Dolayısıyla 18. yüzyıl sonları ve 19. yüzyıl başlarının kalemiyesi, öncelikle kâtiplerin çocukları ve kalemiye mensubu ailelerde yetişmiş diğer kişiler, ikincil olarak da kalemiye mensubu bir aileden gelmemekle birlikte, kalemiyenin ünlü isimleriyle himaye ilişkileri kurmuş kişiler arasından seçiliyordu.