En Eski Kabakçı Mustafa kitaplarını, en eski Kabakçı Mustafa sözleri ve alıntılarını, en eski Kabakçı Mustafa yazarlarını, en eski Kabakçı Mustafa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
'Kabakçı Mustafa İsyanını' ders kitabı gibi değilde romanlaştırılmış bir şekilde anlattığı için okuması keyifli ve akıcı olan bir kitap. Fransız ihtilalinin Osmanlı Devleti üzerindeki etkilerini, III. Selim dönemi yeniliklerini (Nızam-ı Cedit, İrad-ı Cedit, Adalet...), devlet içinde devlet stratejisinin kötü etkilerini net bir şekilde anlatan bir eser olmuş. Eleştirel olarak bakacak olursak o kadar çok Mustafa ismi var ki bir ara kağıt kalem not tutmak zorunda kaldım:) Sanırım okuyucudan böyle bir eleştiri beklenmiş ki, kitabın sonunda bu konuya da değinilmiş.
Kabakçı MustafaReşad Ekrem Koçu · Doğan Kitap · 201670 okunma
Ekrem Reşad Koçu’dan yine gerçek olaylara dayanan harika bir roman. Kitabı okudukça yok artık diyeceğiniz o kadar çok olay var ki kitap bittiğinde yüzünüzde garip bir tebessüm kalıyor. Kabakçı Mustafa ihtilalini Reşad Ekrem Koçu’nun akıcı kaleminde okuyunuz
Kabakçı MustafaReşad Ekrem Koçu · Doğan Kitap · 201670 okunma
Korku Sultan Selim'in en müthiş düşmanı oldu, bu ani çekilişi düşmanlarına yeniden cesaret aşıladı. Cehlin ve taassubun galiz zulmeti içinde inkıraza doğru sürüklenen cemiyetleri nura kavuşturmak isteyen başların işi, kangren ameliyatı yapan operatörün işinden farksızdır, çürümüş uzuv şefkat ve merhamet, korku ve tereddütle değil çelik gibi irade ile kesilip atılır. Bir inkilapçı olarak Sultan Selim'in eli bıçak ve neşter değil, toplu iğne bile tutmaya muktedir değildi.
Mustafa Çavuşun lakabındaki kabak bildiğimiz meşhur sebze olmayıp türkçede «ön», «ileri» manasına olan «kaçak» tır; hatta bazı yerlerde ön dişlere de «kabak dişi» derler.
«Yani Kabakçı Mustafa, öncü Mustafa demektir.
«Yine dedemden işittiğime göre Ruslar Meyhaneye Kabak derlermiş. O zamanlar Anadolu'nun Karadeniz yalısı boyundaki kasaba ve limarında meyhane yokmuş; Karadeniz yalısı uşakları meyhaneyi Ruslarda gördükleri için meyhanecîye «Kabakçı» derlermiş.
Müverrih Cevdet Paşa yanık bir yürekle yazıyor: Nizâmı Cedid ile devlete emsalsiz büyük hizmetde bulunmuş olanlar bir ikbâl ile şımarmış, azıtmışlardı, israf da, ihtişamda çok ileri gitmişdi; kabiliyetli, bilgili, iş başarır adamlardı, fakat aşırı aykırı hareketleri ile halkı beyhûde yere kendilerine düşman etmişlerdi, terbiyeye hattâ ölümle cezaya da müstehak olmuşlardı. Fakat sonunda devletin gücü yıprandı,
milletin takatı zedelendi bir pire için yorgan yakıldı, bir sıçan için koca bir yangın çıkarıldı...
So many Mustafa. Kitapta her iki kişiden birinin adı Mustafa. Bu kısım kurgu mu yoksa gerçekten o kişiler Mustafa mı merak ediyorum, ama Reşad Ekrem bir tarihçi ve kitapta anlatılan olaylar gerçek, bir araştırma süreci söz konusu olduğu kesin; dolayısıyla isimler komiklik olsun diye aşırılık yapılmış olsa dahi kabulüm. Bu davada herkes mi Mustafa be! Dedirtiyor insana. Oransal olarak fazlaydı belki de o isim. Neyse gelelim kitabın teknik özelliklerine. Kitap 1968'de yazılmış dolayısıyla "eski" kelimeler var, bağlamdan az çok olumlu ve ya olumsuz bir kelime olduğunu anlayabiliyoruz çoğunun. Okumayı bölmemek adına anlamlarına daha sonra bakıyorum. İlk yarısını özellikle hayretle okudum. Nasıl büyük olayları böyle küçük insanlar/sebepler doğurmuş olabilir diye. İkinci yarısında oradan oraya uçuyoruz adeta, kişiler ortamlar epey artıyor. İdari entrikalar falanlar. Ben yazarı sevdim, bir kitabını daha sipariş verdim hatta, onun ertesine bkm'de kitapları indirimsiz satılmaya başlandı sebepsizce, inşallah bir yanlışlık olmuştur, 40-50 liralarda seyrediyorlar şuan. Hasılı, okudum, beğendim, tavsiye de ederim. NOT1: İncelemeyi yazarken son 10 sayfayı okumamıştım. Mustafalar gerçekmiş, hatta yazarın da bu dikkatini çekmiş ve kitabın sonunda Mustafaların olaylara dahil oldukları vasıflarla birlikte bir listesini yapmış ve tam 32 adet Mustafa var imiş.
Kabakçı MustafaReşad Ekrem Koçu · Doğan Kitap · 201670 okunma
İlimle meşgul olan müderris efendiler ile mahkemelerde adaleti temsil eden kadı efendilerinin çoğu bir cüppe ile kavuktan ibaretti, cahildi silsile dedikleri otomatik bir kıdem usulü tutulmuş,yukarıdaki mevkiler boşaldıkça aşağıdakiler yükseliyordu.