Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Din ve Şiddetin Tarihi

Kan Tarlaları

Karen Armstrong

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Uygarlık kendisini geliştirecek bir aylak sınıf gerektiriyordu ve binlerce yıl boyunca en güzel eserlerimiz sömürülen köylüler sayesinde yaratıldı. Sümerlerin yazıyı toplumsal denetim amacıyla bulması bir rastlantı değildir.
Uygarlık kendisini geliştirecek bir aylak sınıf gerektiriyordu ve binlerce yıl boyunca en güzel eserlerimiz sömürülen köylüler sayesinde yaratıldı. Sümerlerin yazıyı toplumsal denetim amacıyla bulması bir rastlantı değildir.
Reklam
Bizler anlam arayan varlıklarız ve diğer hayvanlardan farklı olarak yaşamlarımızı anlamlandıramadığımızda kolayca ümitsizliğe kapılabiliyoruz.
Sayfa 14 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Ataların ahlakı çoğu zaman Pentateuk okurlarını şaşırtıyordu. Hiçbiri özellikle hayranlık uyandıran kişilikler değildi. İbrahim kendisini kurtarmak için karısını firavuna satmıştı; Yusuf Kendini beğenmiş ve bencildi ve Yakup, kızı Dina'nın tecavüze uğraması karşısında iğrenç bir şekilde kayıtsız kalmıştı. Ama bunlar erdem hikayeleri değildir. Onları siyaset felsefesi olarak okursak olaylar daha fazla aydınlığa kavuşur.
Sayfa 132 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
“Bilge ve hayli etkili Muhyiddin ibnü-l Arabi (1165-1240) Tanrı’ya inanan bir insanın bir sinagogda, camide, tapınakta ya da kilisede kendisini aynı ölçüde rahat hissedeceğini öne sürüyordu çünkü hepsi de geçerli bir Tanrı algısı sunuyordu: “Bütün sureleri kabul eder hale geldi kalbim. Rahiplerin manastırına, putperestlerin tapınağına, ceylanların otlağına, hacıların Kâbesi’ne, Tevrat’ın levhalarına, Kur’an’ın sayfararına döndü kalbim. Benim dinim sevgidir. Nereye giderse gitsin kervanları, sevgi dinidir dinim ve imanım.”
“Antik çağda İsrail’de her yıl Kefaret Günü’nde baş rahip Kudüs’teki tapınağa iki keçi getirirdi. Birini toplumun günahlarını bağışlatmak için kurban ettikten sonra ellerini diğerinin üzerine koyar, bütün insanların suçlarını onun başına aktarır ve günahları yüklenen hayvanı kentin dışına gönderir, yani suçu başka yere yüklemiş olurdu. Musa, “Keçi halkın bütün suçlarını ıssız bir yere taşıyacak,” diye açıklamıştı. Rene Girard dib ve şiddet üzerine klasik çalışmasında, günah keçisi geleneğinin toplumdaki gurupların arasındaki anlaşmazlıkları ortan kaldırdığını savunmuştu. Benzer bir şekilde, ben de modern toplumun inancı günah keçisi haline getirdiğine inanıyorum.” (..................) “Çölde yaralarını yalayan günah keçisi büyüyen kızgınlığıyla kendisini kovan kente geri dönmüştü.”
Reklam
Gelecekte, Ortadoğu' ya yönelik her Batı müdahalesi, gerekçesi ne kadar seküler olursa olsun Birinci Haçlı Seferi' nin bağnaz şiddetini anımsatacaktı.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.