Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Japon Ne Yapmış

Onur Ataoğlu

Japon Ne Yapmış Sözleri ve Alıntıları

Japon Ne Yapmış sözleri ve alıntılarını, Japon Ne Yapmış kitap alıntılarını, Japon Ne Yapmış en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Japonya’da Yabancı Olmak
Yeni Türkü, bir şarkısında der ki: “Ya içindesindir çemberin, ya da dışında yer alacaksın.” Japonya’da çemberin içi ve dışı gayet nettir: Japonlar çemberin içindedir, Japon olmayan herkes dışındadır (Uzakdoğu kökenli çekik gözlüler de dahil). Japonya’da yabancı, ömür boyu yabancıdır. Özellikle yabancılara fazla rastlanmayan bir beldede dolaşıyorsanız, etrafınızda sürekli “gaijin, gaijin” fısıltıları duyarsınız. Ahali sizden bahsediyordur; kendinizi bir Hollywood yıldızı ile bir yamyam kabilesinin ortasına düşmüş beyaz adam arasında bir yerlerde hissedersiniz. Japonya’da yaşayan yabancılar arasında yaygın bir espridir: “Üç yıllık gaijin ile otuz yıllık gaijin arasında ne fark vardır? Cevap: yirmi yedi yıl.” Bir gaijin asla çemberin içine giremez; bir Japonla evlense de, Japonya’ya yerleşse, Japon vatandaşı çocukları olsa, hatta (istisnai bir durum olarak) Japon vatandaşlığı alsa da, o bir gaijindir.
L harfini söyleyemiyorlar. Koptum ya. :))
Bir rivayete göre, Japonların müslüman olmamaları bile telaffuz problemlerinden kaynaklanmıştır. 8. yüzyılın başlarında Japonya’ya ayak basan Endülüslüler, Japon halkını müslüman yapmak için bayağı bir gayret sarf etmişler: “Kimura San, şimdi tekrarlayın: La İlahe İllallah.” "Ra İrahe İrrarrah.” “Olmadı, bak bir daha söylüyorum: La İlahe İllallah.” “Tamam, ben ne diyorum ki? Ra İrahe İrrarrah.” “Arkadaşlar, bunlar ifrah, pardon iflah olmaz; yürüyün, bir de İspanya’yı deneyelim...”
Çınar
Reklam
Korkunç bir hikâye dinlediğinizde içiniz ürperir, hatta omuriliğinizden yukarı doğru bir soğuk dalgası yayılır. Aynı duyguyu üşüdüğünüzde de hissedebilirsiniz. İşte Japon milleti, ürkünç hikâyeleri yaz sıcağında anlatarak insanların ürpermesini, böylece serinlik hissi duymalarını amaçlar. Çok dolaylı olduğunun farkındayım, ama Japon mühendisler klimayı icat edene kadar Japon milleti sıcak yaz mevsimlerini korkunun uyandırdığı ürperti hissiyle geçirmeye çalışmıştır.
Toplum huzuru
Toplumsal sınıflar arasındaki fark yok denecek kadar azdı ve gelir dağılımında büyük bir adaletsizlik yoktu. Herkes insanca kazanıyordu, herkes birbirinin “müşteri”siydi. Kimsede bir diğerini hor görme, adam yerine koymama tavrına rastlanmıyordu. En pahalı restoranlardan en lüks mağazalara kadar hiçbir yerde tipinize, kılığınıza göre farklı muamele görmüyordunuz. Hafta içi size yemek servisi yapan garsonla hafta sonu kayak yapmaya gidebiliyordunuz.
Japon polisi için suçlu bir Japonla ilgilenmek, suçsuz bir yabancıyla uğraşmaya tercih edilir. Japonun suçlusu bile efendidir, itaatkârdır, polisini üzmez. Bu konu üzerine en uç noktadaki hikâye, 1923 depreminden sonra Tokyo’daki Kosuga Hapishanesinde yaşanmış. Depremde birçok bina yıkılınca, hapishanede yatan 1000 civarındaki tutukluya, binanın güvenliğinden emin olununcaya kadar, geri dönmek kaydıyla dışarı çıkma izni verilmiş. Süre dolduğunda mahkûmların kaçı hapishaneye tıpış tıpış geri dönmüş dersiniz? Hepsi!
Chotto matte felsefesi
“Chotto matte”nin kelime anlamı “Bi dakka hemşerim” gibi bir şey olsa da, bu ifade çok daha derin bir felsefe içerir. Bu felsefeyi açıklamadan önce baştan uyarayım: Eğer Japonya’ya giderseniz, bir mağazada, sokakta ya da bankada bir Japonla muhatap olursanız ve size herhangi bir sebepten dolayı “chotto matte” derse, o mıntıkayı büyük bir hızla
Reklam
