Yirminci Yüzyılda Kültürel Bir Kimliğe Doğru

Kadınların Tarihi 5.Cilt

Georges Duby

En Beğenilen Kadınların Tarihi 5.Cilt Gönderileri

En Beğenilen Kadınların Tarihi 5.Cilt kitaplarını, en beğenilen Kadınların Tarihi 5.Cilt sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Kadınların Tarihi 5.Cilt yazarlarını, en beğenilen Kadınların Tarihi 5.Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sovyet kadınları aileyle ilgili yeni yasaların, tartışılmadan yürürlüğe konulan ve merkezi otoritelerin kaprislerine göre değiştirilen yasaların ilk kurbanlarıydı.
Kutlanacak günlerden biridir.
1953'te Stalin'in ölümü yeni bir şiddet döngüsünü yarıda kesti. Soğuk Savaş'ta "yumuşama"yla birlikte hükümet yeniden halkı dinlemeye başladı. 23 Kasım 1955'te kürtaj yeniden hiçbir sınırlama olmaksızın yasallaştırıldı. Basında uzun bir kampanyadan sonra 1965'te boşanma işlemleri basitleştirildi ve maliyetleri azaltıldı. 1968 tarihli Aile Yasası'na göre karşılıklı rızayla basitçe ZAGS'a başvurularak boşanma sağlanabilmekteydi (çocuk yoksa). Diğer durumlarda mahkeme kararı gerekliydi, fakat formaliteler çok azdı. Fiilen bu dönemde hükümet daha önceki yasaların en iyi özelliklerinden bazılarını birleştirmeye çalıştıkça, Stalinist dönemin buyrukları silindi.
Reklam
Solun içinde gerçek bir kadın sorunu tartışması olmadı. Bir anekdot Marksistlerin bu konudaki körlüğünü özetlemeye yardım eder. 1915'te Bolşevik lnes Armand, ahlak, cinsellik ve komünizmi uzlaştıracağını umduğu bir broşürde evlilikle ilgili görüşlerini ortaya koydu. Lenin çalışmasını bir "sol sapma" diye eleştirdi ve onu tutumundan vazgeçmeye ikna etti. Aleksandra Kollontay kadının yaratıcı ruhu ile erkek inatçılığı arasındaki bu tür çatışmaları "ejderha ile kaz" arasındaki mücadele olarak adlandırdı.
1944'te 14,9 milyon Alman kadın istihdam edilmekteydi (Avusturya dahil) ve bu rakam Alman sivil işgücünün yüzde 53'ünü oluşturmakta ve on beş ila alt­mış yaş arası tüm Alman kadınların yarısından fazlasını kapsamak­taydı. Düşük istihdam yerini tam istihdama ve daha sonra, büyük ölçüde savaş sanayiinin genişlemesi nedeniyle emek kıtlığına yol açın­ca, sanayideki kadın işçi sayısı 1933 (1,2 milyon) ile 1936 (1,55 mil­yon) arasında yüzde 28,5, ertesi iki yılda yüzde 19,2 arttı. Sadece ça­lışan bekar kadınların sayısı değil, çalışan evli kadınların ve annelerin sayısı da arttı. Weimar dönemi ile 1939 arasında işgücü için­de evli kadınların sayısı ve tüm çalışan kadınlar içindeki oranları dra­matik bir biçimde yükseldi ve sanayideki evli kadın işçilerin sayısı neredeyse ikiye katlandı (1925'te yüzde 21,4, 1933'te yüzde 28,2, 1939'da yüzde 41,3; tüm çalışan evli kadınlar: 1925'te yüzde 31, 1933'te yüzde 37, 1939'da yüzde 46). 1939'da tüm çalışan kadın­ların yüzde 24'ünden fazlasının çocukları vardı ve bunlardan evli olanlar, tüm evli çalışan kadınların yüzde 51'ini oluşturmaktaydı.
Yirminci yüzyıl -psikolojinin ve imgelerin yüzyılı-
Kadınlar erkeklerin ve ailenin hiz­metinde özel bir rolü yerine getiren kişiler olarak görüldüler. Mo­dernlik takılarıyla süslenen, bilim tarafından onaylanan, filmlerde, gazetelerde, dergilerde ve reklamlarda tanıtılan ev kadını ve anne mo­deli zaferle demokratikleştirildi. Hükümetler -ve sadece diktatör hü­kümetler değil- nüfus artışını resmi bir sorun haline getirdiler. Ço­cuk büyütme tıbbi bir uzmanlık haline geldi. Psikologlar anne-çocuk ilişkileri hakkında normatif duyurular çıkardılar. Bütün bu faktörler kadınların evde kalması için yeni baskılar yarattı. Cinsellik ar­tık meşru bir haz kaynağı sayılmakta ve kadınların cinselliği kabul edilmekteydi; fakat uygun ifade yerinin evlilik olduğu savunulmak­ta ve kadınlar, inanılmaz ince film yıldızlarının, modellerin ve gü­zellik kraliçelerinin simgelediği yeni güzellik ideallerine ulaşamamak­tan endişe etmekteydiler.
Sayfa 14 - Freud cinsiyet ve cinsel kimlik işini bozmasına rağmen, felsefe ve sosyal bilim genel olarak toplumun cinsiyet ay­rımcılığını yansıtmaya devam etti.Kitabı okuyor
Başlamadan biten bir devrim? Koşullu bir özgürlük? Aslında savaşın neden olduğu değişiklikler, geleneksel cinsiyet rollerinin korunması ve hatta güçlendirilmesiyle ve cephedeki askerlere ekonomik, sos­yal ve kültürel öncelik veren karmaşık bir simgesel sistemle sınırlan­dı. Sosyal grup, yaş, aile durumu, milliyet ve bireysel geçmiş gibi fak­ törler de elbette önemliydi. Belki savaşın ilk birkaç ayı dışında, ka­dınların bir keder ve hizmet topluluğu biçiminde birleştikleri bir mittir. "Seferberlik" ve "savaş işi" terimleri geniş bir bireysel dene­yimler çeşitliliğini, dayanışmayı engelleyen bir çeşitliliği kapsar. Öz­gürlük havasının tadını çıkaranlar esas olarak genç kadınlardı. Ebe­veyn gözetiminden kurtulan işçi kızlar çalışma saatlerinden sonra arkadaşlık ederlerdi. Genç orta sınıf kadınlar sosyal ve entelektüel maceralarıyla daha da fazla "biçim değiştirdi"ler. Elbette bunlar, nispeten yakın zamanda ve gecikmiş olarak sözlü tarihlerini bir araya getirme girişimlerinde bir iyimserlik havası yansıtan kadınlardır. Özellikle kıtlığın kendisini hızla hissettirdiği Orta Avrupa'da savaş zamanında en çok sıkıntı çekenler aile sahibi işçi sınıfı kadınlardı.
Reklam
53 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.