Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kadın Sorunu Üzerine Seçme Yazılar ve Clara Zetkin Üzerine

Clara Zetkin

Kadın Sorunu Üzerine Seçme Yazılar ve Clara Zetkin Üzerine Gönderileri

Kadın Sorunu Üzerine Seçme Yazılar ve Clara Zetkin Üzerine kitaplarını, Kadın Sorunu Üzerine Seçme Yazılar ve Clara Zetkin Üzerine sözleri ve alıntılarını, Kadın Sorunu Üzerine Seçme Yazılar ve Clara Zetkin Üzerine yazarlarını, Kadın Sorunu Üzerine Seçme Yazılar ve Clara Zetkin Üzerine yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
«İşgücü» olarak kalan, ama şartlara uygun olarak artık aile için değil toplum için üreten, ekonomik olarak bağımsız buna karşın kapitaliste bağlı duruma gelen kadım topluma bağımlılığını, onunla karşı- lıklı ilişkilerini çok daha açık bir biçimde hissetmektedir günde on defa yönlendirildiği kamusal yaşama ilgi ve katılma, onun için bir gereklilik, bir yükümlülük ve bir hak teşkil etmektedir onu bundan ancak tepeden tırnağa adaletsiz bir toplum düzeni alıkoyabilir
Kadın, erkeğe ekonomik bağımlılık boyunduruğundan kurtulduğu günden itibaren kapitalistin ekonomik hükmü altına girdi.Yani ekonomik bakımdan(kadın işçi) her ücretli erkek işcinin durumuyla aynı durumdadır; onunla aynı kötü durumlar altında ezil- mekte, onun çıkarlarını, onun taleplerini paylaşmaktadır; düşünülebilecek en düşük ücrete çalışmak ve böylece erkek emeğinin fiyatını düşürmek, kadının çıkarına değildir.Onun da çıkarı, mümkün olan en yüksek ücrettir.Kadın emeğinin ücret düşüren rekabebetinden kaçınmak ya da en azından bunu sınırlamak için, kadın emeğinin kaldırılmasını talep etmeye gerek yoktur.
Reklam
Erkeğin ücreti, ailenin geçimini sağlamaya artık yetmiyordu, çoğu durumda bekar erkeğin gereksimini bile taşıyamıyordu. Çok geçmeden,ailenin geçimini erkeğin kazancının kadının kazancıyla tamamlanmasını talep etti. Kadının faaliyeti tasarruf olma amacından çıkıp kazanç amacıyla olmaya dönüştü ama kadın bununla beraber erkeksiz yaşama olanağınığı da kazandı bu kadına ilk kez tamamiyle bağımsız bir yaşam sürdürme yeteneği verdi.
Yüz yıl önce tanınmayan birçok sanayi dalı, bir dizi mekanik alet şimdiden kadının üzerinden mutfak işinin büyük bir bölümünü almış durumda veya en azından alabilecek durumda; ve büyük ortak buharlı mutfakları kurulmasıyla, merkezi ısıtmanın ve merkezi ışıklandırmanın gerçekleştirilmesiyle, tencerelerden kur- tuluş yönünde açılan yol sonuna ulaşacak.
Kadın eski görüşlerinde ısrar ettiği sürece, düşünce ve duyguları yeni koşullarla kaynaşmadığı sü­rece, aile ve toplum içinde gerici bir unsur olduğu süre­ce, anne a priori çocukların en iyi eğiticisi olarak övülemez. Çocuklar düne göre değil, yarına göre eğitilmek zo­rundadır.
Kadının tüm göklere çıkarılan erdemleri, feragatliliği ve fedakarlığı, ince düsünceliliği, sadece dar aile çevresi içindir ve sadece kadının sevdiklerine faydası vardır. Kendininkiler için en büyük fedakarlığı yapabilen kadın, topluma karşı adeta canice bir egoizm göstermektedir. Gayet doğal! Genel yaşa­mın dışında duran, toplumsal olaylara katılmayan ve il­gi göstermeyen kadına, yeni toplumsal erdemler yaban­cı kalmıştır. Kadında aile sevgisi ne kadar gelişmişse, toplumsal dayanışma da o kadar az gelişmiştir. Kadın­ların çok azı dayanışma kelimesinin ne anlama geldiğini gerçekten bilir; bu yüzdendir onun kişisel sempati alanının dışında olan herşeye karşı daryürekliliği, sertli­ği, evet hatta acımasızlığı. Kadının zengin ahlaki duygu­sal yaşamı, aslında, kafasını dar duvarlarına çarpma tehlikesi olmaksızın, bir yüksüğün veya bir tencerenin içine sığmaktadır.
Reklam
Çocuk eğitiminin kadının en önemli görevi olduğu tezinin karşısında bir başka önemli gerekçe daha bulunmaktadır. Eğitmek isteyenin bizzat kendisi de eğitilmiş olmak zorundadır. Kadının bugün, kelimenin geniş anlamında bu talebe ne kadar az uygun düştüğü üzerinde durmak bile gereksizdir. Yüzyıllardan beri boyunduruk altına alınan ve köleleştirilen, doğuş­tan itibaren sistematik bir şekilde fiziki ve ruhi köreltmenin hedef tahtası olan kadın, kaçınılmaz olarak, ye­terli gelişmemiş olan ve tek yönlü gelişen bir yaratıktır. Erkekler kendi aralarında kadını aslında insan türünün aşağı bir türü olarak görürler. Ve ne hayret verici iştir ki, insanlığa yaraşır bir konum için her mücadele çaba­sında, her uygun anda efendisi ve ustası tarafından aşa­ğılık olduğu hatırlatılan bu gelişmemiş yaratık, yetişen kuşakları eğitmek üzere doğa tarafından «seçilmiş» ol­sun!
Esas mesele, anne tarafından eğitim değil, bilakis çocuğun gelişme kanunlarının bilinmesine ve gözetilme­sine dayanan, anlayışlı ve sevgi dolu bir eğitimdir.
Kadının doğal mesleğinin annelik olduğu; çocukların eğitimi ol­duğuna dair hiç itiraz kabul etmez bir açıklamayla, ka­dının toplum içerisinde her türlü görev ve hak talebini peşinen yok edebileceklerini, hatta bu «ahlaki» sebeplerle iki kez yok edebileceklerini sanmaktadırlar.
Bir yandan ka­zancı azaltılır, diğer yandan gereksinimleri pahalılaştı­rılır; ve bütçesi eğer büyük açık veriyorsa, o zaman toplum ona cömertçe ve manen, «varolan düzenin emniyet sibobu» fahişelik yolunu gösterir; tabii ki ancak bu alan­da da asalaklara ve sömürücülere, çoğu zaman da hatta devlete ve belediyeye öşürünü ödemek önkoşuluyla.
121 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.