Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kapitalizm

Claude Jessua

Kapitalizm Gönderileri

Kapitalizm kitaplarını, Kapitalizm sözleri ve alıntılarını, Kapitalizm yazarlarını, Kapitalizm yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gerçekten de, ekonomik dünyanın çehresinin tamemen değiştiği görülmektedir. Tarıma dayalı kapalı tüketimin başat bir yer tuttuğu, parasal mübadelelerin aynî mübadeleler karşısındaki öneminin marjinal kaldığı, içine kapanmış kırsal topluluklarla karşı karşıyayken, dışarıya ve hatta dünyanın geri kalanına açık bir topluma geçilmektedir. Bu yeni toplumda, derebeylik iktidarının hiyerarşik ilişkilerinin yerini yavaş yavaş ticari ilişkiler alır. Servetler artık yalnızca toprağa bağlı olamaz: Para karşılığı, hatta cebirsel tutar olarak ifade bulan, alacağın verecekten fazlalığı şeklini almış, daha soyut, maddi olmayan bir görünüm edinmeye başlar.
Komünizm aslında teorik bir sistemdir. Marx'ın Gotha Programının Eleştirisi'ndeki (1875) deyişiyle, "herkesten yeteneklerine göre, herkese ihtiyaçlarına göre" formülüne denk düşenin komünizm olduğu düşünülebilir. Komünizm kısa dönemde gerçekleşmeyecek gibi görünür; çünkü üretici güçlerin öyle gelişmesi gerekmektedir ki, kıtlık ortadan kaldırılmış ve insanlar ihtiyaç duydukları şeylere, paraya bile başvurmadan, doğrudan ve karşılıksız erişebilir olmalıdır. Ruslar, "savaş komünizmi" (1918–1921) trajik deneyiminin ardından gerçeği kabul etmek zorunda kalmışlardı: Komünizm, acilen gerçekleştirilemeyecek bir idealdi. Dolayısıyla "herkesten yeteneklerine göre, herkese emeğine göre" özdeyişi uyarınca uzun bir geçiş evresinden geçmek gerekecekti. "Sosyalizm", bu geçiş rejimine Ruslar'ın verdikleri ad oldu. İktidardaki tek partinin adı "Komünist Parti" olsa da, 1980'li yılların sonuna kadar Sovyetler Birliği ve çeşitli "Doğu ülkeleri" bu terimle nitelendi.
Reklam
Gerçekten de, yalnızca üretim maliyetlerini karşılamak değil, dahası, bir artık -kâr- elde etmek de söz konusuydu. Bu artık, yeniden yatırıma dönüştürülecek ve böylece işletmenin büyümesi sağlanacaktı; çünkü büyüme yasası ortak çıkarların yasasıydı. Bu bakış açısı bir ulus ölçeğine yayıldığında kapitalist bir ülkenin ekonomisi büyümeyi hedef alan bir sistem olarak kabul edilir; büyüme, servet büyümesidir ve kümülatif biçimde işler. Başka deyişle, duraklama hali kapitalizmin özüne yabancıdır.
"Kapitalizm" terimi, sonundaki "izm" ekine rağmen, ne bir zekâ ürünüdür ne de teorik bir sistemdir. XIX. yüzyılda Proudhon, Pierre Leroux ve Blanqui gibi Fransız sosyalistlerinin uydurduğu, kendi dönemlerinin ekonomik ve toplumsal sistemini belirtmekte kullandıkları bir terimdir. Onlar bu sistemin yerine az çok uzun vadede "sosyalizm"in geçeceğini ummuşlardı. Bu arada, belirtmek gerekir ki, ne Marx ne Engels bu terimi özellikle kullanmıştır. Onlar "kapitalist üretim tarzı"na ya da "burjuva ekonomisi"ne gönderme yapmışlardı ki elbette bu da sonuçta aynı anlama geliyordu. Bu yeni uydurma sözcük, doktrincilerin katkıları sayesinde çok kısa sürede adaletsizlik ya da sömürü kavramlarıyla birlikte anılarak, kötüleyici bir yananlam edindi. Bu nedenle, liberal yazarlar, bu terimin yerine, "serbest teşebbüs ekonomisi" ya da "pazar ekonomisi" gibi daha yansız olduğunu düşündükleri deyimler koydular.
6. yüzyıldan 11. yüzyıla dek bir şehrin nüfusu 5 bin kişiyi aştığında şehir büyük kabul ediliyordu.
Sayfa 19 - pdf.
şehirleşme. —
feodal mülklerin kimi sakinleri, eski roma şehirlerine ya da tahkim edilmiş kasabalara, bu yerleşimlerin açtığı mü­badele olanaklarından yararlanmak amacıyla yerleşerek kendi koşullarını iyileştirme arzusu duyduklarında ve bu imkanı bulduklarında, feodal dünyanın özelliği olan kapalı derebeylik ekonomisi kendi sınırlarına varınış oldu. bir şehir (ya da kısmi şehir) yerleşimi, gerçekten de bir yol kavşağında, bir deniz ya da nehir kıyısında bulunur, farklı mes­lekler icra eden insanlardan oluşur; dolayısıyla, bir dere­beylik mülküne ait olmanın mahkum ettiği ketlenme, kendi ürettiğini tüketme ve otarşi durumundan bu şekilde çıkıla­bilir.
Sayfa 19 - pdf.
Reklam
ortaçağ toplumunun karakteristik biçim olarak, avrupa'da roma imparatorluğu'nun çöküşünün ardından doğduğunu hatırlamak gerekir. bu çöküşe yol açan da barbarların istilalarıyla gündelik yaşamın ekonomik ve toplumsal temellerindeki dayanaksızlığın giderek artmasıdır.
Sayfa 13 - pdf.
günümüzde anladığımız ve tanımladığımız anlamıyla kapitalizmin başlangıcını ortaçağ'da saptayabiliriz çünkü ortaçağ toplumu homojen bir uygarlık olmaktan uzaktı.
Sayfa 13 - pdf.
komünizm, acilen gerçekleştiri­lemeyecek bir idealdi dolayısıyla, "herkesten yeteneklerine göre, herkese emeğine göre" özdeyişi uyarınca uzun bir geçiş evresinden geçmek gerekecekti. "sosyalizm", bu geçiş reji­mine ruslar'ın verdikleri ad oldu. iktidardaki tek partinin adı "komünist parti" olsa da, 1980'li yılların sonuna kadar sovyetler birliği ve çeşitli "doğu ülkeleri" bu terimle nite­lendi. schumpeter'in sosyalizm tanımı buna gayet iyi uygu­lanır. 1980'li yılların başında, uzmanlar, leonid brejnev'in önerisiyle, bu ülkeleri "reel sosyalizm" ülkeleri olarak ad­landırıyorlardı.
Sayfa 10 - pdf.
komünizm kısa dönemde gerçekleşme­yecek gibi görünür; çünkü üretici güçlerin öyle gelişmesi gerekmektedir ki, kıtlık ortadan kaldırılmış ve insanlar ihti­yaç duydukları şeylere, paraya bile başvurmadan, doğrudan ve karşılıksız erişebilir olmalıdır.
Sayfa 10 - pdf.
43 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.