En Yeni Kadınlar Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Kadınlar sözleri ve alıntılarını, en yeni Kadınlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nefes alan mermer Afrodit, Yunan heykeltıraşlık tarihindeki ilk çıplak kadın oldu. Praksiteles onu ayaklarına düşmüş tunikle yonttu ve İstanköy şehri ondan Afrodit'i giydirmesini talep etti. Ama başka bir şehir, Knidos, Afrodit'i bağrına basıp ona bir tapınak hediye etti ve tanrıçaların en kadını, kadınların en tanrıçası Knidos'ta yaşadı. Kapalı kapılar ardında ve büyük gözetim altında tutulsa da, muhafızlar onun için deli olanların istilasını engelleyemiyorlardı. Onca tacizden bıkan Afrodit, bugün gibi bir günde kaçıp gitti.
Arkadaşlığa saygı Juan Gelman, bana bir hanımefendinin Paris'in caddelerinden birinde elindeki şemsiyeyle kalabalık bir belediye işçileri topluluğuna saldırdığını anlattı. İşçilerin güvercinleri avladıkları sırada, kadın bir Bıyıklı Ford'dan, hani şu manivelayla çalıştırılan müzelik arabaların birinden inmiş ve şemsiyesini sallayarak
Reklam
Plaza de Mayo Anneleri 1977. Buenos Aires Kendi evlatları tarafından dünyaya getirilmiş kadınlar olan Plaza de Mayo Anneleri, bu trajedinin Yunan korosunu oluşturuyorlar. Kayıplarının fotoğraflarını havaya kaldırıp pembe hükümet sarayının önündeki piramidin etrafında kışlaları, karakolları ve kiliseleri dolaşırkenki inatçılıklarıyla dönüp dururken, gözleri onca gözyaşından kupkuru ve eskiden varken artık olmayanları ya da kim bilir belki de hala olanları beklemekten umutları kırılmış: "Uyanıyor ve hayatta olduğunu hissediyorum," diyor içlerinden biri ve her biri. "Sabah vakti geride kalırken umudum yavaş yavaş tükeniyor. Öğlen olduğunda ölüyorum. Akşama doğru diriliyorum. O zaman geleceğine yeniden inanıyor ve masaya onun için bir tabak koyuyorum, ama o yeniden ölüyor ve gece olduğunda umudum tamamen tükenmiş olarak uyuyakalıyorum. Uyanıyor ve hayatta olduğunu hissediyorum..." Onlara deliler diyorlar. Normalde kimse onlardan bahsetmiyor. Durum normale dönünce dolar ucuzluyor, aynı şekilde bazı insanlar da. Deli şairler ölüme gidiyorlar, normal şairlerse kılıcı öpüp övgüler düzüyor ve sessizliğe gömülüyorlar. Ekonomi Bakanı çok normal bir şekilde Afrika selvasında aslan ve zürafa avlarken, generaller Buenos Aires'in kenar mahallelerinde işçi avlıyorlar. Yeni dil kuralları askeri diktatörlüğü Ulusal Yeniden Yapılanma Süreci olarak adlandırmaya mecbur ediyor.
Gerçekleşmeyen alem Arjantin'in Patagonya bölgesindeki arazilerde çalışan tarım işçileri çok düşük ücretler ve çok uzun çalışma saatleri yüzünden greve gidince, ordu düzeni yeniden sağlamak üzere devreye girdi. Kurşuna dizmek insanı yorar. 1922 yılının 17 Şubat gecesinde onca insanı öldürmekten bitkin düşen askerler hak ettikleri ödülü almak için San Julian Limanı'ndaki geneleve gittiler. Ama orada çalışan beş kadın kapıyı suratlarına kapadılar ve "katiller, katiller, defolun gidin buradan," diye bağırarak onları kovdular... Osvaldo Bayer o kadınların isimlerini sakladı. İsimleri Consuelo Garda, Angela Fortunato, Amalia Rodriguez, Maria Juliache ve Maid Foster'di. Fahişeler. Saygıdeğer kadınlar.
Yayınlama tehlikesi 2004 yılında Guatemala Hükümeti iktidarın ceza muafiyeti geleneğini ilk kez çiğnedi ve Myrna Mack'ın ülkenin devlet başkanının emriyle katledilmiş olduğunu resmen kabul etti. Myrna yasak bir araştırmaya girişmişti. Askeri katliamlardan kurtulduktan sonra kendi ülkelerinde sürgün hayah yaşayan yerlilerin izini bulmak için, tehditleri hiç umursamadan, selvalara ve dağlara dalmışh. Ve o yerlilerin seslerini kaydetmişti. 1989' daki bir toplumsal bilimler kongresinde, Birleşik Devletler'den bir antropolog sürekli bir şeyler üretmeleri konusunda üniversitelerin yaptığı baskıdan şikayet ediyordu: "Benim ülkemde," demişti, "eğer yayınlamazsan ölürsün." Myrna'nın buna yanıtı şöyle oldu: "Benim ülkemde, eğer yayınlarsan ölürsün." Myrna yayınladı. Onu bıçak darbeleriyle öldürdüler.
Louise "Ben onların bildiklerini bilmek istiyorum," demişti. Sürgün arkadaşları bu vahşilerin insan eti yemekten başka bir şey bilmedikleri konusunda onu uyardılar: "Oradan sağ çıkamayacaksın." Ancak Louise Michel, Yeni Kaledonya yerlilerinin dilini öğrendi, selvaya daldı ve oradan sağ çıktı. Yerliler ona üzüntülerini aktardıktan sonra oraya niye gönderildiğini sordular: "Yoksa kocanı mı öldürdün?" Onlara Komün'le ilgili her şeyi anlattı: "Ah! Şimdi tamam," dediler. "Demek sen de bir mağlupsun. Aynen bizim gibi."
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.