Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İtikad Parıltıları

Şemseddin İbn Abdülhâdî

İtikad Parıltıları Gönderileri

İtikad Parıltıları kitaplarını, İtikad Parıltıları sözleri ve alıntılarını, İtikad Parıltıları yazarlarını, İtikad Parıltıları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Muhakkak ki sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed'in yoludur.
Dinin furû/tali konularında dört taife gibi bir imama bağlanmaya gelince bu yerilmiş bir şey değildir. Şübhesiz furû/tali konularda ihtilaf rahmettir. Furû/tali konularda ihtilaf edenler ihtilaflarında övülmüş, içtihadlarından dolayı ödüllendirilmişlerdir. Onların ihtilafları geniş bir rahmettir. İttifakları ise kesin bir huccettir.
Reklam
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hanımları, her türlü kötülükten temiz ve beri olan mu’minlerin annelerinden razı olmak da sunnet’tendir. (Mu’minlerin anneleri) en üstünü Hatice bint Huveylid ve (Ebu Bekr) Sıddık’ın kızı Sıddıka olan Aişe’dir. Yüce Allah Onu Kitabı’nda temize çıkarmıştır. O dünya ve Ahirette Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in eşidir. Allah’ın Onu temize çıkardığı şey hususunda kim Ona iftira atarsa artık o Azim olan Allah’ı inkar eden bir kafir olur.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ashabıma sövmeyin. Şübhesiz şayet sizden biri uhud dağı kadar altın infak etse gene de Onlardan birinin bir mudd veya yarım mudd (infakının sevabına) ulaşamaz.” Buhari, fadailu’s sahabe, 5 no 3673; Muslim, fadailu’s sahabe, 54 no 2540-2541, 221-222.
O’nun (Muhammed) sallallahu aleyhi ve sellem şefaati olmadan kıyamette insanlar arasında hüküm verilmez. Buhari, Tevhid, 19; Tirmizi, Sıfatu’l kıyame, 10. Hiçbir topluluk O’nun ümmeti Cennet’e girmeden Cennet’e giremez. Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Biz dünyada son, ama kıyamet günü makam ve şeref bakımından ilk olan ümmetiz. Biz, Cennet’e girecek olan ilk ümmetiz.” Buhari, 876; Muslim, 2834.
Ahiret’in hallerine iman
Diğer Nebilerin ve Meleklerinde şefaatleri vardır. Yüce Allah şöyle buyurdu: “(Melekler) O’nun razı olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler ve O’nun korkusundan titrerler.” enbiya, 28
Reklam
Şahid olduğumuz veya bizim için gayb olan şeyler hususunda Nebi sallallahu aleyhu ve sellem’in haber verdiği ve naklin sahih olduğu her şeye iman etmek gereklidir. Aklettiğimiz veya bilmediğimiz ve gerçek manasına muttali olamadığımız şeyler bu hususta eşit hükümdedir. (Yani hepsine iman ederiz.) İsrâ ve Mi’râc hadisleri gibi. (İsra ve Mi’râc hadiseleri) uyanıkken olmuştur. Uyurken (uyku halindeyken) değil.
İman dille söylemek, rükunlarla amel etmek ve kalple itikad etmek/inanmaktır. İtaat ile artar ve isyan ile azalır.
Yine Allah subhanehu ve teala’nın yapmaya ve yapmamaya güç yetirecek olan dışında birine emir ve nehiyde bulunmayacağını biliriz. Şurası muhakkaktır ki O (Allah) hiç kimseyi ne bir isyanı işlemeye zorlar ne de bir kimseye itaati terk etmeye mecbur bırakır. Zira yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Allah hiçbir nefsi gücü dışında sorumlu tutmaz.” bakara, 286. Yine yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Bugün her nefis kazandığıyla karşılık görür, bugün hiçbir zulüm olamaz.” gafir, 17. Tüm bunlarla Allah, kulun, iyiliğinden dolayı sevapla, kötülüğünden dolayı ikabla (cezalandırmayla) karşılık gördüğü fiil ve kesbinin (yani: fiili işleme azminin) olduğuna işaret etmiştir. O da Allah’ın kaza ve kaderiyle meydana gelir.
Allah’ın kazasını (hükmetmesini) ve kudretini, emirlerini terk hususunda ve nehiylerini işlemek hususunda lehimize bir delil olarak kabul etmeyiz. Aksine yüce Allah’ın kitaplar indirmek ve rasul göndermekle aleyhimize delil sahibi olduğunu bilip inanmamız lazımdır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Rasullerden sonra insanların Allah’a karşı bir huccetleri olmasin diye.” nisa, 165.
Reklam
Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Siz şüphesiz (kıyamet gününde) Rabbinizi şu ayı gördüğünüz gibi göreceksiniz. Onu görme hususunda birbirinizi sıkıştırıp zahmet çekmeyeceksiniz...” Bu hadis sahihtir ve üzerinde Buhari ve Muslim’in ittifakı vardır. Bu görmeyi görmeye benzetmedir. Yoksa görüleni görülene benzetme değil. Çünkü yüce Allah’ın ne benzeri ne de dengi mevcuttur.
Mu’minler ahirette Rabblerini gözleriyle görecek ve Onu ziyaret edeceklerdir. Allah onlarla konuşacak onlar da Allah ile konuşacaklardır. (Buhari, Tevhid, 14; Muslim, Salatu’l musafirin, 169; Ebu Davud, Sunne, 19; İbn Mace, İkame, 191) Ve yüce Allah şöyle buyurmuştur: “O gün birtakım parlayan yüzler Rabblerine bakmaktadırlar.” kıyamet, 22-23 Yine yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Hayır o gün onlar Rabblerinden mahrumdurlar.” mutaffifin, 15.
Tum Muslumanlar Kur’an’ın surelerinin ayetlerinin ve harflerinin sayımı hususunda ittifak etmişlerdir.
Ali radıyallahu anh şöyle demiştir: “Kur’an’dan bir harf inkar eden hepsini inkar etmiş olur.” İbn Ebi Şeybe, Musannef, 10/513-514); İmam Taberi de tefsirinde rivayet etmiştir.
Ebu Bekr ve Ömer radıyallahu anh şöyle demiştir: “Kur’an’ı i’rab etmek bize Onun bazı harflerini ezberlemekten daha sevimlidir.”
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.