Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kaderin Tazıları

Saki

Kaderin Tazıları Gönderileri

Kaderin Tazıları kitaplarını, Kaderin Tazıları sözleri ve alıntılarını, Kaderin Tazıları yazarlarını, Kaderin Tazıları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
119 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Kaderin Tazıları
Hector Hung Munro
Hector Hung Munro
Hector Hugh Munro (Saki) 1870 - 1916 yılları arasında yaşamış 45 yaşında Ancre Muharebesi sırasında bir Alman keskin nişancı tarafından öldürülmüştür. Daha çok Saki takma adıyla bilinir, esprili, yaramaz ve bazen dehşet verici hikayeleri Edward dönemi toplumunu ve kültürünü yansıtır. "Saki" takma adı , Ömer Hayyam'ın Rubai'lerindeki saki'ye bir göndermedir. Benim çok geç tanıdığım bir yazar, kitabını da çok beğendim. Ömer Hayyam 364; Kalk, kalk, yeter uyuduğun, saki! Boş kadehim dolsun, dolsun, saki; Er geç testi olmadan kafa tasım, Sen testiden bana şarap sun, saki!
Kaderin Tazıları
Kaderin Tazıları
Kaderin Tazıları
Kaderin TazılarıSaki · Ayraç Kitabevi · 20027 okunma
Anılarından başka geriye hiçbir şeyi kalmayınca, insan onları özenle koruyup tozunu alır.
Sayfa 106
Reklam
Bir insanın kökenini, memleketini ve yetiştiği çevreyi her zaman göz önüne almakta fayda vardır. "Bana boylamını söyle, sana ne kadar toleranslı olduğunu söyleyeyim."
Sayfa 65
Bazı insanlar emretmek için doğarlar. Crispina Umberleigh yasa koymak, yetki vermek, yasaklamak, cezalandırmak, halim kürsüsünde oturmak için doğmuştu denilebilir.
kayıp yüzbaşı
İnsan ölümle yuzyuze gelince adil olmak ister.
Sayfa 18 - Ayraç YayıneviKitabı okudu
" Gençler olmayacak şeylere heveslenirler, yaşlılarsa hiç vuku bulmamış şeyleri hatırlarlar" Gençler kısmı yaşandı, onaylandı...
Reklam
119 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
______Kalk, kalk, yeter uyuduğun, saki! Boş kadehim dolsun, dolsun, saki; Er geç testi olmadan kafa tasım, Sen testiden bana şarap sun, saki! Hayyam Saki ve Hayyam; Hayyam ve Saki. - Sahi, üstteki Hayyam rubaisindeki Saki
Kaderin Tazıları
Kaderin TazılarıSaki · Ayraç Kitabevi · 20027 okunma
''(...)Yanındaki bankta, yüzünde artık başkalarını küçük görme işinde başarılı olamayan bir insandaki en son güven kırıntısı sayılabilecek cansız bir meydan okuma edası olan yaşlı bir adam oturuyordu. Giydikleriyle kılıksız sayılmazdı, en azından loş karanlıkta idare ettiği söylenebilirdi. Ama kimse onu yarım İngiliz altını ederinde bir kutu çukulata satın alırken ya da karanfil desenli bir düğme iliğine dokuz peni bayılırken hayal edemezdi. Kesinlikle çaldığı şarkıyla kimsenin dans etmediği o ümitsiz orkestralara aitti; yaktığı ağıt kimsede ağlama isteği uyandırmayan fani ağıtçılardandı.Ayağa kalkınca Gorstby onun aşağılandığını, kaale alınmadığı bir eve ya da uyandırdığı tek ilginin ücretini ödemekle sınırlı olduğu iç burucu bir otel odasına gittiğini hayal etti.Uzaklaşan gölgesi karanlıkta kayboldu(...)''
Sayfa 70 - Ayraç / Çev: Fahri ÖZKitabı okudu
Alacakaranlık
''(...)Bir mart akşamı, saat altı buçuk sularıydı, alacakaranlık, etkisini azaltan belirsiz ay ışığı ve sokak lambalarına rağmen bütün manzarayı kaplamıştı. Yollar ve kaldırımlar bomboştu, ama yine de yarı karanlıkta sessizce hareket eden ya da banklarda belirsizce serpiştirilmiş ve loş karanlıkta zor ayırdedilebilen bir sürü silüet vardı. ...O anki ruh haline uyan manzara Gorstby'nin hoşuna gitti. Alacakaranlık, diye düşünüyordu, yenilmişlerin saatiydi. Dövüşen ve kaybeden, kara talihleri ile ölen umutlarını meraklı gözlerden elden geldiğince gizlemeye çalışan erkekler ve kadınlar, pejmürde giysilerinin, düşük omuzlarının ve hazin gözlerinin kolayca fark edilemeyeceği ya da en azından tanınamayacağı bu akşam karanlığında ortaya çıkmışlardı(...)''
Sayfa 69 - Ayraç / Çev: Fahri ÖZKitabı okudu
Kaderin Tazıları
''Boğucu bir sonbahar gününün solan ışığında Martin Stoner nereye gittiğini bilmediği çamurlu patikalar ve arabaların tekerlek izleriyle dolu yollar boyunca ağır ağır yürüyordu. İleride bir yerlerde deniz olduğunu hayal ediyordu ve ayakları sanki kararlı bir şekilde denize doğru yöneliyordu. Avcılardan kaçan geyiği son bir çabayla uçuruma doğru yönelten içgüdünün etkisi altında olmasa, niçin yorgun argın o tarafa doğru gitmeye çabaladığını açıklayamazdı. Kuşkusuz kaderin tazıları amansız bir kararlılıkla peşindeydi(...)''
Sayfa 55 - Ayraç / Çev: Fahri ÖZKitabı okudu
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.