Kanatlanmış Kadınlar sözleri ve alıntılarını, Kanatlanmış Kadınlar kitap alıntılarını, Kanatlanmış Kadınlar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Genç kız ve kadın intiharlarının büyük çoğunluğu aşk ilişkisinden kaynaklanmıştır. Toplumun hoşgörüden yoksun olduğu bir evrede çaresizlik, intiharla sonuçlanıyordu. Toplumsal yapının değişim sürecinde uyumsuzluk ve kadının toplumsal normların baskısı altında kalışı genç kız ve kadınları bu yola sevk ediyordu.
Fatma Aliye için evliliğin ilk zamanlarında en büyük trajedi, çocukluğunda kendi mücadelesiyle yarattığı özgür dünyadan, “kendine ait oda”sından mahrum bırakılacak olmasıdır. Evlilik onun için, kaybettiği alanı yeniden ele geçirmek için verdiği ikinci mücadele dönemidir. Israrlı ve istikrarlı direnişi sayesinde bu mücadelesinden zaferle çıkacak, yalnızca “kendine ait bir oda”ya sahip olmakla kalmayacak, odasının penceresinden tüm dünyaya seslenecektir.
"Her ülkede -bir avuç bile olsa- sınıfını aşan, ulusunu aşan, kendisi olmaya cesaret eden kadınlar var. En çok takdir ettiğim, işte bu kadınlar. Her zaman tanımak isteyeceklerim işte bunlar, çünkü onlara tüm dünya çok yakın"
Okuma ve yazmanın kadınlar üzerinde özgürleştirici etkisi vardır. Okudukları romanlarda yeni ilişki biçimleri ve yaşam seçenekleriyle karşılaşan kadınlar kendilerinin, çevrelerindeki kadınların yaşamlarını sorgulamaya, maruz kaldıkları haksızlıklara isyan etmeye başlarlar.
Fatma Aliye'ye göre evlilik insanların uygarlaşmalannın bir sonucudur, eşlerin karşılıklı dayanışmasına dayanır. Yine, Mahmut Esad'ın çok eşliliğin fuhşu engellediği argümanına itiraz eder; fuhşu erkeklerin karakterine bağlar.
‘’Ahmet Mithat’a yazdığı ilk mektubunda, yalnız başına edebiyat dünyasına girme denemesini şu şekilde anlatır: ‘yapıtların yayınlanmasına heves ettim ve âlemi edebiyat denilen baloya ben de domino (maskeli kıyafet) olarak gitmeye özendim. Önce yoldaş sonra yol düşüncesiyle baloya bir kavalaye girilmek hatıra geldiyse de balonun ismi edeb balosu olduğundan öyle bir yere yalnız olarak gitmekte hiçbir çekince ve korku olmaz zannettim. Düşünemedim ki bir baloda erbabı edeb ve haysiyet bulunduğu gibi bir takım serseri ve bayağı, alçak kimselerde bulunacaktır.’’
‘’Ahmet Mithat’ın yalnızca Fatma Aliye’ye değil, dönemindeki kadın şairler Makbule Leman ve Fitnat hanıma da desteği kuşkusuz oldukça değerlidir. Ancak mevcut mektuplarda edebiyat tarihindeki erkek egemen dünyanın, kadın yazarlara yönelik tavrına dair iki önemli konu ifşa oluyor: birincisi, Ahmet Mithat, yardım etmenin ve destek olmanın yanı sıra, korkutarak ve duygu sömürüsü yaparak Fatma Aliye’yi ve onun aracılığıyla Fatma Aliye’nin dost edindiği kadın şairleri kontrol ediyor ve tahakkümü altına almaya çabalıyor. İkincisi, romanlarında güçlü kadın karakterler çizen, diğer Osmanlı reformcuları gibi ‘’kendine göre’’ kadın özgürlüğünü savunan Ahmet Mithat’ın destek olduğu kadın şairlerin arkasından ‘’kadın düşmanı’’ söylemlerde bulunarak, kadınların hangi türde, nasıl yapıtlar yazmaları gerektiği konusunda fikirleriyle oldukça cinsiyetçi, tutucu ahlakçı olduğu görülüyor.’’
Fatma Aliye, düşünen kadını güzel bulur; kadının ten güzelliği ve serveti geçiciyken, tahsili, ilim ve bir sanat öğrenip icra etmesi onun kalıcı güzelliği olacaktır.