Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kafka Üzerine

Walter Benjamin

Kafka Üzerine Gönderileri

Kafka Üzerine kitaplarını, Kafka Üzerine sözleri ve alıntılarını, Kafka Üzerine yazarlarını, Kafka Üzerine yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Deleuze ve Guattari'ye göre adalet temsil edilemiyorsa bunun sebebi adaletin ulaşılmaz ya da gizemli bir şekilde saklı olması değil, tutku olmasıdır: Tutku, bazen bir partinin karşısında olan bir başka parti gibi (kanuna karşı tutku), bazen dağıtımı ve kombinasyonunu yöneten üstün bir kanunun etkisinde olan iki tarafın mevcudiyeti gibi görüneceği bir sahneye asla çıkamaz, (s. 50) Dolayısıyla şu sonuç çıkarılıyor: Eğer her şey, herkes adaletin parçasıysa, rahipten küçük kızlara kadar herkes adaletin bir yardımcısıysa, bunun sebebi kanunun aşkınlığı değil, tutkunun içkinliğidir.
Deleuze ve Guattari şöyle yazıyorlar: "Suç, senin gerçek bir hareketle haşır neşir olmanı engellemek için yargıç ve avukatların seni içine hapsettikleri yüzeysel bir hareketten başka bir şey değil -yani kendi işlerinle uğraşmanı engelliyorlar"
Reklam
"Ama Kafka yolculuğunun kanununu bulmuştu -en azından bir keresinde nefes kesici hızını büyük ihtimalle bütün hayatı boyunca aramış olduğu yavaş anlatım hızına çekmeyi başarıyor"
Doğu'dan gelen bir jest zamanda ondan önce gelmeden kendisinin somut bir şekilde etkilenebileceği koşulları her daim ortaya çıkaracak Asya kökenli bir makinenin zaten var olmasını gerekli kılar. Ama her mekanik unsurun var olabilmesi için bir sosyal makinenin var olması gerektiği gibi organizma da çizgileri, kesişim eksenleri ve eğiminden dolayı insan bedeninin ektodermal sınırlarım ve kimliğinin psikolojik temsilcilerini büyük oranda aşacak bir organsız beden olmasını gerekli kılar.
Kafka Goethe ve Flaubert'i onları taklit etmek, ya da Hegel'inki gibi teleolojik bir plan üzerinden onların ötesine geçmek (aufheben) için değil, kendisini onların derinlik ya da mükemmeliyet ideallerinden ayıran ölçülemez mesafeyi belirlemek ve farkına varmak için okumuştur.
Deleuze ve Guattari "minör edebiyat" konseptini ileri sürerek -Avrupa ve Amerika Birleşik Devletlerinde pek çok yeni araştırma kolları açan bir konsept- modern okuyucuya eski tür, tip, biçem ve biçim kategorilerinin (Barthes'ın "linguistik" anlamıyla diyeceği şekliyle) tarafından bunalmadan Kafka'nın eserlerine girebilecekleri yeni bir yol açıyorlar. Bu kategoriler kendi içlerinde okuyucunun görevinin Kafka'nın yazdıklarını yorumlamak olduğu imasını barındırıyorlar; bu yorum parabolizm, negatif teoloji, alegori, sembolizm, "teka-büliyet" vesaire olabilir. Minör edebiyat konsepti durumun tersine çevrilmesine yol açıyor: Kafka'nın eserlerinin daha önce den var olan bir kategori ya da edebi türle ilişkilendirilmeye çalışılmasındansa belirli metinler ve şimdiye dek tanınmanın öte sinde okunması için bile uzun bir Araf'tan geçmesi gereken "çift-dilli" yazı pratikleri için bir toplanma noktası, ya da bir model oluşturma durumu.
Reklam
Walter Benjamin
Kafka şeyleri yalnızca bir jest formunda anlayabiliyordu, ve anlamadığı bu jest kıssalarının üstü örtülü kısımlarını oluşturmaktadır. Kafka'nın yazdıkları [Dichtung] bundan doğar, (s. 129)
