Hepimiz yorgun görünüyoruz. Şehirlerimiz bizim, fakat onlar uğruna savaşmaya zorlanıyoruz ve bu çok yorucu. Biraz dinlenmeli, güzel bir uyku çekmeliyiz. Ama yarın, ortalığı karıştırmak üzere erkenden uyanmalıyız.
Günaydın sabahın ilk ışıklarına ipince bir uyku gibi sızanlar, ne kadar anlatsa da yarım bırakmak zorunda kalanlar, hiçbir denize dökülmeyen ırmaklar, savaş gibi huzursuz olanlar, bir çoban kavalının sesindeki umuda gülümseyenler günaydın. Günaydın inanmaktan ibaret olan insan.
Hınçla sevilmez. Döverek terbiye verilmez. Aşağılayarak öz güven kazandırılmaz.Dalga geçerek samimi olunmaz. Bağırarak ikna edilmez.Bütün bu şiddet davranışlarının sonucu aynıdır. Şifası zor yaralar açmak ve daha nice yaralar açacak zalimler yaratmak.
Bir gün her şeyi geride bırakıp gidebileceğimiz bir yer olduğunu düşünüyoruz hep. Yok oysa. Aksine, bu sadece gidecek yeri olmayanların içine gizlendikleri yer.
İzdiham - Sayı 46 (Ekim-Kasım 2020)
Hınçla sevilmez. Döverek terbiye verilmez. Aşağılayarak öz güven kazandırılmaz. Dalga geçerek samimi olunmaz. Bağırarak ikna edilmez. Bütün bu şiddet davranışlarının sonucu aynıdır. Şifası zor yaralar açmak ve daha nice yaralar açacak zalimler yaratmak.
Seda Nur Bilici
Hınçla sevilmez. Döverek terbiye verilmez. Aşağılayarak öz güven kazandırılmaz. Dalga geçerek samimi olunmaz. Bağırarak ikna edilmez. Bütün bu şiddet davranışlarının sonucu aynıdır. Ortak sonuç, şifası zor yaralar açmak ve daha nice yaralar açacak zalimler yaratmak.