Günümüzün sisteminde maddi başarıya, ne olursa olsun her zaman evet demeniz gerekiyor. Fakat ORTALAMA RAHATLIK değerlerinin egemen olduğu bir sistemde başka bir seçim yapabilirsiniz. Ortalama rahatlık dünyasında başardıklarınızı başka bir şekilde ölçebilirsiniz. Aşırı yoğun maddecilik yolundan ayrılıp daha yavaş, daha telaşsız bir rota seçebilir ve insanların ne dediğini dert etmeyebilirsiniz. Bir terfiye, “Teşekkürler, ama kalsın” diyebilirsiniz ve böyle yaptığınız için kimse sizi küçük görmez.
Earnest Elmo Calkins reklamcılıkdaki ilk çıkışını 1891’de yaptı. (...)
Calkins ve çağdaşları kısa sürede iki devrimci fikir ortaya attı. Birincisi, sanayinin gitgide daha iyi ürünler üretmek yerine kısa ömürlü ürünler üretmeye odaklanması gerektiğiydi. Araba ve jilet benzeri, insanların kullandığı ürünleri, diş macunu ve bisküvi gibi insanların kullanıp bitirdiği ürünlere dönüştürmeliydiler. Dayanıklı ürünler satmak yerine, bozulması için yapılmış ürünler satmalıydılar.
Bir zamanlar “daha fazla” diyince aklımıza daha olumlu şeyler gelirken, bugün daha fazla deyince daha fazla uğraşma, yönetilecek ve düşünülecek daha fazla şey geliyor.
Günümüz kültüründe maddiyat insanın derin ve hakikaten anlamlı arzularının ve sorularının yerine geçmiş durumda. Tüketim kültürü bir çeşit sahte din oldu. Bir zamanlar anlamlı sorulara cevaplar arardık. Neden buradayım? Ölümden sonra ne oluyor? Hayatımı nasıl sürdürmeliyim? Şimdi çok daha basit sorular soruyoruz: Mavi mi kırmızı mı daha güzel? Bu, geçen hafta aldığım bluza uyar mı? Bunu alırsam kız arkadaşım hakkımda ne düşünür? Hakikaten kim olduğumuzu anlamaya çalışmak yerine vaat edilen o maddenin peşine düşüyoruz. Satın aldığımız ürünler derin arzularımızı tatmin etmeyince, sistem tarafından beynimiz yıkandığı için maddi ürünlerden vazgeçmek yerine daha çok satın alarak boşa kürek çekiyoruz.
"Fotoğraf çekmekten nefret ederim. Makineyi elinize alarak kendinizi o anın dışına çıkardığınızı düşünüyorum. Artık orada değilsiniz. O deneyimi tam olarak yaşamıyorsunuz. Bir başkası için kaydediyorsunuz."