Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Saray Sofralarından Sokak Yemeklerine

İstanbul'un Tadı Tuzu

İlhan Eksen

En Beğenilen İstanbul'un Tadı Tuzu Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen İstanbul'un Tadı Tuzu sözleri ve alıntılarını, en beğenilen İstanbul'un Tadı Tuzu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir zamanlar dünyada sağ olursem İstanbul içinde mukim olursem Bu yemekleri her gün bulursem İsterse altı ay Ramazan olsun Makedonyalı Aşık Üsein (Çamuroğlu, Reha, Son Yeniçeri, Everest Yayınları, 2005)
Sayfa 9 - Everest Yayınları 2. Basım 2008Kitabı okudu
tüket tüket daha çok tüket
Bazıları için telden alışveriş arabalarında çocuk gezdirip, ailece raflar arasında dolaşmak tatil günlerinin bir eğlencesi haline gelmiş durumda... Her şey var ama insan ilişkisi yok. Kalabalık içinde yalnızlık dedikleri de bu olsa gerek.
Reklam
Her şey değişti. Bolluk var ama bereket yok. Muhabbet ise artık moda değil. (Takuhi Tovmasyan - Sofranız Şen Olsun)
Bakkal dükkânları o yaşa gelmiş kız ya da erkek çocukların anne babalarının izniyle ilk alışverişe gittikleri, ilk harçlıklarını şekere, çiklete dönüştürdükleri, parayla neler yapılabileceğini ilk fark ettikleri yerlerdi.
3. yüzyılda basılan paraların üzerine palamut ve yunus balıklarının kabartma resimlerini bile koymuşlar... Surlarla çevirmişler yedi tepeli kenti.
önsöz xiKitabı okudu
Sera ürünlerinin, ithal sebze meyvenin olmadığı zamanlarda ne pişirileceğine, ne yenip ne yenmeyeceğine Tabiat Ana kararını mevsimleri aracılığıyla verir, işaretini satıcılarla yollarmış hep.
Reklam
Bir zamanlar...
Yaz aylarında gün ortası “vişne, kaymak!” diye bağırarak geçen ama sesi bir süredir duyulmaz olan dondurmacının sabahları sıcak salep, akşamları da boza satmaya başlaması ise artık kış demekmiş. Mandalina, portakal, soba üstünde çıtırdayarak kebap olan kestane, kapı önlerinde mangalda pişen uskumru, temiz kara pekmez dökülerek yapılan helva ile bitermiş kış ve turfanda heyecanı yeniden başlarmış.
önsöz xiiiKitabı okudu
Boza da İstanbul'a ilk Arnavutluk'tan gelen ve İstanbul ağız tadına eklemlenen bir lezzet. Başlangıcı Eski Mısır'a kadar dayanıyor. Darıdan yapılan bu içeceğin tatlısı da var, adına mırmırık denilen ekşisi de var. Mırmırık daha uzun süre mayalanmış olduğundan biraz alkollü oluyor. Tabii bu özelliği bilindiğinden Osmanlı'nın sıkı içki yasakları döneminde özellikle yeniçeriler arasında çok rağbet görmüş. Siz yine de bozayı fazla içmeyin, neme lazım...
Sayfa 160Kitabı okudu
Birinci Dünya Savaşı ve sonrasındaki işgal yıllarında İstanbulluların hali Nazım Hikmet’in dizelerinde şöyle yer bulur: Yedikleri mısır koçanıydı ve arpa ve süpürge tohumu ve çöp gibi kaldı çocukların boynu.
Evliya Çelebi bu özel lokantalarda satılan özel yemeği, işkembe çorbasını, “taam-ı mahmuran” mahmurların, ayılamayanların yemeği olarak tanımlamış. O zamandan beri değişen bir şey yok demek ki!
Reklam
Tanzimat’tan (1839) sonra sofra düzeni değişince yer sofralarının yerini masa sandalye, elle yemenin yerini de çatal bıçak kullanmak almış. Bu yenilikleri ilk uygulayan da reformcu padişah, bazılarının “gavur padişah” dediği, ll. Mahmut. Üstelik “Sultan” yemekte şarap da içermiş!
ekmek
Osmanlının “nan-ı aziz” (kutsal ekmek) adını verdiği ekmeğin değil yokluğu, geçici eksikliği bile Bizans’ta hükümdarların korkulu rüyalarından biriydi. Bizans sarayı bu nedenle ekmek yapımında kullanılan tahılların temin ve dağıtımını kendi tekeli altına almış, Mısır’da çıkan tahılın Konstantinopolis’e getirilerek fırınlara dağıtımını ve düzenli ekmek çıkarılmasını sağlayacak örgütlenmeye gitmişti.
Kaymakçı Pando da Kapandı
Eskinin mandırasını, sütlü kaymaklı kahvaltısını merak edenlere gelince, onların Beşiktaş Çarşısı içindeki Bulgar Sütçü Pando ile Kumkapı’daki kaymakçı Boris’den başka da gidecek yerleri kalmadı galiba şu İstanbul’da.
Sayfa 106Kitabı okudu
Meyhaneye karın doyurmaya değil, meze yemeye, rakı ya da şarap içmeye gidilir... gerçek anlamıyla meyhane neredeyse kalmamıştır artık.
(19. yy) Deniz ürünleriyle ilgili olarak sardalye, mersin, mercan balıklarıyla lakerda ve çiroza rastlanıyor mutfak kayıtlarında. İki sefer de ıstakoz alınıyor ama bu lll. Napoleon İstanbul’a geldiğinde verilen ziyaret için saray mutfaklarına giriyor.
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.