İttihat ve Terakki Cemiyeti
Kazım Karabekirİttihat ve Terakki Cemiyeti Gönderileri
İttihat ve Terakki Cemiyeti kitaplarını, İttihat ve Terakki Cemiyeti sözleri ve alıntılarını, İttihat ve Terakki Cemiyeti yazarlarını, İttihat ve Terakki Cemiyeti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.(Gençler, söylediğiniz şeye dikkat ediniz!)
Her tarafta hafiyelerin kulak kabarttığını gösteriyor ve altında, “Jeunes gens, prenez garde aux choses que vous dites!” yazıyordu.
Nazik işlere şeytanın karıştığı çok oluyor.
Cahil bir hükümdar; cinayetlerindeki muvaffakıyetleriyle milleti tamamıyla sindirdikten ve Yunanistan'a karşı ordunun kazandığı zaferle de avamın muhabbetini kazandıktan sonra artık neler yapmazdı!..
inhilal tehlikesine karşı vatanseverlerin yıllardan beri ruhuna sinmiş olan hürriyet duyguları bir ideal halinde yeniden tebellür etmiş ve milletin faal, fikirli, fedakâr, faziletli ve feragatli evlatlarını büyük bir hızla birbirine bağlayarak tehlikenin karşısına dikmiştir.
İşte bu kaynaşma neticesinde memleketin hakiki sahibinin sadece padişah ve bendeleri değil, onu kanı pahasına kazanan ve korumaya çalışan millet olduğunu fiiliyat sahasında ispat etmek maksadıyla kurulan cemiyet İttihat ve Terakki’dir.
İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni zaruretler doğurdu.
Tarihi aydınlatan en önemli vesikalar, olayların içinde yaşayanların bıraktıkları hatıralardır.
Tarihi olayların içinde olanların hatıralarını tarihin huzuruna arz etmeleri bir vazife, milletlerin ise kendi tarihlerini doğru olarak bilmeleri bir haktır. Bir millet, geçmişi doğru olarak bilemez ise, ne bugünü anlayabilir ne de yarınını daha iyi görebilir.
"Aldanmak mı? Biz bu aldanmaya aldanmayız..."
Ahlakını nasıl muhafaza ediyorsan dilini de öyle tut!
Nefret zalimi alkışlayanlara, yazıklar olsun zalimden korkanlara.
Kuran’ına ve silahına ellerini basarak Hürriyet’e ve Meşrutiyet’e yemin etmiş binlerce aydın gençler, bu gafiller alayını uzun zaman seyretmeye dayanamazlardı.
En çok Makedonya’da tecrübe sahasına koydukları bu formül şu idi: Türkten gayrı unsurlara ihtilaller yaptırmak, sonra da orayı nüfuz mıntıkalarına ayırarak jandarma ve idari kontrol koymak ve asayiş büsbütün bozulduktan sonra kati işgallere başlamak.
Rumlar, Ermeniler, Bulgarlar, Sırplar... hatta dini camia içinde Türklerle kaynaşmış olan Araplar, Arnavutlar... hep bu maksatla tahrik olunuyor ve silahlandırılıyordu.
Bilakis sarayın baskısı arttıkça bu asil ruh da genişledi ve kuvvetlendi.
Daha sonraları Sultan Aziz’in daha azgınlaşan cehil ve israflarına karşı nebülöz bir parça katılaşmaya yüz tuttu.
Bu ilk toplantılar Sultan Mecid’in sonsuz israf ve sefahatine karşı bir kıpırdanmadır: