İstanbul'da Semai Kahveleri ve Meydan Şairleri

Osman Cemal Kaygılı

En Beğenilen İstanbul'da Semai Kahveleri ve Meydan Şairleri Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen İstanbul'da Semai Kahveleri ve Meydan Şairleri sözleri ve alıntılarını, en beğenilen İstanbul'da Semai Kahveleri ve Meydan Şairleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Ey kader lütfunla zengin ehli vicdan var mıdır Nimetinle müstefit bir âdil insan var mıdır Mürtekiblerden mürekkebdir bugün efradın hep Meclisinde müstakim allâme irfan var mıdır Cahilü nadanı ihya eyliyorsun mâl ile Şöyle nakdile defteri dânada handan var mıdır Gadr eden zalimleri hükmünle kıldın muhteşem Böyle hünhar zalimane başka ihsan var mıdır Küstüm artık bu zamanın hükmüne takdirine Safveta bilmem cihanda hakku mizan var mıdır.?'' * Safvet Baba
Meydan Şairleri, Ahmet Cevat:
''Bu gibi maniler tabii, evvelce dudak değmeyen harflerden birleştirilmiş kelimeler ile vücuda getirilmiş bir mevzu üzerine tertip edilirler. Meselâ: * Eser seher sahrada sarsar salar lâleler Ahder dede dergâhta elde elek lâl eler. * diye tertip edilmiş şu mani, ilk kafiyesi: lâle çiçeğinin seher vakti sahralarda esen rüzgârda sallanışından, ikinci kâfiyesi de dergahta ah çekerek elindeki elekle inci eleyen dededen bahsetmektedir. (..) Leb değmez manilerde [Adam aman] başlangıcı yerine [leleyli laleleyli] diye dudak değmeyen bir başlangıçtan sonra maniye geçilir.''
Reklam
''Senedin, Bu mal benim diyorsun göster bana senedin, El malına güvenme, çalış kendin, sen edin.'' * Acem İsmail
''Adam aman.. ka..çalım.. Müsadeniz olursa artık buradan kaçalım Lâkin bizim kaçmamızdan gelmesin halka çalım.'' * Acem İsmail
''..semaici Zil İzzet aynı zamanda o vaktin en usta muammacılarından sayılırdı. İşte onun 'kayık küreği' manasından gelen bir muamması: * Geçen bir nesne gördüm sallanır bî-ruh durur Kim ona el vurursa kuyruğuyla sallanır Bunun canlı oluşu dar dibinden bağlıdır Bu muammâ değil lâkin bir ağacın dalıdır. * Bu yazı üç yahut dört köşe süslü bir tahtanın üzerine yazılıp kurdeleler, çiçeklerle süslendikten sonra kahvenin tavanına asılır; bunu halledenlere bir lira, beş lira, sırasına göre on lira mükâfatlar vaat edilir ve bunu kim hallederse hem mükâfatı alır hem onun adı bütün çalgılı kahvelerde aylarca çalkalanırdı.''
Şu da bir mizahi semainin başlığıdır ki alt tarafını bulamadım: * Efendim tar nasip tecelli taksirat mantar Senin o bildiğin kantar niçin böyle yalan tartar.?''
Reklam
Ahmet Rasim, Mani:
''Adam aman ''Çe midir''.? Nefesin gül kokuyor İçerin bahçe'midir.? Beni baştan çıkaran Yârimin perçe'midir ***** Adam aman ''dertli koyun'' Zâlim kasab elinden Ne çeker ''dertli koyun''.? Bu sevdâyla ölürsem Adımı ''dertli koyun''.! ***** Adam aman ''yara savar'' Ne benden dert eksilir Ne dilden yara savar Bütün kuşlar içinde Süt veren ''yarasa var''* * *Ahmet Rasim'in notu: Manici deyip de geçmeyin, bunların içinde Buffon'a eş sayılabilecek tabiattan anlayan kişiler de varmış.
Semai Kahveleri, Sermet Muhtar:
''Ermeni ağzı semailer de mevcut. Ahbarlar arasında da sesi ve sözü sayılırlar da mebzul.. Bir tane de bunlarınkinden geçelim: * Efendim hu, nasibim bu. Tecelli taksirat yahu Topik yandı, kebap oldu Getir ahbar, bir kova su..''
Çalgılı kahvelerde ara sıra divan şairlerinden Enderunlu Vasıf gibilerin eserleri de okunup çalınır; fakat bunların halk şiirlerine vezin ve eda itibarı ile en yakın olanları seçilirdi. Çalgılı kahvelerde Emrah, Zihnî Seyranî, Gevherî, Âşık Ömer, Kuloğlu adlarını bilmeyenler bulunabilirdi. Ancak Dertli'yi hemen hemen herkes bilir, tanır ve ona tapınırdı. Bunun için Dertli'nin: * Haraba kul olduk bezm-i âlemde Dünyada olsak da olmasak da bir Düşdük çare nedir dame âlemde Azâd olsak da bir olmasak da bir * diye başlayan meşhur koşması okunup çalınırken bütün başlar yere eğilir, gözler yarı kapanır, gövdeler put kesilirdi. Sonra yine Dertli'nin: * Sâkıyâ camında nedir bu esrar Etti bir katresi mestâne beni Şarab-ı lâlinde ne keyfiyet var Söyletir efsâne efsâne beni * diye başlayan ve kesik kerem şeklinde bestelenip terennüm edilen koşmasıyla Gevherî'nin: * Bâd-ı sabâ yâre benden selam et Mübarek hatırın sor suâl eyle Vurup huzuruna feth-i kelâm et Bana var mı meyli gör suâl eyle * matlalı koşması söylenirken kahvenin içi inim inim inlerdi.
On dokuzuncu asrın meşhur saz şairlerinden Dertli İbrahim, Tavukpazarı''ndaki Âşıklar Kahvesi'nin tavanına asılan şairane bilmeceyi hallederek, o zaman saz şairlerinin reisliğini aldıktan sonra, ortaya onun kadar kuvvetli bir saz şairi çıktığını pek bilmiyoruz. Zaten kendisiyle beraber o devirde âşık tarzının üstatları olan Bayburtlu Zihnî, Erzurumlu Emrah ve Seyrani gibi birkaç şairden başka, bunlar ayarında bir saz şairini edebiyat kitapları da kaydetmediği gibi böyle bir şairden tam anlayışla ve bilişle bahsedene de tesadüf olunmuyor. Yalnız, öteden beri şuradan buradan, şundan bundan ve çoğu derme çatma bilgilerle yarım yamalak dinlediğimiz bazı mani, semai, koşma, destan, kalenderi söyleyenler de vardır ki, onların da şahsiyetleri tam manasıyla tebellür etmiş ve eserleri toplanmış değildir.
35 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.