#JaponNEYapmış Tren ve metrolarda ulaşım ücreti kaç durak gideceğinize göre değişiyor.Bu yüzden istasyonun bilet gişesindeki haritaya bakarak gideceğiniz istasyon için gereken tutarı öğrenir,biletinizi alırsınız.İneceğiniz durağa kadar bileti saklar, inişte otomatik turnikeden geçirirsiniz.Eğer az ücret ödediyseniz çıkıştaki makineden bu farkı tamamlarsınız;fazla ödediyseniz biletinizi saklar kalan miktarı ileride kullanırsınız.Bileti kaybettiyseniz istasyon görevlisine gider, trene nereden bindiğinizi söylersiniz; o da ücreti hesaplayıp sizden tahsil eder. Bunu öğrendiğimde tabi ki bir Türk olarak aklıma türlü hinlik geldi.Bir Japon arkadaşa sordum: “Yirmi duraklık bir mesafe katetsen ama görevliye iki durak geldiğini söylesen ne olacak? Senin trene nereden bindiğini nasıl anlayabilir?” Arkadaşım hayretle bana baktı: ”Böyle bir şeyi niye yapayım ki?” "Yani mesela 750 yen yerine 150 yen ödersin...Çaktın mı köfteyi?” ”Ama böyle bir şey yaparsam tren şirketleri zarar etmeye başlar.Dolayısıyla zaman içinde fiyatları arttırmak zorunda kalırlar. Ve benim çocuklarım gelecekte bu hizmetten daha pahalıya yararlanırlar.”
“sen acının resmini yapabilir misin?” diye sormuş mudur Nâzım, Abidin’e? mutluluğun resmini mi yapmak mı kolaydır, acının resmini yapmak mı? insanları güldürmek mi kolaydır, ağlatmak mı? sevindirmek mi kolaydır, üzmek mi?
Sevindirmek kolaydır aslında.
“Sen acının resmini yapabilir misin?” diye sormuş mudur acaba Nâzım, Abidin’e? Mutluluğun resmini yapmak mı kolaydır, acının resmini yapmak mı? İnsanları güldürmek mi kolaydır, ağlatmak mı? Sevindirmek mi kolaydır, üzmek mi?
Henüz Suriyeli mülteciler gelmemiştir.
Japonya’da çemberin içi ve dışı gayet nettir: Japonlar çemberin içindedir, Japon olmayan herkes dışındadır (...) Türkiye’de ise çemberin sınırları belirsizdir. Almanya’dan gelip Alanya’ya yerleşen Herr Hans, çok kısa süre içerisinde mahallenin Hans Emmisi olabilir. Bakkal, Hans’a veresiye defteri açar, komşu çocukları bayramda elini öpmeye gider, düğünlerde Hans Emmi halaybaşı olur, kasap etin en iyi yerini ona ayırır, adaylığını koysa muhtemelen muhtar seçilir.
Reklam
Kendimi uzaylı gibi hissetmeye başladım. :)
1923 depreminden sonra Tokyo’daki Kosuga Hapishanesinde yaşanmış. Depremde birçok bina yıkılınca, hapishanede yatan 1000 civarındaki tutukluya, binanın güvenliğinden emin olununcaya kadar, geri dönmek kaydıyla dışarı çıkma izni verilmiş. Süre dolduğunda mahkûmların kaçı hapishaneye tıpış tıpış geri dönmüş dersiniz? Hepsi!
Çınar
Sadako - Hiroşima
benim sizden kendim için hiçbir şey istediğim yok şeker bile yiyemez ki kâat gibi yanan çocuklar çalıyorum kapınızı teyze, amca, bir imza ver. çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler
Sadako - Hiroşima
Benim sizden kendim için hiçbir şey istediğim yok. Şeker bile yiyemez ki kâat gibi yanan çocuk. Çalıyorum kapınızı, teyze, amca, bir imza ver. Çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler. Üzerindeki kâğıt turnalarla Çocuklar Barış Anıtı bugün halen savaşa ve nükleer silahlanmaya karşı mücadeleyi sürdürmekte. Kazanma şansı var mı? Yok. Ama gönülden desteklemeye devam ediyoruz. Elden başka ne gelir?
Güvende olmanın getirdiği huzur...
Arabayı park edince kapısını kilitlemeye gerek duymamak, bankta otururken çantanıza sıkı sıkı sarılmak zorunda olmamak, yolda düşürdüğünüz cep telefonunun eninde sonunda size geri geleceğini bilmek ne güzel bir duyguymuş!
Eğer zamanında iddia edildiği gibi “ demiryolları komünist işi” ise, Japonya dünyanın en Marksist ve hatta Leninist ülkesidir.
271 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.