Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

John Barleycorn

Jack London

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İyi bir yazar aynı zamanda iyi bir okurdur.
Onbeşime daha yeni basmıştım ve bir konserve fabrikasında uzun saatler çalışıyordum. Her ay, en kısa çalışma günüm on saatti. Makine başında aralıksız çalışılan bu on saate öğle paydo­su; işten eve, evden işe yürüyerek gidiş geliş; sabahları kalkıp gi­yinme ve kahvaltı etme; akşam yemeğini yiyip soyunma ve yatma da eklenince, yirmi dört saatten geriye topu topu, sağlıklı bir deli­kanlının uyuması gereken dokuz saat kalıyordu. Yatağa girdikten sonra, gözkapaklarım kurşun gibi ağırlaşıp kapanmadan önce, ne yapıp edip bu dokuz saatten birazını okumak için çalıyordum.
Sayfa 54
Erkektim Erkek
Dengemi kaybettim ve sulu çamurun içine balıklama daldım. İşte o zaman -midye kaplamış bir kazığın yırttığı kol­larımdan aşağı kanlar akarak, tepeden tırnağa çamura bulanmış vaziyette ayakta durmaya çalışırken- ve ancak şimdi sarhoş ol­duğumu anladım. Olsun, ne çıkar! Kanalın öbür yakasında sar­hoş ettiğim koskoca iki denizci ranzalarında sızmış yatıyordu. Erkektim ben, ERKEK. Diz boyu çamurun içinde de olsa, hala ayaktaydım.
Sayfa 51
Reklam
Gerçekten de çok çalışıyor az uyuyordum. Roman kahramanlarımdan biri olan Martin Eden'in eğitimini çok çabuk tamamlaması eleştirmenlerin iti­razlarına yol açmıştır. Derme çatma bir okul öğrenimine sahip bir denizciyi üç yıl içinde başarılı bir yazar haline getirmiştim. Eleştirmenler bunun imkansız olduğunu söyler. Oysa ben Mar­tin Eden'ın ta kendisiydim.
Sayfa 174
Bu dünya kapkaranlık bir dünya. Ben onu senin için aydınlatıyorum.
Yordam Edebiyat/ Storytel E-kitapKitabı okudu
Şurası gerçekki sağlıklı ve normal bedenimin kimyasal yapısı bütünüyle beni alkolden uzaklaştırıyordu. O zıkkım bana iyi gelmiyordu. İğrenç bir şeydi. Ama buna rağmen koşullar beni tekrar tekrar John Barleycorn'un kucağına itmeye devam edecek ve yıllar sonra, eninde sonunda, erkeklerin uğrağı olan her yerde onu aradığım, onu bir dost, bir yardımcı diye selamladığım günler gelecekti. Üstelik her seferinde de onu hor görecek ondan hep nefret ede­cektim. Evet, tuhaf bir arkadaştır şu John Barleycorn.
Sayfa 53
Bana Erkek diyenin !
On dokuzundaki zıpkıncıyla on yedisindeki denizcinin er­kekliklerini göstermek için yaptıkları ilk şey erkek gibi davran­mak oldu. Zıpkıncı ballandıra ballandıra içkinin çekiciliğinden söz etti, Scotty de bozukluk aramak için ceplerini karıştırdı. Zıp­kıncı yanına pembe, yassı bir şişe alıp gitti; o civarda ruhsatlı bar olmadığından, şişeyi gizli içki satan bir yerden dolduracaktı. Adi zıkkımı kadehlerden içtik. Onlardan aşağı mı kalacaktım, zıp­kıncıyla Scotty' den daha mı az güçlüydüm, daha mı az yiğittim? Onlar erkekti. Erkek olduklarını içkiyi nasıl içtiklerini göstere­rek kanıtlamışlardı. Erkekliğin göstergesi içkiydi. Böylece ben de onlarla birlikte içtim; gerçi kör olası zıkkım şu bonbonların ya da nefis 'top gülleleri'nin bir tekiyle boy ölçüşemezdi, ama yine de arka arkaya, susuz musuz ben de yuvarladım. Her kadehte ürperiyor, yutkunup içimden yükselen öğürtüyü bastırıyordum, ama erkekliğimi gösterip bunu onlara hiç belli etmiyordum.
Sayfa 45
Reklam
Bir Yunan filozofunun yapacağı gibi, büyük bir soğukkanlılıkla, kendimi öldürmeyi uzun uzun düşündüm. Ne yazık ki geçimleri için doğrudan bana bağımlı olanların sayısı, beni yaşamdan vazge­çiremeyecek kadar çoktu. Ama bu, işin sadece törel yanı. Beni asıl ölümden kurtaran şey, geriye kalan biricik kuruntum, yani HALK'tı. Kendileri uğruna mücadele ettiğim ve sabahlara kadar çalış­tığım şeyler bana ihanet etmişti. Başarı -bunu hor görüyordum, ün- fasafiso. Sosyetenin kadın ve erkekleri; rıhtımlar üstündeki ayak takımıyla başkasaralardaki ayak takımının üstündeki ka­dınlar ve erkekler -bunların kafaca bayağılıklarının sevimsizliği beni hayretler içinde bırakıyordu. Kadın sevgisi -onun da diğer­lerinden kalır yeri yoktu. Para -bir seferde ancak bir yatakta ya­tabilirdim ve ben günde sadece bir tane okkalı biftek yiyebildik­ten sonra yüz tane bifteğe yetecek paranın değeri neydi? Sanat ve kültür -biyolojinin demir gibi olguları karşısında bu gibi şeyler gülünç, bunları savunanlar ise daha gülünç kalıyordu. Bütün bu anlattıklarımdan benim o sıralar ne kadar hasta ol­duğum anlaşılabilir. Ben yaradılıştan savaşçıydım. Uğrunda sa­vaştığım şeylerin savaşmaya değmez olduğu ortaya çıktı. Geriye kala kala bir HALK kaldı. Benim savaşım bitmişti, ama HALK için uğrunda savaşılacak bir şeyler vardı hala.
Sayfa 183
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.