Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kadınlar, Irk ve Sınıf

Angela Davis

Kadınlar, Irk ve Sınıf Sözleri ve Alıntıları

Kadınlar, Irk ve Sınıf sözleri ve alıntılarını, Kadınlar, Irk ve Sınıf kitap alıntılarını, Kadınlar, Irk ve Sınıf en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Olağanüstü durumlar dışında benim bildiğim iki baskı var: Rengimizden dolayı karşılaştığımız baskılar, yani ırkçılık. Ve ekonomik sınıfımızdan dolayı karşılaştığımız baskı yani sömürü. Bu ikisine karşı çıkmadan, kadın haklarını korumak söz konusu olamaz."
Şaşırdık mı
Türkiyeli okura, "1984'ü hafif bırakan dişi Orwel- olarak tanıtımı yapılan, Margaret Atwood'un kitabı "Damızlık Kızın öyküsü"nde(4), kugulanan cinsiyetçi boyut, yazarına esin konusu oluşturmuşmudur bilinmez ama, tam da kurgulandığı biçimde Nazi diktatörlüğü altındaki Almanya'da "Lebensbom• larda yaşanmış bulunuyor. üstelik, Hitler'in emriyle uygulanmış bu resmi ırza tecavüzün, tarihin tanıklık ettiği bu iğrençliğin, cinsiyetçi kültürün etkilediği. erkek belleği.ne heyecan verici bir uygulama olarak yerleştiği anlaşılıyor. Nazi yönetimi altın daki Almanya'da üstün Alman ırkını çoğaltmak için devlet emriyle toplanan "Seçilmiş" kadınların, Bavyera'daki "Venüs Köyü"ne "damızlık" olarak götürülerek, cinsel saldırıya ugrayışlarının kaba bir üslupla öyküleştirildiği. "Insan Harası" isimli kitabın, 1960'ların Türkiyesinde çok satan seks kitaplarından biri oluşu bunu gösteriyor.
Reklam
iyi ki doğdun kadın❤
Cinsiyetçilik yalnızca, farklı ve hatta daha az beğenilen iş rollerinin kadınlara yüklenmesi degil, ırkçılıktan hiç de aşağı olmayan bir yabancı düşmanlığıdır.
Yolumuzu tıkayan ağır kayayı kaldırmadan ırkçılık karşıtlığını ilerletemeyiz. Neden, sevgili kardeşlerim, ruhbanların, politikacıların bize karşı, gizli entrikalanı göremiyorsunuz? Eğer toplulukta konuşma hakkımızı bu yıl teslim edersek, dilekçe hakkımızı gelecek yıl, yazma hakkımızı sonraki yıl teslim etmek zorunda kalırız ve bu böyle sürer. O zaman bir kadın, köle için ne yapabilir, erkeğin ayağı altındayken ve sessizliğe utançla gömülmüşken?
"Bonaparte'ın bir gün bir Fransız Leydisini politikayla uğraştığı için azarladığı söylenir. 'Bayım,' diye yanıt vermiş Leydi, 'Kadınların ölüme gönderildiği bir ülkede, doğaldır ki kadınlar nedenini bilmek isterler.' Ve, sevgili kızkardeşler, kadınların aşağılandığı ve hayvan yerine konduğu ve karşılarındaki kişilerin kamçısı altında kana bulandığı, ellerinden kazançlarının alındığı, kocalarından koparıldığı ve zorla iffetlerinin ve çocuklarının yağmalandığı bir ülkede; tabi ki böyle bir ülkede, doğaldır ki kadınlar 'neden olduğunu' bilmek isteyeceklerdir. Özellikle bu kan zorbalığı ve adsız dehşet, Kilisemizin ilkelerinin ihlaliyle yaşanırken. Biz, öyleyse durumu kabullenmiyoruz ve kabullenemeyiz de, çünkü kadınların tembelce ellerini kavuşturmaları ve gözlerini ve kulaklarını ülkemizde yaşanan 'korkunç şeylere' kapamaları gerektiği konusu, politik bir konudur. Bizim davranma zorunluluğumuzun reddi, davranma hakkımızın reddinin kabacasıdır; ve eğer davranmaya hakkımız yoksa, o zaman biz de 'Kuzeyin beyaz köleleri' diye çağrılabiliriz. Çünkü bağlanmış kardeşlerimiz gibi, dudaklarımızı sessizlik ve umutsuzlukla mühürlemeliyiz."
Sayfa 59 - Sosyalist YayınlarKitabı okudu
Siyah tecavüzcü mitine karşı durmak
"Ben zenciler melek ve azizmiş gibi davranmıyorum. Onlara yüklenen suçları işleyebileceklerini inkâr etmiyorum, fakat o suçun işlenmesine insan ailesinin herhangi başka bir türünden daha fazla bağımlı olduklarını kesinlikle inkâr ediyorum. Ben bu çirkin suçu işleyen herhangi birinin savunucusu değilim, bir sınıf olarak renkli halkın savunucusuyum."
