Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İtikad Parıltıları

Şemseddin İbn Abdülhâdî

İtikad Parıltıları Sözleri ve Alıntıları

İtikad Parıltıları sözleri ve alıntılarını, İtikad Parıltıları kitap alıntılarını, İtikad Parıltıları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İmam Ebu Abdullah Ahmed bin Muhammed bin Hanbel rahimehullah Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in: ‘Şübhesiz Allah dünya semasına iner’ ve: ‘Şübhesiz Allah kıyamette görülecekdir’ sözleri ve benzeri hakkında şöyle demiştir: “Bu hadislerin hepsine iman eder ve keyfiyet biçmeksizin ve mana vermeye çalışmaksızın sadece tasdikle yetiniriz. Onlardan hiçbirini reddetmeyiz. Rasul’ün getirdiklerinin tümünün hak olduğunu biliriz. Allah’ın Rasulü’ne karşı çıkmayız. Hiçbir sınır ve son tanımaksızın Allah’ın Kendi Nefsini vasfettiği şekilde Onu vasfederiz. “...Benzeri gibisi hiçbir şey yoktur. O hakkıyla işiten ve görendir.” (şurâ 42/11) ve biz de yüce Allah’ın dediği gibi deriz. Allah’ın Kendi Nefsini vasfettiği şekilde Onu vasfederiz onu aşmayız. O (aşırı) vasfedicilerin vasfı Ona ulaşmaz. (O, onlardan münezzehtir.) Muhkemiyle, müteşabihiyle Kur’an’ın tümüne iman ederiz. Çirkin görülmüş bir fenalık sebebiyle yüce Allah’tan Onun sıfatlarından hiçbirini izale etmeyiz. Kur’an ve hadisi tanımamazlık etmez ve Onları aşmayız. (Müteşabihlerin) künhünün (aslının ve özünün) nasıl olduğunu bilmeyiz. Rasul’ün tasdikini ve Kur’an’ın tesbitini biliriz.”
Sünnete Teşvik ve Bidattan Sakındırma
İmam Ebû 'Amr el-Evzâ'i (rahimehullah) şöyle dedi: "İnsanlar seni terk etse de, reddetse de, senin Selef-i Salihin'in eserlerine tutunman gerekir. Onlar sözleriyle senin için süsleseler de bir takım adamların görüşlerinden sakınmanı tavsiye ederim." ibni Ebi Ya'lâ, Tabakâtu'l-Hanâbile, 1/236
Reklam
Ebu Davud, Sunen’inde Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Bir gökle diğer gök arasındaki mesafe şu kadar şu kadardır. -sonra konuşmasını devam ettirdi-: Onun üzerinde arş vardır, onun üzerinde de Allah subhanehu ve teala bulunur.” (Ve Tirmizi no 3298; İbn Mace, mukaddime 13 (no 193))
İmam Ebu Amr el Evzai rahimehullah şöyle dedi: “İnsanlar seni terk etse de reddetse de senin Selefî Sâlihîn’in eserlerine tutunman gerekir.” İbn Ebî Ya’lâ, Tabakatu’l Hanâbile, 1/236.
Abdullah ibn Mes’ud radıyallahu anh şöyle demiştir: “Allah vahiyle konuştuğunda Onun sesini gök ehli işitir.” Bu, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’den nakledilmiştir.
Bid'at ehlinin kitaplarına bakmayı ve sözlerini dinlemeyi terk etmek Sünnet'tendir. Dinde sonradan ortaya çıkarılan her yenilik bid'attir.
Reklam
Muhakkak ki sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed'in yoludur.
Kur’an-ı Azim, Allah subhanehu ve teala’nın kelamındandır. O, Allah’ın apaçık kitabı sapa sağlam kopmak bilmez ipi ve dosdoğru yoludur. Alemlerin Rabbi tarafından indirilmedir. Ruhul-Emin onu apaçık arapça bir lisanla Rasullerin efendisi’nin kalbine indirmiştir. O, yaratılmamış bir indirmedir. Ondan başlamış ve Ona dönecektir.
