme olmuştur; Mekke'de mülkün (ülke, toprak ve devlet) sahibi Arap/Kureyş topluluğuydu. Hz. Peygamber bu asabiyeti yıktı. Bu nedenle bölücülük ve Arapları zayıflatmakla suçlandı. Hz. Peygamber'in getirdiği yeni değerlere göre mülkün sahibi topyekün Müslümanlar, yüce değerleri yaşayan insanlardı. Bu nedenlerledir ki daha önce mülke hiç yaklaştırılmayan, Arap/Kureyş olmayan unsurlar, köleler, kadınlar vs. mülkte söz sahibi oldular. Bu sosyolojik anlamda bir devrimdir. Ancak bu durum Hz. Peygamber'in ölümünden sonra uzun süre sürdürülemedi. Devrimin mantığı devletin mantığına uyduruldu. Mülk, Arap/Kureyş asabiyetinin elinde tutuldu.
İslam düşünce tarihi içinde zihinleri geçmişe dönük çalışanlar daha çok bütün franksiyonlarıyla Selefi denen gruplardır. Gelenek, bu durumda geçmişte yaşamış bir otoriteye isnat edilmektedir. İslam düşüncesinde bu otorite kişi olarak Hz. Peygamber, metin olarak Kur'an ve hadis, topluluk olarak sahabe/tabiun, zaman olarak yedinci yüzyıl, mekan olarak da Mekke/Medine Coğrafyasıdır. Tarihin akışını düz bir çizgide sürekli bozulma olarak anlayan gelenekçi, geçmişteki asr-ı saadet özlemiyle yanıp tutuşmakta, sürekli o döneme dönmek istemektedir. Geçmişte her şey iyiydi, güzeldi, zaman geçtikçe her şey kötüye gitmekte ve bozulmaktadır. Dolayısıyla kurtuluş geçmişteki bu otoritelere, metinlere, kişilere, zamana, mekana sarılmakla gerçekleşebilir. Oysa ki zamanın ilerleyişi düz (lineer) değil daireseldir. Dün, bugün ve yarın sürekli deveran eder. Burada bir çevrimsellik (tarihsellik değil) durumu söz konusudur. İyi, kötü olabilir; kötü, iyi olabilir. Dünün şartları tekrar oluşabilir, bugünün şartları değişebilir. Bu durumda ayağımızı sağlam basacağımız zaman dilimi, dün değil bugündür. Yarın ise zaten daha gelmemiştir. "Yani denilebilir ki gelenekçi, pergelin sabit ucunu düne koyarkn, yenilikçi bugüne koymaktadır...
Öyle anlaşılıyor ki Kur'anın nazil olduğu dönem olan yedinci yüzyılın üzerinden zaman geçtikçe "gelenekçiler" ve "yenilikçiler" zuhur etmeye başlamış ve her iki taraf da kendini savunmak için bu tür rivayetler ihdas etmişlerdir. Arap/Kureyş asabiyetini pekiştirmek için "İmamlar Kureyş'tendir." türü hadislerin ortaya çıkması, Kureyş içindeki muhalefeti meşrulaştırmak için "Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır. Benden sonra vasim ve halifem sensin." şeklindeki hadislerin yaygınlaşması, Arap/Kureyş asabiyetine karşı İran/Fars asabiyetinin öne çıkaranların çoğalmasıyla "Arabın Aceme üstünlüğü yoktur, üstünlük takva iledir." veya "İlim, Süreyya yıldı zında bile olsa Farslılardan birisi ona ulaşacaktır." türü rivayetlerin çoğalması, bu tür rivayetlerin arka planında siyasi/sosyal saiklerin bulunduğunu açıkça gösteriyor. Yeni durumlar ortaya çıktıkça gelenekçileri veya yenilikçileri destekleyen hadislerin hızla üretildiğini görüyoruz. "Ehl-i Bid'at", "Fırka- i Naciye" veya "Müceddid" hadisleri bunun tipik örneğidir. Hz. Peygamber, böylesi rivayetleri söylemiş olsa bile bununla tarihin bir döneminde yaşamış özel bir kişiyi veya grubu işaret etmiş olması mümkün değildir.
62 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.