Irk ve din aidiyetinin bağlarından sıyrılan her insanın; tutsak alınmış, hakları gasp edilmişlere, bu uğurdaki mücadeleri nedeni ile saygı duyacağı kanısındayım.
Hal böyle iken Tolstoy bu kitabı ile saygı duymayacağım diğer tarafı anlatıyor.
Tek amacı akdenize inmek olan Ruslar bu uğurda yaklaşık beşyüzbin kişinin ya ölümüne ya da zorunlu göçe tabi tutulmasına neden oluyor. Kendi tarafındaki yüzbin kayıp askeri ise yönetenler ne kadar önemsedi bilemiyorum.
Tolstoy bu kitabında savaşın anlamsızlığını sadece bir cümlede ama oldukça ustalıkla dile getirse de, kitabın genelinde sadece şavaşın içinde yer alan askerlerin, elli yıl süren bu savaşı artık nasıl içselleştirdiklerini, hayatlarının sevimsiz bir parçası yaptıklarını ama yine de hiç sorgulamadan rutin bir şekilde savaşın içinde yer almalarını, sadelikle ve birazda tek düze kurgular ile anlatıyor.
Aslında dilerdim ki Şeyh Şamil'in hikayesi daha tanıdık bildik olsaydı. Çünkü kuşkusuz bu kitaptakinden daha büyük acılara şahit olur hiç değilse destansı kahramanlıklara tanıklık etmiş ve belkide vatanlarından kovulmuş milyonlarca çerkez, tatar ve diğer halkların neler yaşadığına tanıklık etmiş olurduk.