Yine Allah subhanehu ve teala’nın yapmaya ve yapmamaya güç yetirecek olan dışında birine emir ve nehiyde bulunmayacağını biliriz. Şurası muhakkaktır ki O (Allah) hiç kimseyi ne bir isyanı işlemeye zorlar ne de bir kimseye itaati terk etmeye mecbur bırakır. Zira yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Allah hiçbir nefsi gücü dışında sorumlu tutmaz.” bakara, 286. Yine yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Bugün her nefis kazandığıyla karşılık görür, bugün hiçbir zulüm olamaz.” gafir, 17. Tüm bunlarla Allah, kulun, iyiliğinden dolayı sevapla, kötülüğünden dolayı ikabla (cezalandırmayla) karşılık gördüğü fiil ve kesbinin (yani: fiili işleme azminin) olduğuna işaret etmiştir. O da Allah’ın kaza ve kaderiyle meydana gelir.
Ebu Bekr ve Ömer radıyallahu anh şöyle demiştir: “Kur’an’ı i’rab etmek bize Onun bazı harflerini ezberlemekten daha sevimlidir.”
Reklam
Rahman’ın sıfatları hakkında Kur’an’da gelmiş olan ve Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem’den sahih olarak gelmiş her şeye iman etmek, teslim ve kabulle karşılamak red, te’vil ve temsil yoluyla ona karşı koymayı terketmek vaciptir. Bunlardan (bu sıfatlardan) müteşabih olanları lafzen isbat edip zahir manasına karşı koymayı terk etmek gerekir. Allah subhanehu ve teala’nın apaçık kitabında övdüğü ilimde râsih olanların yoluna uyarak onun (müteşabihatın) manasının hakikatini Allah subhanehu ve teala’ya bırakırız. Rivayetlerin sıhhatinin sorumluluğunu ise ravilere yükleriz: “İlimde râsih olanlar ise şöyle derler: ‘Onlara iman ettik, hepsi Rabbimizin katındandır’...” Âl-i İmrân, 3/7
O’nun (Muhammed) sallallahu aleyhi ve sellem şefaati olmadan kıyamette insanlar arasında hüküm verilmez. Buhari, Tevhid, 19; Tirmizi, Sıfatu’l kıyame, 10. Hiçbir topluluk O’nun ümmeti Cennet’e girmeden Cennet’e giremez. Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Biz dünyada son, ama kıyamet günü makam ve şeref bakımından ilk olan ümmetiz. Biz, Cennet’e girecek olan ilk ümmetiz.” Buhari, 876; Muslim, 2834.
İman dille söylemek, rükunlarla amel etmek ve kalple itikad etmek/inanmaktır. İtaat ile artar ve isyan ile azalır.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hanımları, her türlü kötülükten temiz ve beri olan mu’minlerin annelerinden razı olmak da sunnet’tendir. (Mu’minlerin anneleri) en üstünü Hatice bint Huveylid ve (Ebu Bekr) Sıddık’ın kızı Sıddıka olan Aişe’dir. Yüce Allah Onu Kitabı’nda temize çıkarmıştır. O dünya ve Ahirette Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in eşidir. Allah’ın Onu temize çıkardığı şey hususunda kim Ona iftira atarsa artık o Azim olan Allah’ı inkar eden bir kafir olur.
Dinin furû/tali konularında dört taife gibi bir imama bağlanmaya gelince bu yerilmiş bir şey değildir. Şübhesiz furû/tali konularda ihtilaf rahmettir. Furû/tali konularda ihtilaf edenler ihtilaflarında övülmüş, içtihadlarından dolayı ödüllendirilmişlerdir. Onların ihtilafları geniş bir rahmettir. İttifakları ise kesin bir huccettir.
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.