Son yıllarda 3. Anti-Stalinist haçlı seferi sürdürülüyor. Birincisini Trotsky başlatmıştı. Proletaryanın güçlü karşı koyuşuyla püskürtüldü. İkinci Anti-Stalinist haçlı seferinin derebeyi Kruşçev’di; Stalin'e ve eserlerine savaş açmadan sosyalizmin kazanımlarını yok edemeyeceğini ve kapitalist restorasyonun yolunu açamayacağını biliyordu. Gorbaçov’un patronajındaki son sefer ise, özel mülkiyetin meşrulaştırılması, milliyetçiliğin önünün açılması ve burjuva ihtiyaçlara göre ulusal çitlerin yeniden dikilerek sınırların yeniden belirlenmesine yönelik. Proletaryanın lanetlenmesi, kapitalist yolcu, dinci, milliyetçi, revizyonist her türden gerici ve gericiliğin zincirlerinden çözülmesi için her yola başvuruluyor. Stalin’e karşı yeni bir haçlı seferi açılmadan, kollektivizm açıktan çiğnenemezdi; halkların kardeşliği ve ulusların birliği yerine milliyetçilik geçirilmezdi; Stalin’in anti-faşist savaştaki rolü reddedilmeden Sovyetler Birliği ve Avrupa’da yeni ulusal çitler çekilmez, yeni sınırlar belirlenemezdi; başka türlü klasik Batı kapitalizminin yolu açılamazdı.
Stalin’e karşı başlatılan bu üçüncü haçlı seferi de püskürtülecektir. Çünkü, her soydan revizyonistin üstünü örtme çabalarına karşın Marksizm-Leninizm ve onun bir parçası olan Stalin’in eserleri dimdik ayaktadır.