Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kanunların Ruhu Üzerine

Montesquieu

En Eski Kanunların Ruhu Üzerine Gönderileri

En Eski Kanunların Ruhu Üzerine kitaplarını, en eski Kanunların Ruhu Üzerine sözleri ve alıntılarını, en eski Kanunların Ruhu Üzerine yazarlarını, en eski Kanunların Ruhu Üzerine yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ya siz, ey aklın, gerçeğin sessiz ve kimseyle konuşup görüşmeyen bekçileri! Size de sevinç ve mutluluk verebilirsem, ne mutlu olurdum! İnsanlık savunucularının sesini duyurmakta etken olan istek ve heyecanı, duyarlı ruhlara üfleyebilsem dünyalar benim olurdu!.. İnsanlığın kutsal haklarını savunan ve yenilmez gerçeğin tarafını tutarak, sesimi yükseltmekle, zulmün ve bazen de aynı derecede tiksinç bilgisizliğin pençesinde çırpınan kara yazgılı kurbanlardan birkaçını çekip kurtarabilirsem, bunlardan sadece bir tek günahsızın duaları ve döktüğü sevinç gözyaşları bile, bütün diğer insanların haksız suçlamalarına ve acı hakaretlerine karşı beni yatıştırır ve avuturdu!" Beccaria
İstibdat yönetimi ise tek başına bir kişinin tüm güçleri elinde topladığı, her alanda mutlak söz hakkına sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Doğası gereği geniş düzlüklere yayılmış imparatorluklarda ortaya çıkar. Hükümdar toplumu heves ve kaprislerine göre yönetir, onu sınırlayacak ne bir kural ne de bir kişi vardır. Sebebine gelince böyle bir toplumda din ve gelenek herşeye egemendir; fertleri itaat ve kölelik zihniyeti ile yetiştirilirler, bu nedenle de hükümdar ile halk arasında aracı hiçbir kimse ya da müessese var olamaz.
Reklam
îşte iklimin insanın biyo-psikolojik yapısı üzerindeki farklılaştıncı etkisi, onun toplumsal müesseselerine, örf-âdetlerine ve kanunlarına da yansır. Güney toplumlarında kölelik yaygın ve meşrudur Kadın ve erkek daima birbirinden ayrı tutulur. Cinsler arası eşitsizlik kadın aleyhine acımasızdır; çok sıcak yerlerde kızlar sekiz-on yaş­ ları arasında evlendirildikleri için, çocukluk ve evlilik içiçedir. Yirmi yaşına gelen kadın ihtiyardır, çünkü güzelliğini ve erkeğin ilgisini yitirmiştir; bu nedenle çok karılılık doğal karşılanmalıdır . Baskı ve istibdat yönetimleri de iklimin tembel ve korkak kıldığı sıcak Güney ülkeleri ile, Asya'da egemendir . Öyle ki, Asya'da kuzeyli bir millet fetihlerle Güney'e doğru indikçe, onların tüm kötü alışkanlıklarını alır, kendi halkına da köle muamelesi yapmağa başlar. Buna karşılık ılıman bölgelerin geniş bir alana yayıldığı Avrupa'da, iklimin etkisiyle birbirine benzeyen, hürriyetlerine düşkün cesur insanlardan olu­ şan toplumlar birbirlerini yenseler bile, Asya tipi istibdat yönetimleri kurmaları söz konusu olmaz İklimin yanısıra toprağın yapısı, verimli olup olmaması; ülkenin ada, dağlık, ovalık oluşu da toplumların kanunlarını etkileyen dış koşullar arasında yer alır
Saltanat hükümetlerinde bu kanunların konusu şereftir; Cumhuriyetlerde fazilet (erdem); istibdat idarelerinde de korkudur.
Faziletin, saltanat hükümetinin ilkesi olmadığı üzerine
İşsizlik içinde hırs, kendini beğenmişlik içinde aşağılık, çalışmadan zengin olma isteği, gerçeğe karşı düşmanlık, dalkavukluk, ihanet, alçaklık,sözünden cayma, vatandaşlık görevlerini küçümseme, hükümdarın faziletinden korkma, karakterin zayıflığından yarar bekleme, bunların üstünde de fazileti devamlı olarak gülünç bir şey gibi gösterme. Öyle sanıyorum ki, her yerde her zaman dalkavukların çoğuna vurulan damgalardır bunlar. Şimdi bir devletin başında bulunanların çoğunun namussuz olması, aşağı tabakada olanların ise namuslu olması, birincilerin aldatan, kandıran olması, ikincilerin de aldatılandan başka bir şey olmamaya razı olması ülkede büyük çapta bir huzursuzluk meydana getirir.
Sayfa 63 - hiperlinkKitabı okudu
Nasıl ki bir cumhuriyete fazilet gerekiyorsa, istibdat hükümetine de korku gerekir; fazilete lüzum yoktur orada; onur ise tehlikeli bir şey olur.
Reklam
Şu halde korku bütün cesur insanları baskı altında bulundurmalı ve gözü yükseklerde olanların bu tutkularını en küçüğünden en büyüğüne kadar söndürmeli.
İstibdat hükümetinde hükümdar bir an olsun yumruğunu indirdiğinde, üst mevkileri işgal edenleri bir anda yok edemezse her şey mahvolmuş demektir.
İstibdat devletlerinde, hükümetin niteliği aşırı bir boyun eğmeyi gerektirir; hükümdarın iradesi bir kere belli oldu mu, bir bilye başka bir bilyeye doğru fırlatıldığı zaman nasıl bir etki yaparsa öylesine yanılmaz bir etki elde etmeli. Ilımlılık, değişiklik, anlaşma, süre, eşdeğerlik, uzlaşma, itiraz diye bir şey yoktur orada; teklif edilecek eşit ya da daha iyi bir şey olamaz; kişi, buyuran başka bir kişiye boyun eğen varlıktır. Kişinin nasibi orada, hayvanın nasibi gibi içgüdü, boyun eğme ve cezadır.
Bununla beraber, ara sıra, hükümdarın iradesine karşı ortaya atılabilecek bir şey vardır; o da din. Hükümdar buyurursa kişi babasını bırakabilir, hatta öldürebilir de. Hükümdar ister ve buyurursa kişi şarap içmekten de vazgeçer. Dinin yasaları, daha üstün buyruklardır; çünkü bu yasalar halkın olduğu gibi hükümdarın da başının üstüne yer almıştır.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.