Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Usul-i Cedid Eğitim

İsmail Gaspıralı ve Rusya Türklerinde Milli Uyanış

Selçuk Türkyılmaz

İsmail Gaspıralı ve Rusya Türklerinde Milli Uyanış Sözleri ve Alıntıları

İsmail Gaspıralı ve Rusya Türklerinde Milli Uyanış sözleri ve alıntılarını, İsmail Gaspıralı ve Rusya Türklerinde Milli Uyanış kitap alıntılarını, İsmail Gaspıralı ve Rusya Türklerinde Milli Uyanış en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Birinci Dünya Savaşı’nda İngiltere ve Fransa’nın müstemlekelerden topladığı maddi kaynaklar savaşın sürdürülmesi açısından hayatî öneme sahipti. Fakat savaştan sonra tahmin edilmeyen asıl hadise ise bu ülkelerin müstemlekelerden topladıkları askerlerin Fransa ve İngiltere anavatanına yerleşmiş olmasıdır. İkinci Dünya Savaşı’nda müstemleke askerleri Avrupa kıtasındaki savaşlara da katıldı. O zamana kadar geçen yaklaşık dört yüzyıllık dönemde Avrupalılar Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi kıtaların ve ülkelerin demografik açıdan altını üstüne getirmişti. Göç yoluyla ülkeleri istila etmişler ve medeniyetlerin kendilerine olan inancını yok etmişlerdi. Fakat zamanla onlar da benzer sorunlar yaşamaya başladı. Fransa ve İngiltere anavatanına getirilen “yabancılar” bir türlü ortadan kalkmıyordu. Şimdi onlar tehdit edildiklerini düşünüyor. Bugünün göç olgusunu anlamak için Avrupalıların diğer kıtalara gitmesini ve diğer kıtaların Avrupa’ya taşınmasını birlikte düşünmek gerekir. Her iki olayın bağlamı kolonyalizmdir.
Başta Paris olmak üzere birçok şehirde meydana gelen olaylar Fransa için bile yenidir. Daha birkaç nesil öncesine kadar medenîleştirme misyonu ile hareket etmenin özgüvenini taşıyan ulusların bugün burnunun dibine kadar sokulmuş dinler ve medeniyetler karşısında ne yapacağını şaşırması gayet doğaldır. Onlar medenileştirme sorumluluğu ile hareket ettiklerinde omuzlarına binen yükün ağırlığını şovalye gururu ile taşıdıklarına inanıyorlardı. Fakat bugün aynı yükün ağırlığı omuzlarına bindiğinde sorumluluğunu Akdeniz’e havale etmekte bir sakınca görmediler. Onların öldüremediklerini Akdeniz suları yutmaktadır! Bu da “ilmî bir gerçeklik”tir ve ikisi de aynı bağlamda ortaya çıkmıştır.
Reklam
"...cehl ve neme lâzım deryasına gittikçe dalmakta, ha boğuldu ha kurtuldu hâlinde bulunan Müslümanlar..."