Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İtiraflar

Kanae Minato

İtiraflar Gönderileri

İtiraflar kitaplarını, İtiraflar sözleri ve alıntılarını, İtiraflar yazarlarını, İtiraflar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
192 syf.
7/10 puan verdi
·
12 günde okudu
1973 doğumlu suç,-gerilim , polisiye yazarı. İlk romanı olan İtiraflar adlı romanıyla Japon kitapçılar ödülünü kazanmıştır. Bir öncek okuduğum Adana’da Bir Nisan gibi ne yazık ki bu kitabın baskısıda tükenmiş. Değişik bir kurgusu var. Kitabın adından da anlaşılacağı gibi, bir cinayete kurban giden 4 yaşındaki kızının intikamını çok zekice alan Yuko Moriguçi öğretmenin ve olaya karışanların itirafiarından oluşan güzel bir roman. Ben severek okudum. Kitabın konusunu anlatır gibi olduğum sanılabilir ama şayet bulup okursanız olaylar çok farklı ve sürprizlerle gelişiyor. Farklı bir tarzda bir roman okumak isteyenlere tavsiye ederim …
İtiraflar
İtiraflarKanae Minato · Doğan Kitap Yayınları · 2016343 okunma
Zayıf insanlar, kurban olarak kendilerinden daha da zayıfları seçer. Kurban durumuna düşürülenler genellikle iki seçenekleri olduğunu düşünür: Acıya dayanmak veya acılarını ölümle sonlandırmak. Ama yanılıyorlar. Yaşadığımız dünya bundan çok daha büyüktür. Kendinizi çok acı veren bir yerde bulduysanız, bence başka, daha az acı verici bir yer, bir sığınak aramakta özgürsünüz. Güvenli bir yer aramakta utanacak bir şey yoktur. Bu koca dünyada, sizler için de güvenli bir köşe olduğuna inanmanızı istiyorum.
Reklam
Bataklıktan çıkıp bir yerlere kaçmak istiyordum. Kimsenin beni bilmediği bir yerlere. Hayata en baştan başlayabileceğim bir yerlere..
Değerlerimizi içinde büyüdüğümüz çevre belirler. İnsanlar hakkında, hayatımızda ilk bağlantı kurduğumuz kişi tarafından -ki genellikle annemizdir- belirlenen ölçütlerle karar veririz.
Eğer gün içinde beni fazla şiddetli dövdüyse, gece mutlaka odama gelir ve ben uyuma taklidi yaparken başımı okşardı. Ne kadar üzgün olduğunu fısıldarken gözleri yaşlarla dolardı. Ondan nasıl nefret edebilirdim? Odamdan çıktığı zaman ağlaya ağlaya uyurdum, hıçkırıklarımı bastırmak için yüzümü yastığıma yaslardım.
"Sen olmasan" diye tekrarlayıp dururdu beni her gün döverken. Bir bahane bulmak için fazla uğraşması gerekmezdi; sebzelerimi yememiş olmam, testte bir soruyu yanlış çözmem, kapıyı çarpmam... Hepsi beni dövmesi için bahaneydi. Sonunda, varlığıma bile tahammül edemez oldu. Ama bana her vuruşunda içimde bir boşluğun büyüdüğünü hissediyordum.
Reklam
Dünya üzerinde sevdiğim tek insan öldü. O gece banyoya girdiğimde şampuan bitmişti. Hayat böyledir işte. Ama boş şampuan şişesine biraz su koyup salladığımda, içi minik baloncuklarla doldu. O zaman fark ettim: İşte bu bendim. Son mutluluk kırıntılarını sulandırıp boşluğu dolduracak baloncuklara çeviriyordum.
Ölümden korkuyorum ama artık yaşıyormuşum gibi de hissetmiyorum. Belki de yaşamıyorum.
Ama çok mutsuz değilim aslında. Şu andaki hayatımdan nefret etmiyorum. Yakında öleceğimi bilerek yaşamanın dehşet verici olacağını sanıyordum ama aslında hayatım eskisinden daha huzurlu.
Vatanabe de genellikle yalnızdı. Sabahları dersten önce veya teneffüste kalın kitaplar okur, okuldan sonra hemen ortadan kaybolurdu.
Reklam
Yanlış bir şey yapmadım; yalnızca eve gidiyorum ama nedense kendimi daha da suçlu hissedip sırtımı iyice kamburlaştırıyorum, onların gözlerinin içine bakmamaya çalışıyorum, eve gidince yapacak bir şeyim olmamasına rağmen hızlanıyorum.
Karanlıkta dolaşırsam gerçeği bulurum sandım, karanlıktan çıkış yolunu bulurum sandım..
Sorun okul ya da toplumla da ilişkili olabilir ama bir çocuğun kişiliği her şeyden önce evinde şekillenir; sorunun da burada, temellerde olduğunu her zaman aklınızda tutmalısınız.
Yani okula gitmeyi, iş aramayı bırakan çocuklara yapıştırdıkları etiketler. Dengemizi, hayattaki yerimizi topluma karışarak, bir yerlere ait hissederek, bir mevkie ulaşarak buluruz: anne,öğretmen, doktor. Bir yere ait olmamak, bir tür unvanı olmamak, esasen kişinin toplumun bir parçası olmadığı anlamına gelir. Yani normal insanların çoğu, kendilerini işsiz ya da mevkisiz bulduklarında korkunç bir kaygıya kapılıp kendilerine başka bir yer edinmek için çabalamaya başlarlar.
Akıl dışı bir cinayet işlendiğini, kurbanların çok mutlu olduğunu, onları öldüren çocuğun zalimliğini anlatıp duruyorlardı. Böyle bir davada aslında mahkemeye bile gerek olmadığını düşündüğümü anımsıyorum. Suçluyu kurbanın ailesine verip ne isterlerse yapmalarını söyleyebilirdiniz. En çok canı yananlar can yakanları yargılayabilmeli..
205 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.