Tarımın ve genel olarak sanayinin gelişmesi, ormanlık alanların tahrip edilmesi konusunda uzun süredir o denli etkili olmuştur ki, bunun karşısında, ormanların korunması ve üretimi için yaptıkları her şey, tümüyle devede kulak kalır.
Bunalımlara, fiili tüketim ya da fiili tüketici azınlığın neden olduğunu söylemek, boş bir yinelemeden başka bir şey değildir. Emtiaların satılamaması ancak bunlar için fiili satın alıcı, yani tüketici bulunmaması anlamına gelir. (çünkü son tahlilde metalar üretken ya da bireysel tüketim için satın alınırlar.) Bir kimse eğer işçi sınıfından kendi üretimden çok küçük bir kısım aldığını, bundan daha büyük bir pay aldığı zaman ve dolayısıyla ücretleri yükseltir yükseltmez bu kötülüğe bir çare bulunacağını söyleyerek bu boş yinelemeye derin bir gerekçe görüntüsü vermeye kalkışırsa, bunalımların daima ücretlerin genellikle yükseldiği ve işçi sınıfının, yıllık ürünün tüketimine ayrılan kısmından daha büyük bir pay aldığı bir döneme hazırlandığına işaret etmek yeterli olacaktır. Bu 'basit' sağduyu savunucuları açısından, böyle bir dönem, daha çok bu bunalımı giderir.