Kafka'nın eserleri ehlileştirmeye müsait değil. Kişinin dine girdiği şekliyle edebiyata sokulması mümkün değil. Tüm seviyelerde buna direniyor ve -ortaya serilmesinde kişinin icat ettiği ve deneyimlediği sırada karşısına çıkan her bir engel ve kesilmede- yalnızca yeni bir retorik ya da yeni bir okuma biçimi değil, kişinin için den sağ salim çıkamayacağı bir "yazından geçiş" (Sollers) talep ediyor. Böylesi bir perspektif değişiminin -okumakla tatmin olmayıp deneyimleyen, gezen, kendini somut bir şekilde değiştiren kişi- metinde bulunan işaret düzeninin doğasında radikal bir değişim olmadan gerçekleşmesi beklenemez. Benjamin Kafka'nın kısa hikayelerindeki ekonomiyi açıklamaya giriştiğinde Kafka'nın eserlerindeki bu keskin yönü oldukça net bir şekilde seçebiliyordu (örneğin eserlerindeki "karar verilemez," "bitmemiş" karakterler). Benjamin olduk ça önemli olan jest kavramını ortaya attı. Kavramı Brecht'ten ödünç almış olsa bile Benjamin'e göre bu kavram demecin Öznesi ile ifadenin öznesinin ayrılamayacak şekilde bulunduğu yeri kastediyordu.
Baba cezalandıran kişidir; suçluluk onu mahkeme görevlilerini çektiği gibi çekiyor. Kafka'ya göre yetkililerin dünyası ve babaların dünyasının aynı olduğunu gösteren pek çok şey var.
Yazmak bir bütün olarak kişinin kendi yerinin imkansızlığının aleni bir kısmı hakkında duyulan şüphenin farkına varılması ile doğar ve konu olarak da kendine yine bunu seçer. Sürekli olarak bir başlangıç olan bir eylemi işler: özneye bir yer tarafından asla yetki verilmez, kendini değiştirilemez bir cogito'da asla tesis edemez, kendine bir yabancı olarak kalır ve asla ontolojik bir sebep bulamaz. Bu yüzden ya her zaman aşırı, ya da her zaman eksiktir, her daim bir ölüm borçludur, soykütüksel ve bölgesel bir "madde"nin ortadan kaybolması nazarında borçlu, sahip olunamayacak bir isme bağlıdır.
Reklam
Yeter ki mesele sırttaki yükten kurtulmak olsun, insan mı at mı bir önemi yoktur.
Adalete açılan kapı öğrenmektir. Ancak Kafka bu öğrenmeye geleneksel olarak Tevrat'ı öğrenmeye atfedilen vaatleri dahil etmeye cüret etmez. Asistanları ibadethanelerini yitirmiş zangoçlardır; öğrencileri kutsal kitaplarını kaybetmiş çocuklardır. Artık onlara "hür, bahtiyar yolculukların da" destek olacak hiçbir şey yoktur.
Unutmak daima en iyiyle alakalıdır çünkü kurtuluş umudunu taşır.
Laf lafı açmış, konu bir dilek hakkı olsa herkesin ne yapacağına gelmiş. Biri para istemiş, biri damadı olsun, bir diğeri yeni bir marangoz masası dilemiş. Böyle böyle herkes sırasını savmış. Konuşmayan bir tek köşedeki dilenci kılıklı adam kalmış. İsteksiz ve tutuk bir şekilde söze başlamış: "Keşke büyük bir ülkenin başındaki kudretli bir kral olsaydım. Bir gün sarayımda uyurken düşmanlar ülkemi işgal etse ve hiçbir direnişle karşılaşmasalardı. İrkilerek uyandığımda giyinmeye bile vakit bulamayıp üzerinde sadece gömleğimle kaçmak zorunda kalsaydım. Dere tepe düz gittikten sonra sağ selamet buraya gelip şu köşeciğe otursaydım. Bunu dilerdim." Diğerleri şaşkın şaşkın birbirlerine bakmışlar. "E, bu dileğin sana ne hayrı var o halde?" diye sormuş biri. Dilenci yanıtlamış: "Bir gömleğim olurdu."
88 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.