"...kimi vakit seninle ilgili tuhaf duygulara kapılıyorum. Hele şimdiki gibi yanımda olduğun zamanlar. Sanki sol kaburgamın altında bir yerde bir ip var da, bu ip senin ufacık bedeninde tam aynı yere çözülmez biçimde, sımsıkı bağlanmış... Aramıza İngiltere ile İrlanda arasındaki o fırtınalı boğaz ve üç yüz kilometrelik kara yolu girerse, bu bağın kopmasından korkuyorum. İşte o zaman, koptuğu yer için için kanayacakmış gibi geliyor bana. Bundan kaygılanıyorum..."
Genellikle kadınların çok serinkanlı, dingin olmaları istenir. Gelgelelim, erkekler gibi onların da duyguları vardır. Erkek kardeşleri gibi, yeteneklerini geliştirmek için onların da uygulamaya, çabalarını harcayabilecekleri bir alana gereksinimi vardır. Onlar da, tıpkı erkekler gibi, katı yasaklamalardan, mutlak durgunluktan sıkılırlar. Daha ayrıcalıklı durumda olan erkeklerin, "Kadınlar evde oturup pasta yapmalı, çorap örmeli, piyano çalmalı, para keseleri işlemeli," demesi dar görüşlülüktür. Geleneklerin gerekli gördüğünden daha çok şey yapmak, daha çok şey öğrenmek isteyen kadınları ayıplamak, alay konusu yapmak düşüncesizliktir.
İşte insanoğlunun kusurlu yaradılışı böyledir! En duru, en parlak gezegenlerin üzerinde bile lekeler vardır. Bayan Scatcherd'in gözleri gibi gözler ancak bu ufak, önemsiz lekeleri görürler. Çünkü gezegenlerin parıltısını göremeyecek denli kördürler.