Kalbim Sende Kalmış
Selvi AtıcıKalbim Sende Kalmış Gönderileri
Kalbim Sende Kalmış kitaplarını, Kalbim Sende Kalmış sözleri ve alıntılarını, Kalbim Sende Kalmış yazarlarını, Kalbim Sende Kalmış yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...."O uyurken hiç sıkılmadan yüzlerce fotoğrafını çektim. Yüzlerce kez uykusunda onu izledim, diyeceğim. O kadar güzeldi ki, ona bakarken dengemi kaybedip kayıp düşmekten korktuğum için başının tepesine bakıyordum, diyeceğim. Çünkü var oluşumun tek nedeni onu sevmekti, diyeceğim. Yaşıyorum çünkü onu seviyorum..."
Gitmek bir işe yaramadı. Bedenimi senden kaçırırken, unuttuğum bir şey varmış;
seninle dolan kalbim, sende kalmış!
Sayfa 217Kitabı okudu
Beyninizde tüm alanı bir kişiye adadığınızda, onun kapladığı alanın dışına çıkmak, algılayıp, anlamaya çalışmak insanı oldukça yoruyordu.
Sayfa 81Kitabı okudu
Bazen insanın kendisinin bile köşe bucak kaçtığı gerçekleri vardı ve bir yerde seni yakalayıp, boğazını sıkıyorlardı işte.
Gerçek; içindeki durdurulamaz, coşkun sevinç ve mutluluğun tüm yüz çizgilerine yayılmasıydı.
Sayfa 27Kitabı okudu
Ona olan hislerimi çoğu zaman başka şeylerle kapatıyordum ve bu, yaşamam için bana alan tanıyordu.
Sayfa 26Kitabı okudu
Son..
"Her gün bir acı çizgisi eklediği ve giderek paniklemesinin yansıdığı yüzüne kondurduğu gülümsemeler ya yapmacık duruyor, yada hüzünle dolup taşıyordu.."
"Hayalleri ve gerçekliğin hissettirdikleri arasında uçurumlar vardı."
...
"-Baba bir kez daha anlatır mısın?
-Henüz bıkmadınız mı?
-Hayır, bıkmadık. Kaç çocuğun annesi gerçek kahraman olabilir ki?
-Haklısın..
-Çok yakışıklı olan babanıza aşık olan büyücü kadın, bana büyü yaparak onunla evlenmemi sağladı.
-Anneniz bana o kadar aşıktı ki, sonuna dayanamadı ve savaşçı kıyafetlerini giyip beni kendi düğünümden kaçırdı.."
Çocuk istiyordu ama söyleyemiyordu çünkü eşi: "çocukları seviyorum ama seni bi daha acı çekerken görürsem ölürüm, gerçekten" diyordu..
...
"-Çok fenasın... Yok artık.. ne ara!
-Sen iste... sadece iste!"
"Yaşadığı ve serbest bıraktığı tüm duyguların gözlerinden yansımasına izin vererek baktı.
'Yoktu! Ondan daha güzel hiçbir şey, ondan daha güzel kimse yoktu.' Sen, hayattaki en büyük isteğim, hediyem ve sürprizimsin... Sanırım sana HAYIR demeyi öğrenmem gerekiyor."
(Sesinin tüm katmanlarında ona duyduğu hayranlık yatıyordu..)
"Kavga başlar...
- Büyük ihtimalle.. uffff!
- Bence kafatası çatladı
- İşte düğün tam anlamıyla bir düğün oldu
- Bir şey yapmayacak mıyız?
- Otur ve arkana yaslan
- Aferin evlat, sıkı kroşe!
(Olay polisin gelmesiyle son bulur..)
- Sana unutulmaz bir düğün olacağını söylemiştim.
...
(Kapı açılır ve gelen kişinin yüzünde rahatsız edici bi gülümseme vardır ki yüzüne bi tane patlatmak ister..)
-Kızımı almaya geldim
- 'Onu fark ettik' dedi gürültü yapmaya devam eden konvoyu işaret ederek.
-Belki Yenizellanda'nın en güney noktası duymamıştır, oraya da haber yollasaydınız."
"Sana söylüyorum, biz bu çocuğu yaparken ters bir hareket yapmış olmalıyız, hiç bana çekmemiş.."
...
"-Yakınlarda bir yerde yangın tüpü var mı?
-Nasıl yani?
-O kadar hızlı yürüyorsun ki, değerli halından birazdan dumanlar çıkacak.
- ...
-En azından ben kendi kendime yangın çıkarıp düğünü ertelemeyi planlamıyorum.
-Belki hızla ölen beyin hücrelerin hatırlamana engel oluyordur.
-Pufffff, aman Allah'ım!"
"Bana küçük bir konvoy demişti, küçük kelimesinin anlamını tekrar kontrol etmesi gerekiyor..
-Gitme vakti! Hazır mısın?
-Yıllardır.. :))
-Deli kız, ayakkabıların!"
Kız vermek sadece dile kolaydı..
Tatlı heyecanlar..
"Nasılım? Saçlarım ya makyajım? Bu işlemler fazla gibi mi duruyor? Pastel renkleri olan buketi mi seçmeliydim? Nerede kaldı bunlar?
-İstediğimiz sorudan başlayabilir miyiz? Öncelikle sakinleşmen gerekiyor yoksa düğün yerine hastaneye gideceğiz..
(Ve klasik cevap) :
-Bu güne kadar gördüğüm en güzel gelinsin. Benim gibi bi adamı gölgede bırakmak sana hiç yakışıyor mu?"
"-Senin gibi bir adamın sade bir damatlık giyeceği aklımın ucundan dahi geçmezdi.
-Ne bekliyordun, payetli bir pantolon ve şeffaf bir gömlek mi?
-Gelinimi gölgede bırakmak istemedim..
-Lanet olsun! Düşündüm de harika görünürdün.
-Elbette, giydiğim her şeyi taşımak konusunda mükemmelim.
-En azından şarap rengi bir ceket bekliyordum.
-Bunun için senin değil, benim giydiğim her şey moda oluyor..."
"Sanki kalbi göğsüne sığmıyordu.. yüzünde çocuksu, heyecanlı bir gülümseme vardı. Tüm heyecanı, hevesi, öfkesi yüzüne yansıyan ve kendinden taşa kocaman mutluluğu... Aşıktı.. Hem de fena halde!"