Shakespeare'in piyeslerinden birinde sevdiği bir parçanın tekrar çalınmasını isteyen bir kont biraz sonra "kâfi" diyor.
It is not so sweet now as it was before
(Artık deminki kadar güzel değil)
Orhan Veli "Oktay'a Mektuplar" adlı şiirinde
"Ve bugünlerde Melih'le ben
Aynı kızı seviyoruz."
der. O şiir çıktığı günlerde kaç kişi bana da, Orhan'a da sordulardı, kim bu kız, diye. Bir tanıdığımızın evinde Hasan(Ali) Yücel bizi görünce, "Allah Allah" diye şaşkınlığını açığa vurduydu. "Nasıl oluyor bu iş? Kavga etmiyor musunuz be yahu?"
Kavga etmiyorduk. Çünkü Orhan'ın aşık olduğumuzu söylediği kızın bundan haberi yoktu ki.
Orhan Veli, zaman zaman, biz Türkçe konuşanlara, "Şimdi ne düşündüğünü anlıyorum. Ama ne söyleyeceğini bilemiyorsun. Ben senin dilinim. Söyle benim şu mısralarımı, açılırsın" diyor.
Kasabayı da sevmezdi Eyüboğlu. Gerçek köylünün tarlada, otlakta, dağda, ormanda olduğunu söylerdi. Onu bulunca da gerçekten mutlu olurdu. Köy, köylü sevgisinde onun gibi içten olanını hiç görmedim desem doğrudur. Bir dağ başında bize yardım eden orman bekçisine para verecek olduktu da, Sabahattin, "Ne yapıyorsunuz, adamın dostluğunu kaybederiz" diye önlemeye kalkmıştı bizi. Köylüyü, yardım ederek değil insan yerine koyarak sevmek. Saygı bu değil midir?
Orhan'la yolda yürürken, o yüz yıl sonrasını düşünüyor. 'Bak şimdi, pencereden bakanlar, Orhan Veli'yle, Melih Cevdet yanyana yürüyor diyorlardır' derdi. Oysa o sıralar kimse bizi tanımıyor...
Bir gece, Cahit Sıtkı, kaldığı Hidivial Palas'ta saatini çaldırdığını anlattı bize. Kafaları adamakıllı tutmuştuk içtiğimiz meyhanede; gidip otelciden bu hırsızlığın hesabını sormaya karar verdik. Vakit gece yarısını bulmuştu. Yolda Cahit sızdı. Onu kargatulumba odasına çıkardıktan sonra, lobiye, yöneticinin yanına indik. "Saat de saat" diye tutturduk. Adam konuyu ilk bizden duyuyordu. Tartışma uzadıkça uzadı. Ben acıkmaya başlamıştım. Baktım ki, kolumun dibinde reçelli, peynirli, tereyağlı bir kahvaltı tepsisi duruyor, yemeğe başladım. Bir yandan da sinirli sinirli saatin hesabını sormayı sürdürüyorum. Otel müdürü başını döndürüp bunu görünce deliye döndü, meğer erken gidecek bir müşteri için hazırlanmışmış bu kahvaltı. Kovulduk otelden. Cahit Sıtkı saatini başka bir yerde buldu.