Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Aynı Adamın Öyküsü

İsmet Özel ve Partizan

Hüseyin Etil

İsmet Özel ve Partizan Gönderileri

İsmet Özel ve Partizan kitaplarını, İsmet Özel ve Partizan sözleri ve alıntılarını, İsmet Özel ve Partizan yazarlarını, İsmet Özel ve Partizan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tüm bunlar 1960’ların “genç şairi”inin çektiği bireysel-toplumsal acılardır. Özel, “ben karakavruk yüzümün arkasında, kırbaçlayarak büyüttüğüm ağrıyı bırakıyorum” diyerek ergenlik sorunsalından politik-toplumsal sorunsala geçişini anlatır.
Sayfa 121 - küre yayınları, birinci basım, aralık 2019, fatih
İsmet Özel bir çınarın gölgesinde huzurlu sakinlikte oturan kişi değil, yangınların üzerine kendi aleviyle yürüyen kişidir. Bu nedenle “haziran gibi ölmek” ile “partizan gibi ölmek” arasındaki fark “estetik” değil “politik”tir. Yani, "aynı adam"ın yürüyüşü Bir Akşam Gezintisi değil, Bir İstiklal Yürüyüşü'dür...
Sayfa 271 - küre yayınları, birinci basım, aralık 2019, fatih
Reklam
1965’te Fikir Kulüpleri Federasyonu’nun marşının şairliğinden 2007’deki İstiklal Marşı Derneği’nin kuruculuğuna; 1965’de “tam bağımsız Türkiye” sloganından 2007’de “Tam İstiklal” şiarına (Özel’in kurduğu TİYO Yayınlarının açılımı şudur: “Tam İstiklal Yayıncılık Ortaklığı”); gençlik döneminin anti-emperyalist ve antikapitalist mücadelesinden olgunluk döneminin “kâfirle savaşan müslümana Türk denir”, “kapitalizm, Türklüğü rağmen kurulmuştur” tezlerindeki anti-kapitalist, antiemperyalist motiflere; “komün”den “cemaat”e; Nazım Hikmet’in “duvar” imgesinden Mehmet Akif’in İstiklal Marşı’nda geçen “garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar” dizesindeki “duvar” imgesine değin Özel, “düşman” kategorisini merkeze alarak anti-emperyalist mücadelesini düşüncesinin daima merkezinde tutan, kavgacı, mücadeleci bir “partizan” faaliyeti içine olmuştur.
Sayfa 272 - küre yayınları, birinci basım, aralık 2019, fatih
Ondokuzuncu yüzyıl nasıl ki “bilim”in ve “ütopyacı” düşünme stillerinin egemenliği altında biçimlenmişse geçtiğimiz yüzyıl da “politika”nın egemenliği altında gelişmiştir. 20. yüzyıl, savaşla (Birinci Dünya Savaşı) başlamış ve savaşla (“Soğuk Savaş”) sonlanmış bir çağdır. Yirminci yüzyıl bu bakımdan ideolojinin, savaşın, stratejinin ve en genel itibariyle politik mücadelenin yüzyılı olarak tarihe geçmiştir.
Sayfa 265 - küre yayınları, birinci basım, aralık 2019, fatih
"Nöbet! Neyin Nöbeti (…) Nice zamandır –ki bir ömür bu- nöbet mahali olarak Türkiye’yi tercih etmişliğim var. Genç yaşımda, daha yirmi değildim, tercihimi yaptım ve halen bu tercihimin bana yüklediği mes’uliyet altında bir Türkiye devriyesindeyim."
Sayfa 264 - küre yayınları, birinci basım, aralık 2019, fatih
bu ifadeler bir kanaat, temenni, itiraf değil tarihsel gerçekliktir.
"Bu memlekette, İslam dışında herhangi bir kaynaktan beslenen bütün düşünceler ‘ideolojik’tir, ‘batıl’dır, ‘sahih’ değildir; ‘yabancı’ ve ‘yabancılaştırıcı’dır."
Sayfa 263 - küre yayınları, birinci basım, aralık 2019, fatih
Reklam
"İnsanlar somut özellikleri, iyi ve kötü yanlarıyla bir bütün olan toprak parçasını kafalarından silip istedikleri özelliklerle süsledikleri soyut ve farazi bir vatanı benimseyebiliyorlar. Bu durumun eleştirilebilecek, kınanacak yanı çoktur, ama bir insanın zihnen dahi olsa bir vatana sahip olması kendini hiçbir vatan bağıyla bağlı hissetmeyişinden iyidir. Çünkü bir insan soyut ve farazi bile olsa bir vatana sahip değilse o aklen maluldür. Çünkü delilik kesin bir kayıtsızlıktır."
Sayfa 261 - küre yayınları, birinci basım, aralık 2019, fatih
