Zeynep Kaçar'ın ilk romanı olan "Kabuk" zorlayıcı , yıkıcı ve sorgulatan bir kitaptı.
İlk başlarda kişiler , anlatılan olaylar fazlaca birbirine girmişti , takibi zorlaştırmıştı ve dolayısıyla bir şüpheye düşmüştüm acaba ben mi bir yeri kaçırdım , anlayamadım diye lâkin daha sonra kitap üzerine okuduğum yorumlarda ve izlediğim videoda bu sıkıntıyı pek çok okurun yaşadığını fark ettim.
Bu dolambaçlı anlatım belirli bir yerden sonra hafifte olsa açılmaya başlıyor ve kitapla bütünleşebiliyorsunuz.
Kitap üç neslin , üç kadının delilikle ve hayatla baş etmelerini anlatıyor. Aileyi , kadın olmayı , itilmişliği , ötekileşmeyi , hayatla baş etmeye çabalamayı pek çok kez tökezlemeyi ama yine de bir yerlere , birine , tutunmayı - tutunamamayı - hissettirerek , dokunarak işlemiş yazar.
Altını çizdiğim , gülümseten , sarsan pek çok cümle oldu.
Kısacası delilik kavramıyla kavrulmuş alt metni , başlarda zorlanılsada içine girdikçe akıcılaşan dili ve ele aldığı konularla şans verilmesi gereken bir kitap.