Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum

Erendiz Atasü

Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum Gönderileri

Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum kitaplarını, Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum sözleri ve alıntılarını, Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum yazarlarını, Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çevremle uyumum bozuldukça- ya da çevrem bozuldukça- kendimin farkına varıyordum.
328 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
"Her geçen gün feminist bilincim bileniyor; çünkü neredeyse her gün -hiç abartısız- cinsime yapılmış bir haksızlığı öğreniyorum, ya da yapılana tanık oluyorum; kimi kez böyle şeyler bizzat başıma geliyor!Ancak, bireyin sosyal haklarının yadsındığı, tekelci kapitalizmin iki yüzyıl öncesinin "vahşi kapitalizmine" azgınlaştığı bu "yeni imparatorluk" çağında, feminizmin kekemeleştiğini görmez değilim.Bu beni üzüyor.İki yüz küsur yaşındaki feminizm, doğduğu dönemin öncesine ait amansız bir kitle sömürüsünün teknolojik cicilerle bezenmiş bir türünün karşısında!Kadınlığın özgül sorunlarının gündemden silinme riskini göze almadan, 21. yüzyıl başının postmodern sömürüsüne nasıl karşı durmalı? Belki kitaptaki kimi yazılar, okuru bu soru üstüne düşündürebilir.Sorunun henüz bilemediğimiz yanıtı gerçekten mühim!" ( syf 14) Böyle söylüyor Erendiz Atasü, "Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum" kitabının önsözünde. Yazarlığının 20. yılında yayımlanan bu kitapta, kadınlığa, kadın yazar olmaya, ülkemizdeki ( kendisinin de içinde bulunduğu) feminist harekete değiniyor Erendiz Atasü. Geçen aydan yarım kalan kitaplarımdan biriydi bu kitap.İlgiyle, düşünceden düşünceye savrularak okudum.️
Kadınlığım, Yazarlığım, Yurdum
Kadınlığım, Yazarlığım, YurdumErendiz Atasü · Can Yayınevi · 201716 okunma
Reklam
Türkiye'nin Kemalist aydınlanmaya karşın sürmüş gelenekçi ve erkekçi aile ve ahlak yapısı, son on yıllarda (!) yobazlığa yönelmiş dindarlık, toplumda gelir dengesinin adamakıllı sarsılmış olması, doğumlarla ve göçlerle patlayan nüfusa yeterli okul eğitimi götürememiş başarısız milli eğitim politikaları, kitlelerin azgınlaşan tüketim hevesi gibi öznel koşulları tabloyu vahimleştirmekte, çoğu kez insanımızın karşısındaki tek eğitim aracı evindeki televizyon olarak kalmaktadır. Televizyon izleme alışkanlığı bir tür uyuşturucu bağımlılığına, hatta köleliğe dönüşmenin tehlike sınırına varmıştır.
Sayfa 164 - CAN YAYINLARI
Türk kadınının kulluktan "Cumhuriyet yurttaşlığına", aydın (genellikle sosyalist aydın) kimliğine veya köylülükten yurtiçinde veya dışında işçiliğe, ataerkillikten feminizme doğru yaptığı yolculuğun izdüşümünü fark etmek de mümkün değil !.. Bu yolculukların yazınsal yansımalarını izleyebilmek için, Nezihe Meriç, Adalet Ağaoğlu, Sevgi Soysal, Ayla Kutlu, Tomris Uyar, Latife Tekin, İnci Aral gibi yazarlara başvurmak gerekir.
Sayfa 56 - CAN YAYINLARI
Kadının örtünmesi ve erkeğin bakma ayrıcalığı
"Erkeğin bakma ve görme ayrıcalığı, kadın gövdesini nesnelleştirme yoluyla cinsiyet ayrıcalığı sağlamaktadır. Her ne kadar kadın örtünerek bu nesnelleştirmeye karşı durduğunu düşünse de aslında erkeğin görsel ayrıcalığını açığa vurmaktadır."
Sayfa 300 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Gelenekçi, ataerkil önyargıların tümüyle kırılmadığı, demokrasinin henüz tüm kurumları ve alışkanlıklarıyla yerleşmediği, dolayısıyla kadınla erkeğin yasalar, fırsatlar ve cinsel ahlak karşısında tam anlamıyla eşit konumlarda bulunmadığı toplumlarda, "farklara saygı" bir aldatmacadan öteye gidebilir mi? Öte yandan yalnızca ve yalnızca eşitlikçiliği, birliği, bütünlüğü vurgulamak, hoşgörünün gelişmediği böylesi toplumlarda bireyin ve küçük grupların ezilmesini kaçınılmaz kılmaz mı?
