Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslamiyet Gerçeği 3

İslamiyette Ahlak ve Kadın

Erdoğan Aydın

İslamiyette Ahlak ve Kadın Gönderileri

İslamiyette Ahlak ve Kadın kitaplarını, İslamiyette Ahlak ve Kadın sözleri ve alıntılarını, İslamiyette Ahlak ve Kadın yazarlarını, İslamiyette Ahlak ve Kadın yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ahlak
Dinlerin ve sömürü ilişkilerinin ahlak kavramında yarattığı yanılsamalara karşın, ahlakın temeli, insanlar arası ilişkilerde adalet ve farklılıklara saygıda belirlenir.
270 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
İslamiyet ve kadın
Öncelikle şunu belirtmek isterim, daha duymadıklarınız varsa yazar size İslam'ın kadını yücelttiği fikrini ayetler ışığında işin öyle olmadığını ispatlıyor. Kişisel peşin hüküm bir yana bırakılırsa Arap kadınını mehir karşılığı satın alan, iki kadının bir erkeğin şahitliğine bedel olması, anasını cinsel ilişkiye girmediği için boşayıp kızını alma hakkını tanıması sen bana zıharsın (sırtın anneminkine benziyor) boş ol gibi kadınlık ve insanlık hakkını elinden alan vb. onlarca delil göstererek İslam'ın doğrudan erkek menfaatini koruduğunu gözler önüne seriyor. Ezcümle okumak isteyen Müslüman bayan arkadaşlarının bu gerçeklerle yüzleşmesi canlarını acıtabilir. Deist, agnostik ve ateist arkadaşların ise zaten bildiği konular içerdiği için yine de okumalarını tavsiye ederim.
İslamiyette Ahlak ve Kadın
İslamiyette Ahlak ve KadınErdoğan Aydın · Kırmızı Yayınları · 200834 okunma
Reklam
Nikah ve özgürlük
Son sözü İstanbul eski vaizi, laik olma iddiasındaki bir devletin en büyük şehrinin kamu görevlisinin, Ali Aslan'ın sansürsüz sözlerine bakalım: Nikah bir nevi köleliktir. Binaenaleyh kadın teşbih yoluyla kocasının kölesi sayılmaktadır. O halde, mutlak bir şekilde nefsi hakkında Allah'a isyan olmayacak bir tarzda koca, zevcesinden neyi isterse zevcesinin onu yerine getirmek suretiyle itaat etmesi lazımdır. Kocanın zevcesi boynundaki hakkının büyüklüne dair pek çok hadisi şerif varit olmuştur. Ezcümle Allah'ın Resulü şöyle buyurmuştur: "Hangi kadın, kocası kendinden razı olduğu halde ölürse, o kadın cennete dahil olur. (kadınlara hitap/Hadisi şerifler Aslan yayınları s. 203)
LiteratürKitabı okudu
Çok eşlilik
Diğer yandan çok karılığa savaşları bahane yapan mantığın, ideolojisini yaymak için cihadı kutsal bir araç olarak gördüğü anımsanınca, sorun daha da büyüyor. Ekonomik faaliyeti erkeğe tahsis edip, sonra da bunu gerekçe göstererek kadını onun emrine vereceksin; cihadı farz kılıp sonra da bunu gerekçe göstererek çok eşliliği mazur göstereceksin! Tekrar malum tutarlılık kuralını anımsatalım: "kimse yükümlülüklerinden kurtulmak için kendi kusurlarını öne süremez! Üstelik burada kutsal sayılan Cihat, emekçilerin sömürüye, bağımlı ulusların sömürgecilere karşı yürüttüğü savaş gibi haklı bir savaş değil. Allah'ın ideolojisinin diğer insanlara kabul ettirilmesi için savaş açmak, gerçekte Allah'ın, eğer isterse kendi ideolojisini insanlara kendiliğinden aşılayabileceğine de inanmamak anlamına gelir. Dahası bu onun yapmadığı işi, onun adına yapmaktır. Ama cahil insanların "öbür dünya" hayallerini güvence altına almak için böyle düşmanlık ve katliama koşullandırılması maalesef çok kolay olmaktadır.
Sayfa 138 - LiteratürKitabı okudu
Kadın ve aşk.
Şeriatın kuralı açıktır: Erkeksen ve zenginden özlemlerini keyfince giderebilir din; yok kadınsan veya yoksulsan "kaderine" razı olacaksın! Evlenemeyecek kadar yoksul bir erkek olarak bir de sevdiğin kızı kaçırıp "iki gönül bir olunca samanlık seyran olur" düşüncesiyle resmi olmayan yoldan aile kurmuşsanız daha da kötü. Çünkü kadın, ailesinden mehir pazarlığıyla satın alınmamış olduğundan, bu ilişki İslam'a göre "zinadır", fuhuştur, haramdır ve artık öbür dünyanın cezasına dek, bu dünyada da her birine 100'er değnekten başlayıp, dönemin siyasal anlayışlarına göre taşlanmaya kadar cezalandırılmaları şeriatın gereğidir. Bu adaletsizlik içinde, erkeklerin savaşlarda kırılıp, kadınların erkek sayısına göre fazlalaştığı dönemlerde bile, kendilerine Oruç önerilen, pek çok yoksul erkek evlenemezken, pek çok kadın da evde kalmaya mahkum olur ve bu kez de babanın namusu adına mağduriyete uğrar.
