Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kapitalizmde Korku

Dieter Duhm

Kapitalizmde Korku Sözleri ve Alıntıları

Kapitalizmde Korku sözleri ve alıntılarını, Kapitalizmde Korku kitap alıntılarını, Kapitalizmde Korku en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dış zor, toplumsal zordur; her türlü nevrotik korkunun çıkış noktasıdır, ancak önce reel korkuyu üretir. Sonra bastırma yoluyla reel korku, bilinçdışı üzerinden bir dolambaç yapar ve nevrotik korku olarak tekrar meydana çıkar. Nevrotik korkuya, "konserve edilmiş reel korku" demek de mümkündür, ancak bunun artık reel tehlikeyle bir ilişkisi kalmamıştır. Bu korku konservesi, insanların kendi bilinçdışı motoru olarak onları boyunduruk altına sokar. Egemenlik sistemi bununla, bireylerin en güvenilir temsilcisini bulmuştur.
Çevirmenin Notu
Kapitalizmde yaşayıp da, ona tek başlarına bile olsa, alternatif olabilen insanlar vardı Türkiye'de. Her şeye rağmen, yine de var bu insanlar... Bu kitabı çevirirken, onları düşündüm hep. Bir de tabii, yetişmekte olan genç kuşakları...
Sayfa 240 - sargut şölçün, 2. baskıKitabı okudu
Reklam
Sempati, saygınlık ve statü elde etmek için karşılıklı girişilen mücadelede birbirlerinin rakibi olmuşlardır. Karakter maskelerini pazara taşıyarak, birbirlerine ve kendi kendilerine yabancılaşırlar.
İnsanları sürekli ilişki aramaya ve yüzeysel beraberlikler kurmaya, ancak nörotik bağlanma yeteneksizliği sürükler. Ancak gizli aşağılık kompleksleri nedeniyle insanlar, cinsel ve mesleki başarı peşinde koşarlar. Ancak başkalarının bakışlarından korkanlar, çevrelerini yaşama zevki ve kendine güven veren aromalarla sararlar.
Korku üreten bu değişim ilişkilerinin en mükemmel sureti, sınav durumudur. Böyle bir durumda, istenilen bedeli elde edebilmek için, belli bir başarı düzeyi göstermeye açıkça zorlanırız.
Herhangi bir grubu güçlendirmek için, toplum dışı olanlara karşı saldırıların faşistçe bir araya getirilip yönlendirilmesi, her zaman tutulan bir yöntemdir.
Reklam
Çevre, yalnızca insanları yöneten yabancı bir güç olarak değil, aynı zamanda, onların yargıcı olarak da egemendir. İnsandan ayrılan toplumsal güç, onu şimdi anonim yargı gücü olarak yakalamaktadır, çevredeki insanlar, bu gücün tehditkâr temsilcileri durumundadır. Sartre şöyle diyor: "Ilke olarak, başkası, bana bakan kimsedir... imkânlarımın saklı ölümü... görülmüşlüğüm, beni böylece, benim olmayan bir özgürlüğe karşı koyamayacak bir varlık olarak oluşturur." Üstün durumdaki başkasının yargılayan bakışlarında, insan kendi bağımsızlığını kaybetmektedir.
Örneğin bir memurun şefinin odasına girerken, bir öğrencinin profesörün görüşme saatine giderken ya da bir çırağın ustasının yanına çağırıldığı zaman kendini gösteren korku, çoğu kez, sadece gerçekten reel bir tehlikeyle açıklanamaz. Bu korku, irrasyonel ve nevrotiktir; reel korku gibi bir dış tehlikeden değil, içteki korku kaynağından, yani, geriye itilmiş ihtiyaçlardan ve içselleştirilmiş zordan ileri gelir.
bu rekabetten çoktan vazgeçtim.
İnsanlar, karakter maskelerinin daha yüksek değişim değeri (saygınlık, sempati, hayranlık, vs.) uğruna rekabet içindedirler. Sempati, saygınlı ve statü elde etmek için karşılıklı girişilen mücadelede birbirlerinin rakibi olmuşlardır. Karakter maskelerini pazara taşıyarak, birbirlerine ve kendi kendilerine yabancılaşırlar.
Anne ve babanın normlarını, yasak ve emirlerini benimsemiştir: kendisini, tıpkı annesinin ve babasının yargılamış olduğu gibi yargılamaktadır. Çocuk bir vicdan geliştirmiştir ve bu vicdan, tıpkı o zamana kadar anne ve babanın yaptığı biçimde, aynı yasa kitabına göre yargılar ve mahkum eder.
165 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.