Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kadim Türklerin Mitolojik Hikayeleri

Fuzuli Bayat

Sayfa Sayısına Göre Kadim Türklerin Mitolojik Hikayeleri Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Kadim Türklerin Mitolojik Hikayeleri sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Kadim Türklerin Mitolojik Hikayeleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
sanırım son cümle Yunanlılara en büyük hizmeti olarak dile getirilecekti....
Herkesçe malumdur ki Yunanlıların anlattıkları, inandıkları, dünyanın da seve seve okuduğu mitoslarının yazarı Heseidos ile kör şair Homeros'tur. Yunan mitolojisi bilimden halka, yazıdan söze doğru bir yol kat etmiştir. SÖZDEN KİTABA DEĞİL, KİTAPTAN SÖZE GEÇMİŞTİR. Bugün dünyanın her köşesinde sevile sevile okunan, çizgi filmlerin, macera filmlerinin sevimli kahramanlarına dönüşen Yunan mitosları Ege kıyılarında, Anadolu'da yaşayan Friglerin, Hititlerin, Hurrilerin vb. eski halkların ortak malıdır. Yunanlılar bu mitosları özümleyerek sahiplenmişler ve ortaya Yunan mitolojisi denen yeni bir mitolojik öykü çıkmıştır. Mitosları sözlü kültürde yaşatıp bugün tarih sahnesinde olmayan halklar, onların gerçek sahipleri değillerdir. Bu mitlerin sahipleri, onu yazıya aktarıp sonraki kuşaklara miras bırakanlardır. Homeros'un, Hesiodos'un, Eshil'in ve diğer Yunanlı yazarların tarih karşısında en büyük hizmetleri, bugün var olmayan halkların mitolojik hikayelerini kaleme alarak özümleştirmeleri, Yunanlılara armağan etmeleridir.
Neden ya nedennnnnnnn
Biz bu konuda Yunanlılar kadar şanslı değiliz. Nitekim Yusuf Has Hacip; Oğuz Kağan'dan, Uluğ Türk'ten değil, kendi kurguladığı dört sembolik karakter üzerinden düşüncelerini yazdı. Nizami Gencevi beş mesnevisinin hiçbirinde Türk mitlerinden, Türk kahramanlarından söz açmadı. Demir vücutlu İsfendiyar'dan bahsetti, Temir Boko'nu unuttu. Hüsrev'den bahsetti, Anuşirevan'ı adalet sembolü yaptı. İskender'in adaletini öve öve bitiremedi, Türk hükümdarlarının kutundan, halk karşısındaki sorumluluklarından, yönetim sisteminin taşıdığı demokratik özünden mevzu bahis etmedi. Mevlana Mesnevisinde uzun uzun ahlaki hikayeler anlattı ama Türk ahlakından, Türk marifetinden bahsetmedi. Klasik divan şairlerimiz mevzularını Fars ve Arap İslam kültüründen alarak işlediler. Firdevsi'nin göklere kaldırdığı Rüstem'in kahramanlıklarını daha da ululaştırdılar ama Şuno'dan, Kala-Mambır'dan bahsetmediler. Onları hiç tanımadılar da...
Reklam
Mitoloji, tarih öncesi şuurumuzun bugünkü çağa, buradan da geleceğe taşınmasıdır. En önemlisi de mitoloji dünyayı modelleştiren sözlü, tasvirli, hareketli işaretler sistemidir.
"Kaynağı ezoterik bir bilgiye dayanan mitlerin benzerliği, kutsalın tezahür şeklinin bütün insanlık için hemen hemen aynı olması; evrenin bütünlüğünün, dünyanınsa küçüklüğünün kanıtıdır."
Mitosları bir zamanlar sözlü kültürlerinde yaşatan, ancak bugün tarih sahnesinde olmayan halklar, onun gerçek sahipleri değillerdir. Bu mitlerin sahipleri onu yazıya aktarıp sonraki kuşaklara miras bırakanlardır.
Mit anlatı türü olmasa da efsanelerin, mitolojik içerikli hikayelerin kaynağı olmuştur. Her halk kendi dünya görüşünün ürünü olan mitolojik anlatıları ile kendini tanır, evren hakkında bilgi edinir, Tanrı'nın yüceliğini anlamış olur. Mitoloji, tarih öncesi şuurumuzun bugünkü çağa, buradan da geleceğe taşınmasıdır.
Sayfa 12 - ÖtükenKitabı okudu
Reklam
Oğuz Kağan'ın yürüyüşlerini, Tanrı'ya dahi itiraz eden, demir zincirle zincirlenen Temir Boko'nu, Şuno'nu, Geser'i, Hasat' ı ve diğerlerini, iftiraya maruz kalmış, demirden yapılan bir evin dört köşesine dört zincirle bağlanmış Kala-Mambır'ı, ölüme meydan okuyan Devana-yi Burkut Baba'yı, ziraat işlerinin piri Baba Dehkan'ın, ölümdşn kaçan Korkut Ata'nın hikâyesini okuyacaktır.
Sayfa 13 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Türk mitolojisinin babasız doğulan kahramanları zamanla Ortadoğu'ya, Batıya kadar gelip ulaşmış, Asya kökenli bu anlatı Hristiyan efsanelerinin temelini oluşturmuştur ki, bunun da en parlak örneği Yahudilerin Yehova dedikleri İsa'nın hikayesine dönüşmesidir.
Yaratılış mitinde denilir ki, kimse var olmadan önce kıyısı, sahili olmayan suda tek başına, tenha yaşayan Ag Ene(Ak Ana) adlı bir varlık vardı. Yine aynı suyun üstünde Ülgen adlı başka bir varlık da vardı. Anlatıya göre Ag Ene, yaratma düşüncesinin ilham kaynağı olmuştur. Ag Ene, üzerine durulacak bir kara parçasının dahi olmadığı bir zamanda sudan çıkar ve Ülgen'e yaratma emrini verir. Ülgen de, Ag Ene'nin bu emri ile evreni ve bizim yaşadığımız dünyayı yaratır.
Sayfa 15 - Ötüken
Mitolojik çağ Türklerinin ahiret hakkındaki bilgilerinin, semavi kitaplarda sunulanlarla benzerlik gösterdiğine şahit olacaktır.
Sayfa 15 - ÖtükenKitabı okudu
Reklam
Türk mitolojisinin Babasız doğulan kahramanları zamanla Ortadoğu'ya Batıya kadar gelip ulaşmış, Asya kökenli bu anlatı Hristiyan efsanelerinin temelini oluşturmuştur ki, bunun da en parlak örneği Yahudilerin Yehova dedikleri İsa'nın hikayesini dönüşmesidir.Babasız doğulan Türk kahramanları sınırsız güce sahip olmaları ve bir kavmin atası olmaları ile öne çıkmışlardır.
Evren hakkındaki öykü
Ecdadımızın mito-felsefi tasavvurlarına göre evrenin dikey düzeyi bir ok ekseni boyunca yukarı (gök), orta (yerüstü) ve aşağı (yeraltı) katlara ayrılır.
377 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.