Sayfa 134Kitabı okudu
Namus ve kadın
Şeriatın koruduğu ve adına "namus" dediği şey ise, erkeğin mehir karşılığı satın aldığı ve kendinin "tabii ve fıtri ihtiyaçlarını" karşılayan "Mal"ların kendi adına başkalarına karşı korunmasından ibarettir.
Sayfa 130 - LiteratürKitabı okudu
Reklam
Gazeteci Ufuk güldemir güney Afrika'da araştırma yaparken "kâfir" sözcüğü ile karşılaşmasını şöyle anlatıyor: Bu sözcükle tanışma, rehberin bir lokantayı kastederek "oraya kâfirler de gider" demesiyle başlıyordu. Afrika dilinde diyordu Güldemir "inançsız" anlamına gelen bu sözcüğün bizim mensup olduğumuz coğrafyaya ait olduğunu öğrenince de şaşırma sırası ona gelmişti. Daha sonra Pretoria kütüphanesinde ki etimolojik araştırma, bu sözcüğün yıllar önce bu kıtanın doğusunda at oynatan Arap tüccarlarının siyahlara hitap biçiminden, beyaz Afrikalılar'a miras kaldığını ortaya çıkarmıştı. Demek ki, sadece "kâfir" sözcüğünün kökeni için değil, ırkçılığın kökeni açısından bile Müslüman esir tüccarları dahil dinler tarihine geri gitmek gerek. (Cumhuriyet gazetesi 9 Mart 1987)
Dini ahlakın insanları disipline etme aracı ahirettir ki bu, dine, cehalet nezdinde büyük bir etkinlik kazandırmaktadır.
Sayfa 37 - LiteratürKitabı okudu
Kayıtsız şartsız boyun eğmek, (kulluk) ya da cezalandırılmak şeklindeki bir ilişkinin, çağdaş insanlık ahlakı nezdinde kabul edilemez olduğu açıktır. Bu durumda bilimsel soğuk kanlılıkla kendimize sormalıyız: peki ama insanlık Tanrı'yı niçin böyle köleci bir perspektifle yarattı? Çünkü Tanrı bilincinin oluştuğu dönemde insanlar, köleci bir toplum atmosferinde yaşıyordu ve en güçlü olan, firavun, imparator Sultan payeleriyle kölecilerinde başı ve emri olan monarktı.
Bilim ve Ahlak
Dinler, bilim ve teknoloji alanında sağlanan devasa gelişme ve bu gelişmenin tek gerçek yaratıcının insan olduğu gerçeği karşısında yaşadığı çaresizliği, ancak ahlakçı söylemle örtebilmektedir.
Reklam
İslâm ve ahlak
Adem soyunun aile içi ilişkiler ile çoğaldığı dolayısıyla yaratıcının daha en başından kendine yüklenen temel ahlak kurallarını çiğnediği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Yani, olmasını istediği şeye sadece "ol" demesi yeterli olan Allah temel ahlak ihlali olan birinci derecede akrabalar arası cinsel ilişkiyi insanlığa zorunlu kılmış, insanlığı daha çoğalışının ilk adımında ahlak dışılığa mecbur bırakmıştır.
Sayfa 7 - LiteratürKitabı okudu
340 syf.
·
Puan vermedi
Erdoğan Aydın, bu kitapta İslamiyete ve Kur'an-ı Kerim'e karşı oldukça saldırgan bir tutum sergilemiş. Yazar Kur'an-ı Kerim'in Hz.Muhammed tarafından yazıldığını iddia ederek, ayetler ve hadisler üzerinden adaletsiz, ahlaksız, erkek egemenliğine dayalı din yaratıldığını anlatmaya çalışıyor. Tabi bu ayet ve hadisleri yorumlarken oldukça öznel bir yaklaşım tercih etmiş. Okunabilir bir kitap ama yine de okurken yazarın objektif olmadığını unutmamak gerekir.
İslamiyette Ahlak ve Kadın
İslamiyette Ahlak ve KadınErdoğan Aydın · Kırmızı Yayınları · 200834 okunma
Din ve Ahlak
"Günah düşüncesi insanın kendi ahlaki varlığını, insanlığını, bir tür çıkar için, cennete gitmek için, insanların onu dindar görüp saygı göstermeleri için tanrı adına satması demektir."
Din ve Ahlak
"Alman filozofu Forbreg'in 'din, evrene ahlaksal bir düzen verme inancıdır' demesine karşın bu yargı nesnel değildir. Dahası, din adına yapılmış olan cinayet ve ahlaksızlıklar, dine dayanmayan rezilliklerden çok daha zalim ve çok daha geniş olmuştur."
Geri112
195 öğeden 181 ile 195 arasındakiler gösteriliyor.