Sayfa 286 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kadınların dövülmesi üzerine aydın erkeğin tepkisi
Olayla ilgili tipik bir tepki, döven erkeği kınamak ve kendini ondan üstün görmektir. Kadının durumuyla ilgilenilmez. Adeta, kadın dövmek erkeğe verilmiş gizli bir hak gibi sürüp gitmelidir de, bu hakkını kullanmayanlar kendi özverileri karşısında duygulanıp övünmelidirler. (Yani, ev işi nasıl kadınlara ait bir sorumluluk olarak sürüyor ve parmağının ucuyla bu işe dokunan aydın erkeğin vicdanı rahatlıyorsa, onun gibi bir şey.)
Sayfa 251 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Cumhuriyetin ilk yıllarında kadına verilen değer
Kadınların eğitilmesi ve ücret karşılığında üretken hale geçirilebilmeleri için sarf edilen muazzam çabanın yanında, kimilerimize "uç fanteziler" gibi görünebilen eylemlerin de devrimin bütünsel ve işlevsel parçaları olduğu kanısındayım. Bir Satı Hanım'ın milletvekilliği, bir Sabiha Gökçen Hanım'ın pilot olarak yetiştirilmesi, hatta Keriman Halis Hanım'ın güzellik kraliçesi seçilmesi bilinçli bir politikanın aşamalarıdır: Toplumun bilincinde ve bilinçaltındaki kalıplaşmış, kemikleşmiş, sonra da bohçalanmış, bedeni çarşafa, tüm varlığı ev içine tutsak; sessiz, önemsiz, iradesiz, çilekeş biyolojik yaratık imgesinin, yurttaş kavramına ve varlığına evrimleşmesidir bu politik hedef.
Sayfa 232 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Kadın bedeninin toprak gibi bir mülk olarak görülmesi üzerine
Kutsal kitaplarda kadın bedeninin tarlaya benzetilmesi basit bir eğretileme değildir, bir rastlantı da değildir. İnsanlığın ortak bilinçaltındaki bir duyguyu, bir izlenimi yansıtan bir imgedir bu: Kadın bedeni ile endüstri öncesi toplumdaki tek üretim kaynağı -toprak- arasındaki doğal benzerlik!
Sayfa 228 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Erich Fromm'a göre insan, yaşamına bir anlam kazandıramazsa, ruh sağlığını koruyamaz. Coşku, sanat, din hep bu gereksinimden doğmuştur. Ve herhalde aşk da...
Sayfa 196 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Biz kadınlar, dışlanmanın, ezilmenin, fiziksel ve ruhsal şiddete maruz bırakılmanın, bütün bu acılara uğramanın zorunlu masumiyetinden sıyrıldığımızda -öyle bir gün gelirse- belirecek kendi yüzümüzü kestirebiliyor muyuz? O yüz kaçımız için, "tüm bir insan"ın yüzü olacak? Yoksa Nazi zulmünden kurtulabilmiş İsraillinin Filistinli Arap'a zulmeden yüzü mü bakacak aynadan? Ve Filistinli rolündeki kim olacak? Yoksa, acı çekerken dayanıştığımız ve sonra unuttuğumuz başka kadınlar mı?
Sayfa 191 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Unutmayalım ki, farklarımız ancak ortak bir zeminin üzerinde çiçeklenirse güzelliktir ve zenginliktir; ortak zemin yoksa gerisi yalnızca "kaos"tur.
Sayfa 126 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Onur üzerine
" 'Onur' kavramı Kuzey Avrupalı için bireyin kendisiyle olan ilişkisinin parçasıdır, özsaygıdır, şövalyelikten köken alır. Onur maddesel değildir, soyuttur ve yüksek sınıflara aittir. Oysa Akdeniz'de toplumun tümü için, hatta varsıllardan çok yoksullar için geçerlidir ve çok somuttur: Hiçbir şeye sahip olmayan yoksul Akdeniz erkeğinin onuru, sahip olduğunu varsaydığı kadının bedeni ve o beden üstünde, toplumca kendisine tanınmış denetim hakkıdır. "
Sayfa 125 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.