Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kapitalist Toplum

Zubritski

Kapitalist Toplum Gönderileri

Kapitalist Toplum kitaplarını, Kapitalist Toplum sözleri ve alıntılarını, Kapitalist Toplum yazarlarını, Kapitalist Toplum yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Devrim için yalnız nesnel hazırlayıcı koşulların varlığı yeterli değildi, öznel hazırlayıcı koşullar da, yani ileri sınıfın devrimci yetenekte olması ve bu isteği duyması da gereklidir; bu istek ve yetenek, ileri sınıfın bilinciyle ve örgütüyle belirlenir. Yığınların devrimci kabarışının bir yol göstericiye, bir siyasal örgütleyiciye, bir yönetici güce gereksinmesi vardı. Yalnızca ilerici bir teoriyle donatılmış devrimci bir proletarya partisi, işçi sınıfının savaşımının başına geçebilirdi. Yalnızca parti işçi sınıfinı eğitebilir, onu, bütün halk için savaşım veren bir güç haline getirebilir, çeşitli akımları (proletaryanın sınıf savaşımını, köylülerin toprak için demokratik savaşımını, halkların ulusal kurtuluş savaşımını), bir dalga halinde birleştirebilirdi.
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
EMPERYALİZMİN TEMEL NİTELİKLERİ Emperyalizmi tanımlayan iktisadi temel özellikler şunlardır: 1. Üretim ve sermayenin bir merkezde toplanması, bu, kesin iktisadi bir rol oynayan tekellerin oluşumuna götürür. 2. Banka sermayesi ile sanayi sermayesinin kaynaşması ve bu "finans kapital" temeli üzerinde bir finans oligarşisinin doğuşu. 3. Meta ihracından farklı olarak sermaye ihracı, özel bir önem kazanır. 4. Dünyayı aralarında paylaşan uluslararası tekelci birliklerin oluşumu. 5. Dünya topraklarının en büyük kapitalist devletler arasında paylaşılmasının son bulması.
Sayfa 121Kitabı okudu
PARİS KOMÜNÜNÜN TARİHSEL ÖNEMİ Komün, proletaryanın siyasal iktidarı ilk ele geçirmeye kalkışması olarak, proletarya diktatörlüğünün kuruluşunun ilk deneyimi olarak, insanların anısında yaşayacak. İnsanlığı, insanın insan tarafından sömürüsünden kurtarmaya canatan çağımızın en iyi devrimcileri, Komün deneyimini özümlemişlerdir. Onun sonuçlarını tahlil ederken, Marx, Paris Komününün, proletarya devrimi sırasında burjuva devlet makinesini yıkmayı ve yerine kaçınılmaz olarak, bir komünist partisinin önderliğinde proletarya diktatörlüğünü koymayı gösterdiğini ve onun deneyimi sayesinde, gelecekte, proletarya devriminin başarı sağlayacağını söylüyordu. Paris Komünü, 19. yüzyıl işçi sınıfı savaşımının en yüksek noktası oldu.
Sayfa 108Kitabı okudu
İktidarı eline geçirdikten sonra Komün, eski burjuva devlet makinesini yıktı, onun yerine kendi iktidar organlarını koydu. Polis dağıtıldı, bakanlıkların yerini komisyonlar aldı, silahlı halkı temsil eden ulusal muhafızlar, sürekli ordunun yerine geçti. Komün, bir dizi toplumsal önlem de aldı: patronları tarafından terkedilen işyerleri işçilere bırakıldı, fırıncıların gece çalışmaları yasaklandı, görevliler kalifiye işçi gibi ücret alıyorlardı, boş konutlar en çok gereksinmesi olan ailelerin emrine veriliyordu vb..
Sayfa 106Kitabı okudu
Marksizm, maddenin evriminin genel yasalarını, tarihsel materyalizm tarafından formüle edilen toplumun özel yasalarıyla birleştirdi. Toplum, doğanın bir bölümü olduğuna göre, diyalektik materyalizmin açıkladığı en genel doğa yasalarına bağımlı olur. Böylece, toplum, yasalarına uygun olarak evrim gösterir ve durmaksızın değişir. Doğanın geri kalan bölümünden şu bakımdan ayrılır ki, toplum yaşantısını sürdürebilmek için maddi malları üretmek zorundadır. Şu halde, üretimin gelişmesinin bağımlı olduğu yasalar, toplumun evriminin temelini oluşturur. Bu sonuç, genel olarak, doğa hakkındaki materyalist görüşe uygundur, çünkü toplumun evrimini belirleyen şeyin bilinç değil, maddi üretim olduğunu ortaya koyar. Tersine, bilinç, hangi biçimde olursa olsun, (bütün biçimleriyle) üretim düzeyine uygun olarak gelişir. Hukuk, din, ahlak, estetik, felsefe vb. ile ilgili bütün fikirlerin, ve bunların karşılığı olan kurumların devlet-din açılıp gelişmesi, aynı zamanda toplumsal ilişkileri, toplumun yapısını ve örgütlenişini de belirleyen üretim düzeyine bağlıdır.
Reklam
