Denilir ki; Kişi oruçlu iken yalan söylediği, gıybet ettiği veya günah peşinde koştuğu her an, orucunu parçalamış olur. Bir günlük orucu tamamlamak için kulun günlerce tuttuğu oruç birleştirilir ve ancak bir günün orucu saat saat tamamlanmış olur.
Önceki büyüklerden bir zat şöyle demiştir; "Tanıdık çoğaldıkça, alacaklılar artar; dostluk uzadıkça, haklar çoğalır."
Alimlerden birisi demiştir ki; "Nefsini tanıyan (ve onunla meşgul olan) huzura kavuşur, insanları tanıyan (ve onlarda huzur arayan ise) sıkıntıya düşer.
Ömer b. Hattab'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir; Allah'tan korkun, insanlardan da sakının.
İbni Abbas'tan da buna benzer şu söz rivayet edilmiştir; Vesveseci şeytanın korkusu olmasa, insanlarla bir arada olurdum.
Sehl demiştir ki; İnsanların haklarını korumaktan daha ağır bir vazife bilmiyorum.
Bir seferinde de şöyle demiştir; Kim, halka ve hayvanlara eziyet etmezse, su üstünde yürüyecek hale gelir.
Müslümanlara eziyet etmemek aklın kazancı, başkalarının eziyetlerine tahammül etmek ilmin kazancı, halka karşı dürüst olmak ve onlara merhametle muamele etmek de imanın kazancıdır.
Müslüman; aklıyla delilini ortaya koyamadığı şeylere de teslim olan kimsedir. Çünkü bu şeylerin var olması Allah'ın kudretinde mümkündür. Ayrıca o şey Hz Peygamberin sünnetinde bildirilmekte ve alimler tarafından nakledilmektedir. Mümin de, gözleriyle görmediği şeyleri tasdik eden kimsedir. Buna gaybe iman denir. Bedenin görme vasıtası göz olduğu gibi; akıl da kalbin görme vasıtasıdır.
Resulûllah bir yönü hakka, bir yönü batıla bakan karışık hükümlerde ihtiyatlı davranmayı emrederek şöyle buyurmuştur;
"Yahudi ve Hristiyanların söylediklerini ne tasdik edin, ne de yalanlayın. Sadece; Biz Allah'a, O'nun bize indirdiği kitaba ve size indirdiğine iman ettik; deyin."
Resulûllah şöyle buyurmuştur;
Dört şey vardır ki bunların bir insanda bulunması imrenilecek bir durumdur: ibadetin evveli olan tevazu, sükut, Allah'ın zikri ve az mala sahip olmak.
Valilerden birinin, minberde konuşurken yanlış sözler söylediğini işittim. Bir ara ayağa kalkıp sözlerine itiraz etmek istedim. Fakat beni öldürtmesinden çekindim. Gerçi ölüm de beni korkutmuyordu, ama kalbimin insanlara güzel görünme duygusuna kapılıp ruhumu verirken, onların: "Bu adam valiye i̇yiliği emretti diye öldürüldü" demelerinden korktum ve valinin sözüne karşı çıkmaktan vazgeçtim.