Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kalpazanlar ve Eleştirmenler

Anthony Grafton

Kalpazanlar ve Eleştirmenler Gönderileri

Kalpazanlar ve Eleştirmenler kitaplarını, Kalpazanlar ve Eleştirmenler sözleri ve alıntılarını, Kalpazanlar ve Eleştirmenler yazarlarını, Kalpazanlar ve Eleştirmenler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
[..] kalpazanlığa göz yuman bir kültür, kaçınılmaz biçimde kendi yüksek zeka ürünlerinin itibarını, bazen onarılamaz biçimde zedeler.
[..] son derece iyi tek bir koşutluk, bir dizi müphem tanıklıktan çok daha güçlüdür.
Reklam
Kalpazan birçok taşla dolu bir satranç tahtasıyla karşı karşıyadır: Kimi konuyla ilgili, kimi muhtemelen ilgili, kimi ucundan kenarından ilgili ve kimi de hakikaten ilgisiz olgularla, kimisi ona destek çıkan, kimisi de karşı çıkan metinler. Onlara ani bir şah mat fırsatı vermeden kendi eklediği yeni parçalarla nasıl hamleler yapmalıdır? Bu durumda ortaya iki olasılık çıkmaktadır. Kalpazan tahtadan, kendi taşları haricindeki her şeyi süpürüp atma iddiası güdebilir. Yahut hakiki taşları da kullandığı bir rok yaparak, kendi temelsiz yalanlarıyla, gerçeği arayanların arasına girmeyi deneyebilir. Çoğu zaman da birbirine karşıt gibi görünen bu iki manevrayı bir arada yapmaya kalkışır.
Edebiyat sahtekârlıkları, kitabelerde yapılanlardan çok daha iddia­lıydılar. Rönesans araştırmacıları ve entellektüellerinin kimileri, aynı zamanda başarılı kalpazanlardı. Bu kişilerin eserleri ise, hem biçim hem de amaçlar açısından, hakiki eski metin cüzlerine yeni çerçeveler tedarik etmekten başlayıp baştan sona serbestçe uydurulmuş yepyeni geçmişler yaratmaya dek uzanan bir çeşitlilik gösteriyordu.
Dini ve edebi kalpazanlık ile bunlara karşılık gelen eleştiri yön­temleri antik dünyanın çöküşünden sonra da devam ettilerse de, Ortaçağ’da karşılaşılan yeni biçimler, yasal otoritelerin onlara yönelik eleştirisi ile bizzat yaptığı kalpazanlıklardı. Kalpazanlığı ve eleştiriyi kullananların çoğu, rahip ve hukukçuydu. Kalpazanlar çoğunlukla, bir kişi ya da kurumun, arazi ya da ayrıcalık kazanmak için gereksin­dikleri donanımı sağlamak için uğraşıyorlardı. Bir mezhebin ya da tarikatın, azizlerden birinin mucizeler gösteren kemiklerine sahip olduğunu kanıtlaması için, kemiklerin asıl yerlerinden nasıl getiril­diğine dair bir hikâye tedarik etmeleri örneğinde olduğu gibi, bu ürün­ler yazılı olmalarına rağmen, kalpazanların yöntemleri edebi metinler üretmede odaklanmış değildi. Esas odaklanma belgenin tasarlanması üzerineydi[..]
Her türün en mükemmel yazarı, taklitlere model oluşturan yazar biçiminde tanımlanıyordu. Retorik okulları ise öğrencilerini, antik yazarların kusursuz birer kopyası olmak üzere yetiştiriyorlardı. Onların ağzından özel mektuplar yazma işi bu eğitimin önemli bir parçasıydı; bir kere piyasaya çıktıklarında hakiki sanılmaları gayet kolaydı. Ve bu mecmualardaki -bireylerin eserleri arasından beğeni toplaması için özellikle seçilmiş olan - metinlere olan talep, mevcut stoğu oldukça büyütmüştü.