Diyalektik materyalizm, marksizmin teorik dayanağıdır. Doğanın ve insan bilincinin en genel yasalarının günışığına çıkarılışıdır. Diyalektik materyalizme göre, doğa, kimse tarafından yaratılmadı, her zaman vardı ve sonsuza değin de varolacaktır; bilinç, doğanın evriminin ürünüdür, yüksek bir düzeyde düzenlenmiş maddenin ürünüdür. Bunun için, diyalektik materyalizm, tutarlı materyalist bir tutumu benimser. Aynı zamanda, maddenin ve bilincin gelişmesini diyalektik bir biçimde, yani onların evrimi ve sürekli değişmeleri açısından ele alır. Diyalektik materyalizm, ilk kez olarak, tüm maddeyi yöneten yasaları bularak, diyalektiği materyalizmle birleştirdi.
Bilimsel bir dünya görüşü yaratmak için, insanlığın tarihi boyunca biriktirmiş olduğu bilgileri özümlemek ve bundan sonra kapitalist toplumun yasalarını ve çelişkilerini bulup çıkarmak, işçi sınıfının, yeni toplumun kuruluşunda oynaması gereken rolü doğru olarak anlamak gerekiyordu. Marx ve Engels, işçi sınıfının ideologları, bu dünya anlayışının yaratıcıları oldular.
Sanayi proletaryasının ortaya çıkışı, makine kullanımının çok büyük bir toplumsal sonucudur. Büyük sanayi işletmelerinde birarada çalışma, işçileri örgütlenmeye ve saflarını sıklaştırmaya itiyordu; sınıf dayanışması, kökenini bu olgudan aldı, aynı zamanda da proletaryanın yaşam koşulları, onu, en üstün derecede devrimci bir sınıf halinegetiriyordu. Burjuvazi, büyük makine sanayiini geliştirirken, aynı zamanda, devrimci gücü de yaratıyordu.
Makine, sanayi devriminin maddi ve teknik temeli olduysa da, sanayi devrimi teknik değişikliklere indirgenemez; bununla birlikte, bu teknik değişiklikler de emeğin verimliliğinin artması ve üretim giderlerinin azalması sonucunu vermeleri bakımından önemlidir. Sanayi devrimi, toplumsal ilişkilerde, büyük değişiklikleri ortaya çıkardı. Makine kullanımına geçişin hemen görülen sonucu, sanayi işçileri yığının ortaya çıkışı, proletaryanın sınıf olarak hızla oluşması, köylülüğün ortadan kalkması (İngiltere'de) ya da küçülmesi (öteki ülkelerde) oldu.
Reklam
Fransız Devrimi feodaliteye son verdi, yeni üretim ilişkilerine yolu açtı. Toplumun eski toplumsal yapısını yıktı ve siyasal yapısını ortadan kaldırdı. 1649 İngiliz Burjuva Devriminden sonra, Fransız Devrimi, insan toplumunun evriminde yeni bir evreyi, kapitalizmin kuruluşu ve gelişmesi evresini başlattı. Emekçilerin sömürüsünü sona erdirmekten uzaktı, yalnızca bu sömürünün biçimi değişmiş oldu. Devrim, kapitalizmin mezar kazıcısı olacak olan sanayi proletaryasının gelişmesi koşullarını yarattı.
Kapitalizmin temel çelişkisi, proletarya ile burjuvazi arasındaki uzlaşmaz sınıf karşıtlığı ile açıklanır. Üretimin başlıca iki öğesi, yani kapitalistlerin elinde toplanmış olan üretim araçları ile üretim araçlarından yoksun ve yalnızca emek-gücüne sahip doğrudan üreticiler arasındaki fark, aşırı üretim bunalımları sırasında, bir yanda üretim araçlarının ve ürünlerin, öte yanda da emek-gücü fazlalığının, geçim araçlarından yoksun bir işsizler yığınının görüldüğü zamanlarda, bütün çıplaklığıyla kendini ortaya koyar.
Proletaryanın sayıca gelişmesi ve güçlenmesiyle birlikte emek-gücünün kısaltılması için işçilerin savaşımının büyüdüğü görülür. Bu, işçi hareketinin ilk hak davalarından biridir. Savaşım, İngiltere'de başladı; 19. yüzyılın ortalarında İngiltere'de, işgünü 12 saat, sonra da 10 saat olarak sınırlandırılmıştı (1901). Buradan, başka ülkelere yayıldı.Rusya'da 1897 etkili grevlerinden sonra işgününü 11,5 saateindiren bir yasa kabul edildi. Sonra, sıra, sekiz saatlik işgünü sloganına geldi. Hareket, Rusya'da 1917'de sosyalist devrimden sonra özellikle kuvvetlendi. İşçi sınıfının baskısı karşısında birçok burjuva ülkelerde sekiz saatlik işgünü yasalaştı. Kapitalistler, işi şiddetlendirerek hemen karşılık verdiler.
Bir İngiliz sendikacısı, sermayenin, artı-emeğe karşı doymak bilmez bir susuzluğu olduğunu yazmıştır: "Nasıl ki doğa, boşluktan nefret ederse, sermaye de kârsızlıktan ya da az kârdan nefret eder. Kâr elverişli oldu mu, sermaye yürekli olur: %10 garantili kârla her yerde kullanılabilir; %20'de kızışır; %50'de delice bir cesarete gelir; %100'de bütün insani yasaları ayaklar altına alır; %300'de işlemeyeceği cinayet yoktur, darağacı pahasına da olsa."
Kapitalist sömürü maskelenmiştir; bu onu, feodal toplumdaki ve köleci toplumdaki sömürüden ayırır. Kölelerin ve serflerin çalışması zoraki bir çalışmaydı. İşçi de çalışmak zorundadır, ama onun kapitalist karşısındaki kişisel özgürlüğü, kapitalizmde, çalışmanın bu niteliğini gizler.
137 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.