Albert Camus, dünyanın korkutucu ve saçma bir yer gibi göründüğünü söylüyordu. Ona göre dünya, insanların birbirlerine korkunç şeyler yaptıkları fakat sonuçlarıyla yüzleşmedikleri bir yerdi.
O kitapta, kişisel özgürlüğün ve kültürün eksik olduğu toplulukların her zaman parçalandıkları ve vahşi bir orman gibi karıştığını anlatan bir şey okumuştum. İşte çarkta olanlar tam olarak buydu.
Doktor:Bütün ürünlerin yüzde doksanına ve bulaşıcı hastalıklara. 3. dünya
ülkelerinde rastlanmaktadır.
Toplantıdaki bir bayan:Üzgünüm gitmeniz gerekiyor.
Doktor:Her yıl 14 milyon insan ölüyor.
İlaçlar ucuz olsa çoğu kurtarılabilir.
Ama gelişmekte olan uluslar için patent
hakları sebebi ile onların karşılamayacakları kadar, çok pahalılar.
Doktor (toplantıyı terk etmeye başlayan insanlara sinirli bir şekilde):
Durun. Lütfen durun.
Çocuklarınız yok mu?
Çocuğunuz hasta olsa tedavisi olduğunu bilseniz;
ama karşılayamasanız , öylece bekleyip
çocuğunuzun ölümünü izlemeniz gerekse ne hissedersiniz
söyler misiniz?
Eliniz kolunuz bağlı olduğunda
ne hissedersiniz?
Sizler, buradakiler, bir şeyleri değiştirme
gücüne sahipsiniz.
İnsanların kârdan daha önemli olma
vakti gelmedi mi?