Sayfa 184 - Sosyalist YayınlarKitabı okudu
Reklam
Kadınların başkaldırması, insanlığın başkaldırması demektir.
Yasak Elma
Bu korkunç günah Havva tarafından işlendiği için kadının yeteneklerine karşı ciddi bir tartışma oluşmuştur. Aksine bu muazzam bir artıdır: "Eğer Tanrının yarattığı ilk kadın yalnız başına dünyayı tersine çevirebilecek kadar güçlüyse, bütün bu kadınların tekrar düzeltebilmeleri de gerekir ve şimdi bunu istemektedirler ve erkekler buna izin vermelidirler."
Sayfa 74 - Sosyalist YayınlarKitabı okudu
her zaman "zenci" olan birileri vardır. Eğer ortada hiç siyah yoksa ya da bu rolü oynamak için sayıları yetersizse "beyaz zenciler" icat edilebilir.
Genel olarak "ev işi" olarak bilinen sayısız ufak tefek işler -yemek yapmak, bulaşık yıkamak, çamaşırı halletmek, yatakları yapmak, yerleri süpürüp toz almak, alışveriş vb.- ortalama bir ev kadınının senesinin 3000 ya da 4000 saatini tüketiyor. Bu istatistik şaşırtıcı olmasına rağmen annelerin çocuklarına göstermeleri gereken daimi ve sayıya dökülemez dikkati bile içermiyor. Tıpkı bir kadının annelik görevlerinin bir hak olarak kabul edilmesi gibi, bir ev kadınının bitmez tükenmez didinmesi nadiren aile içinde takdir ifadeleriyle karşılaşıyor. Ne de olsa ev işi aslında görünmezdir. -"Hiç kimse yapılmayana dek fark etmez. Yapılmamış yatağı fark ederiz ama firçalanıp cilalanmış yeri parkeleri fark etmeyiz" Görülmez, tekrarcı, tüketici, üretimsiz, yaratıcı olmayan. İşte bunlar ev işinin doğasını en iyi şekilde yakalayan sıfatlardır.
Sayfa 207 - Sosyalist YayınlarKitabı okudu
Reklam
Okumayı öğrenme
Kölelerin öğrenmek için mücadelelerinin ızdırabı her yerde görülüyordu. Frederika Bremer umutsuzca İncil'i okumaya çalışan genç bir kadınla karşılaştı. "Ah, bir kitap" diye bağırdı Bayan Bremer'e. "Yapraklarını çevirip duruyorum ve üzerlerinde ne olduğunu anlamak istiyorum. Deniyorum, deniyorum; okuyabilseydim çok mutlu olurdum, ama okuyamıyorum."
Sayfa 110 - Sosyalist YayınlarKitabı okudu
"Ufak tefek ev işi kadını ezer, boğar, ve alçaltır; onu mutfağa ve çocuklara zincirler ve emeğini barbarca, üretici olmayan, ufak tefek, sinir bozucu, daraltıcı ve ezici angaryalar üzerinde harcar." Ev kadınları için hükümetin ödeme çekleri bu evcil köleliği daha da meşrulaştıracaktır.
Sayfa 219 - Sosyalist YayınlarKitabı okudu
Ekmek ve Güller
" ... Doğumdan yaşamın sonuna kadar ter dökmekle geçmeyecek günlerimiz, Yürekler de aç gövdeler gibi: ekmek verin ama gül de isteriz. Omuz omuza yürüyerek gelirken biz, geçiyor şarkımızdan Sayısız ölmüş kadın haykırarak eski türküsünü ekmeğin, Kölelikten tadını bilmedi ruhları sanatın, sevginin, güzelliğin. Evet, hem ekmek için savaşımız, hem de güller için."
Sayfa 20 - Sosyalist YayınlarKitabı okudu
Otobüslerde ve trenlerde beyaz çocuklarla gidiyordum istediğim yere, arkaya ya da öne oturabilirdim. Eğer bir beyaz erkek başka birine, "Bu zenci burada ne arıyor?'' diye sorup da, "Ah, o şu beyaz çocukların bakıcısı" yanıtını aldığında bir barış dalgası yayılırdı. Ben otobüste ya da beyaz adamın arabasında bir hizmetçi -bir köle- olarak bulunduğumda her şey iyiydi, fakat kendimi hizmetçi olarak sunmadığım anda .... Beyaz çocuklar yanımda da değilse, "zenci" koltuklarına ya da "renklilerin arabasına" gönderiliyordum.
Siyah Özgürlüğü savaşıyla Kadın Özgürlüğü savaşının aynı amaca hizmet ettiğine ilişkin derin bir kavrayışa sahip olduklarından, bir mücadelenin diğerinden önemli olduğunda ısrar etmenin ideolojik tuzağına kapılmadılar. İki hedef arasındaki ilişkinin diyalektik karakterini farkettiler.
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.