Kadın ve Sosyalizm
August BebelKadın ve Sosyalizm Gönderileri
Kadın ve Sosyalizm kitaplarını, Kadın ve Sosyalizm sözleri ve alıntılarını, Kadın ve Sosyalizm yazarlarını, Kadın ve Sosyalizm yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Uluslararasında toplumsal koşullar bozuldukça, suç ve cinayet istatistiklerindeki sayılar da artar. Hayat kavgası öyle zalimce bir biçim alır ki bireyler birbirlerine düşman gözüyle bakarlar. Toplumsal bağlar kalınlaştıkça, insanlar arasındaki düşmanlık da artar.''
"İnsanın, sevmediği bir kişinin sevgisine katlanmasından daha büyük bir azap yoktur."
"Bunlar, dar önyargı çemberlerinin dışına çıkamayan erkek ve kadın cinsinden darkafalılardır. Bunlar, karanlığın egemen olduğu her yerde bulunan ve kendileri için rahatlatıcı karanlığa, bir ışık huzmesi düşer düşmez korkuyla haykıran baykuş cinsidir."
''Birçok kişi kadın sorunu olmadığını iddia eder; çünkü şimdiye dek kadının işgal ettiği ve gelecekte de işgal etmesi gereken konum, onu eş ve anne olarak belirleyen ve yuvayla sınırlayan 'doğal mesleğiyle' verilmiştir. Dört duvar dışında olup bitenler ya da ev içi görevleriyle yakın bağıntıda olmayan şeyler kadını ilgilendirmez.''
"Alexandre Dumas, Mösyö Alfons adlı kitabında der ki:
- Erkek iki ahlak türü yarattı: Biri kendisi için, öbürü de kadınlar için. Birincisi, kendisine her kadını sevme hakkını verir; ikincisi, kadına ebediyen yitirdiği özgürlüğüne karşılık, yalnız bir erkeği sevme hakkını verir.”
''Kadının bir emekçi olarak uğradığı baskı ve sömürü bir yana, bu özel mülkiyet dünyasında, cinsel bir varlık olarak uğradığı baskıyı da hesaba katmalıyız.
Kadınlar her adımlarında erkeklerin aşina olmadığı çok sayıda kısıtlama ve engelle karşılaşırlar. Birçok şeyi erkek yapabilir, ama kadın yapamaz. Birçok toplumsal hak ve özgürlük erkeklere verilmiştir. Eğer bunları kadın yaparsa ya hata olur ya da suç işler. Kadın hem toplumsal hem de cinsel bir varlık olarak acı çeker. Bu iki durumdan hangisinde daha çok acı çektiğini söylemek zordur. Bu yüzden de keşke kadın değil de erkek olarak doğmuş olsaydım diye düşünmeleri anlaşılırdır.''
''Yönetici sınıfların sınırsız lüks ve sefahatleri, milyonlarca insanın sefaletiyle çelişiyordu.''
"İnsan mülkiyete değil,
mülkiyet insana egemendi."
"Bunlar, dar önyargı çemberlerinin dışına çıkamayan erkek ve kadın cinsinden darkafalılardır. Bunlar, karanlığın egemen olduğu her yerde bulunan ve kendileri için rahatlatıcı karanlığa, bir ışık huzmesi düşer düşmez korkuyla haykıran baykuş cinsidir."
"Emekçi ailelerinde kadınla erkek arasındaki ilişki daha iyidir. Çünkü her ikisi de aynı yolda olduklarının ve insan onuruna yaraşır bir gelecek için tek bir yol bulunduğunun farkındadır."
Sanayi devrimi öncesi ve sonrası
“O dönemde orta sınıftan evli kadınlar evde ağır bir yalnızlık içinde yaşardı. Evde yaptığı işler o kadar çoktu ki, vicdanlı bir ev kadını işini sabahtan akşama dek aralıksız çalışmak suretiyle ancak bitirebilirdi. Bunu da ancak kızlarının yardımıyla yapabilirdi. Bugünkü ev kadınının yaptığı işlerden çok daha fazlası bu kadının üzerine yüklenmişti. Çağdaş kadın, sanayinin ilerlemesi ile bu işlerin birçoğundan kurtulmuştur. Ama o dönemdeki kadın ipliğini kendi eğirir, kumaşı kendi dokur, kendi keser, çamaşırı ve elbiseleri kendi dikerdi. Birayı, mumu, sabunu bunu kendi yapardı, kısacası külkedisinin ta kendisiydi ve ancak Pazar günleri kiliseye gittiğinde dinlenebilirdi. Aynı sınıfa giren insanlar, kendi aralarında evlenirlerdi. Bütün toplumsal ilişkilerde gülünç bir kast anlayışı egemendi."
"İnsanların karakterini anlamak için, yaşadıkları hayat yollarını incelemek gerekir. Hayat koşullarının insan karakterleri üzerinde büyük etkisi vardır."
"Aşırıya kaçan cinsel zevkler, onun eksikliğinden çok daha zararlıdır."
"Bu dönemin en büyük özelliği, sağlıklı ve olgun her insanın içindeki doğal arzuların tatmin edilme hakkının açıkça kabul edilmesi olmuştur. Bu kabul, cinsel eğilimleri çember altına alan Hristiyanlığın baskısını kırmıştır."