Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kutu'l - Kulub

Kalplerin Azığı 3. Cilt

Ebu Talib El-Mekki

Kalplerin Azığı 3. Cilt Sözleri ve Alıntıları

Kalplerin Azığı 3. Cilt sözleri ve alıntılarını, Kalplerin Azığı 3. Cilt kitap alıntılarını, Kalplerin Azığı 3. Cilt en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şunu bil ki namazın sana uzun gelmesi bir çeşit gaflettir; namazı çok kısa tutman da yanılmaya yol açar. Çünkü namazın sana uzun gelip ağırlaşması ondan tat almadığını ve azalarına zor geldiğini gösterir. Namazı çok kısa tutman ise, rükünleri noksan yaptığını ve namazda sana gaflet geldiğini gösterir. Unutkanlık namazı noksan yaptırır. Namaz konusunda aranan istikamet şudur: Kul namazdan tat alarak, yüce Allah’a yalvarmanın lezzetine vararak, okuduklarını güzel anlayıp düşüncesini bir noktada toplayarak namazın ona uzun gelmemesidir. Aynı şekilde kul namazda uyanık olduğundan, farz ve vâciplerine dikkat ettiğinden ve onu hakkı ile yerine getirdiğinden namazın çok kısa olmamasıdır. İşte bu anlattıklarımız, namaz kılanların murakabesi ve huşû ehlinin müşahedesidir.
Sayfa 379
Oruçlarımızı parçalamayalım…
Denilir ki; Kişi oruçlu iken yalan söylediği, gıybet ettiği veya günah peşinde koştuğu her an, orucunu parçalamış olur. Bir günlük orucu tamamlamak için kulun günlerce tuttuğu oruç birleştirilir ve ancak bir günün orucu saat saat tamamlanmış olur.
Reklam
Rıza Makamının Alametleri
Ahmed b. Ebü’l-Havarî şöyle demiştir: Ebû Süleyman’a (k.s), “Falanca adam, ‘Şu gecelerin olduğundan daha uzun olmasını çok isterdim’ diyor’ dedim.” Ebû Süleyman (k.s), “Bu söz hem iyi hem de kötüdür. Eğer o, gecenin uzun olmasını ibadet etmek için istiyorsa söz güzeldir. Fakat Allah’ın sevip takdir ettiği bir durumu kul sevmediği için de kötü söylemiştir” dedi.
Sayfa 146
İhlas sahibi insanlardan birisi, vereceği şeyi fakirin önüne veya yoluna bırakır veya görüp alabileceği bir şekilde onun oturduğu yere koyardı. Fakir onları alır; fakat kimin verdiğini bilmezdi. Diğer birisi de vereceğini fakirin cebine o uyurken gizlice koyardı.
Sehl demiştir ki; İnsanların haklarını korumaktan daha ağır bir vazife bilmiyorum. Bir seferinde de şöyle demiştir; Kim, halka ve hayvanlara eziyet etmezse, su üstünde yürüyecek hale gelir.
Sakın aldanma herkeste gördüğün hale; Sevenin alametleri vardır; şimdi onları dinle. Seven ulaşmak için dostun hediyelerine; Devamlı sarılır onlara götürecek vesilelere. Bunlardan birisi, belalardan zevk almaktır; Sevgilinin her işinden memnun olmaktır. Sevgilinin vermeyişi güzel bir ihsandır; Fakirlik ise, acilen verilmiş bir ikramdır.
Reklam
Cüneyd-i Bağdadi demiştir ki; "Kulun Allah ile ünsiyetinin/özel muhabbetinin alameti, yalnızlıktan lezzet alması, O'na münacaat etmenin, yalvarıp yakarmanın tadını tatması, kalbini Allah'tan gayrı şeylerden tamamen boşaltıp dünya ve içindekileri düşünemeyecek bir hale gelmesidir.
Allahû Teâlâ mahlukatı yarattı; onları Zatından perdelemedi; Zatı ile kulları arasında sadece onların tedbirlerini perde yaptı. (Kul, sebepleri asıl zannedip Rabbine perde yapmaktadır.)
Rıza ehline göre, Allah'tan razı olan bir kul şu tür sözleri söylemez: "Bugün çok sıcak bir gündür" veya "Bugün çok soğuk bir gündür", "Fakirlik bir bela ve musibettir", "çocuklar üzüntü ve sıkıntı sebebidir", "zanaat, meşakkat ve zorluktur" Allah'tan razı olan bir kul, diliyle söylemediği bu tür sözlerden kalbini de korumalı, onları kalbine yerleştirmemelidir. Aksine, etrafında cereyan eden tecellilere kalbiyle razı olmalı, diliyle şükretmeli, aklıyla sükunet içinde karşılamalı, İlahi takdir ve tedbiri güzel bularak gönül hoşnutluğu ile teslim olmalıdır. Bu konuda Ömer bin Abdülaziz şöyle demiştir; "Sabaha çıktığımda benim için, İlahi takdirin tecellilerine bakıp teslim olmaktan daha güzel bir sevinç yoktur."
Namaz kılanın aklına mahzurlu bir arzu veya isyan düşüncesi gelirse bu helak ve uzaklaşma sebebidir. Bu tür düşünceler, insanı azdıran şeytanın onu çepeçevre sarması sonucu nefsi emmarenin bir sıfatı olarak meydana gelir. Bu durum ilahi huzurdan uzaklaşma ve perdelenme alametidir. O aynı zamanda kulun gazaba uğramasının, Allah'ın hoşnutluğundan uzaklaştırılmasının ve kendisinden yüz çevrilmesinin bir delilidir.
Reklam
Namazdan, zikirden gaye ve maksat Yüce Allah olduğuna göre; senin kalbinde O'na karşı bir tazim ve heybet yoksa, senin zikrinin ne kıymeti vardır? "Kıldığı namaz kendisini kötü ve çirkin işlerden uzaklaştırmayan kimsenin ancak Allah'tan uzaklaşması artar."
Kalp huzuru olmadan kıldığın bütün namazlar, seni sevaptan çok azaba götürür. Hasan-ı Basri (rh)
Allah Resulu şöyle buyurmuştur; Vaiz olarak ölüm, zenginlik olarak takva ve meşguliyet olarak ibadet yeter.
Fudayl bin iyad: "Kişi, istediğine ulaşması ile ulaşamamasını eşit gördüğünde rıza makamına ermiş demektir." Fudayl bin iyad: "Kim Allah'a itaat ederse, her şey ona itaat eder. Kim de Allah'tan korkarsa, her şey ondan korkar."
Allah seni, kendisiyle ünsiyet ettirsin/seni kendi muhabbetiyle huzura kavuştursun.
224 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.