Özel en genel manada (pek çok şeyin yanı sıra elbette) toprakla kurulan zayıf ve temelsiz ilişkinin sorun teşkil ettiğine dikkat çekmektedir. Onun savunduğu görüş Türkiye’nin, bu toprakların bir “vatan”, “yurt”, “ev” (homeland) olduğudur. Bu nedenle Tuncay Birkan Edward Said’in “Entelektüel” kitabını “Anti-Waldo” olarak yorumlamakta son derece haklıdır.
Sayfa 258 - küre yayınları, birinci basım, aralık 2019, fatih
İsmet Özel Edebiyat Dostları dergisinde Halkın Dostları hakkında söyleşisinde bir iktidar stratejisini şöyle saptıyor: “Bir hedefe yürürken bazen ortaya bir düşman konulabilir (…) Biz İkinci Yeni’ye saldırdığımızda, zaten ortada İkinci Yeni diye bir şey yoktu. Biz saldırmaya başlayınca, kendilerini savunmaya başladılar”.
Sayfa 236 - küre yayınları, birinci basım, aralık 2019, fatih
1960’lı yılların “genç şair”inin varoluşsal motifini anlamanın en iyi yolu belki de “acı” ile olan ilişkisine bakmaktır. 1969 yılında Ataol Behramoğlu İsmet Özel’e babasının öldüğünü yazar. Özel ise gönderdiği mektubunda buna hiçbir surette değinmez. Bu soğukluk ancak 1960’lı yılların “genç şair”nin militan duyarlılığı içinde anlaşılabilir.
Sayfa 231 - küre yayınları, birinci basım, aralık 2019, fatih
Reklam
"Gündelik hayat şiiri öldürüyorsa, şiir de gündelik hayatı öldürmeliydi."
Sayfa 218 - küre yayınları, birinci basım, aralık 2019, fatih
Şairin benliği olmadığı gibi üslubu da yoktur. Şair eldeki malzemeyi en iyi şekilde kullanan zanaatkârdan farksızdır.
Sayfa 198 - küre yayınları, birinci basım, aralık 2019, fatih
Özel, “şairliği” ile “Müslümanlığını” ise şu şekilde telif etmektedir: “Kur’an’-ı Kerim’in 26. suresi Şuara suresidir. Ve o surenin son ayetleri, 224. Ayetten başlayarak şu mealle bize ulaşıyor: “Şairlere ise azgınlar uyar. Veyahut ‘Şairler ise gerçekten onlara azgın sapıklar uyar’. Onların her vadide şaşkın şaşkın dolaşmakta olduklarını görmedin mi? Ve onlar yapmadıklarını söylemektedirler. Ancak iman edip sahip amel işleyen, Allah’ı çokça anan ve haksızlığa uğradıktan sonra öçlerini alanlar müstesna (…) Şairlerin yaptıkları iş pek parlak değil. Ama üç tane istisna zikrediliyor. Şairler eğer Allah’ın adını çok anan kişilere veya salih amel işleyen kişilere veyahut -ki ben o kategoriye kendimi sokmak hevesindeyim- uğradıkları haksızlığın öcünü almak üzere şiir yazıyorlarsa, onlara Kur’an-ı Kerim cevaz veriyor”. Ayrıca Özel, Turgut Uyar’ın “Tütünler Islak, şiiri hakkında da şu yorumları yapar: “O günleri yaşayanlar bilirler, Tekel’in ürettiği sigaradaki tütünler ıslaktı. İnsanlar yaşamak fakat mutlaka yaşamayı yükseltmek derdiyle şiir yazıyorlardı. Milletin başına şair diye bir bela kesilmek üzere değil. Yani Türkiye’de ‘şair olan şaire’ uymak, Kur’an’a rağbet etmenin açık bir yol olduğu durumu gösterir. Yani Türkiye’de şairler Allah’ın adını anmasalar da, salih amel işlemeseler de, uğradıkları haksızlığın öcünü almak üzere şiir üretmektedirler.
Sayfa 193 - küre yayınları, birinci basım, aralık 2019, fatih
Osman Çutsay, Özel’in sonraki dönemdeki tutarlığını göstermek açısından 1997 yılında şu tespitte bulunuyor: “İsmet Özel’in bir dönem ısrarla Milli Gazete’de yazması, tuhaf bir koku yayan Zaman grubuna uzak durması, tesadüf müdür? Yoksa bu angajman son derece basit kişisel ilişkilerden mi doğuyor? Ama dışarıdan bir göz, Milli Gazete çevresinin, naifliğine rağmen daha yerli ve daha ‘samimi’ olduğunu görebiliyor. Bu ise bu toprakları ciddiye almak tesbitiyle örtüşüyor”
Sayfa 189 - küre yayınları, birinci basım, aralık 2019, fatih
192 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.